Logo

3. Hukuk Dairesi2023/670 E. 2023/2749 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile davalı arasında imzalanan intifa sözleşmesi gereğince stadyumda oynanan maçların bilet satış hasılatından davacı kuruma ödenmesi gereken payın miktarı ve faiz başlangıç tarihi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava açtığı tarihte alacağının miktarını belirleyebilecek durumda olması ve davanın belirsiz alacak davası değil kısmi dava niteliğinde olduğu gözetilerek, faizin bir kısmı için dava tarihinden, kalan kısmı için ıslah tarihinden itibaren işletilmesi gerektiği gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2466 E., 2022/2338 K.

DAVA TARİHİ : 19.02.2018

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/92 E., 2020/6 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davanın 3289 sayılı Kanun'un 14 ve 16 ncı maddelerinin uygulamasını göstermek üzere Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sportif Müsabaka ve Gösteri Hasılatının Dağıtılmasına Dair Yönetmelik'in 8 inci maddesine ilişkin olarak 2015-2016 sezonuna ilişkin ... Stadında oynanılan müsabakaların net hasılatının %7'sinin Spor Genel Müdürlüğüne ödenmesi hakkında olduğunu, ... Stadının intifa hakkının 49 yıllığına Spor Genel Müdürlüğü tarafından ... Spor Kulübü Derneğine 22.07.1998 tarihli sözleşme ile verildiğini, davalılar arasında imzalanan 27.06.2011 tarihli devir sözleşmesi ile derneğin futbol şubesi faaliyetleri, doğmuş ve doğacak tüm hak, alacak ve borçları ile birlikte süresiz olarak ... Futbol A.Ş.ye devredildiğini, şu an stadın bütün kullanımının ... Futbol A.Ş.nin elinde olduğunu, bu hususta kurumdan bir kabul alınmadığını, bu durumun davalı dernek ile Genel Müdürlük arasında imzalanan ilgili sözleşme olmadığını, dava konusu olan 2016-2017 yıllarında ... Stadında oynanılan tüm müsabakalardaki bilet (stadyum, pasolig, kombineler, localar vs) satışlarından elde edilen net hasılatın ... Futbol A.Ş.nin gelirleri arasında yer aldığını beyan ederek; 2015-2016 futbol sezonunda ... ... Stadında oynanılan tüm müsabakalarda bilet satışlarından elde edilen net hasılatın % 7'si için şimdilik 3.500,00 TL'nin 21.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 09.10.2019 tarihli bedel artırım dilekçesinde tespit edilen 5.963.545,25 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini ve davalıların temerrüt tarihi olan 15.07.2016 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar; ... Spor Kulübü Derneğinin kamuya yararlı dernek statüsünde olup kendisinden hasılat payı alınamayacağını, yine hasılattan pay alınmasının 5894 sayılı Kanun'a aykırı olacağını, ... ile ... Futbol A.Ş. arasında yapılan devir sözleşmesinde yeralan " Devir sonrasında ... Spor Kulübünün ... Futbol Şubesi borçlarından sorumluluğu iki yıl süreyle devam edecektir" düzenlemesi sebebiyle ... Spor Kulübünün sorumluluğunun sona erdiğini beyan ederek davanın reddini talep etmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 05.08.2004 tarihli ve 25544 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sportif Müsakaba ve Gösteri Hasılatının Dağıtımına Dair Yönetmelik'in 8 inci maddesinde; "intifa hakkı verilen tesislerde müsabakaların net hasılatının sadece %7'si Genel Müdürlük payı olarak genel müdürlük hesabına gönderilir." hükmünün bulunduğu, aynı hasılata ilişkin maddelerde davalıların borçtan müştekeren ve müteselsilen sorumlu olduklarının belirtildiği, açılan belirsiz alacak davasında 2015-2016 yılları hasılat dağıtım çizelgeleri ve devir sözleşmesi ve ana sözleşme sunulmuş olmakla, yine ticari defterlerde ve cetvellerde sunulan tablolar ve bütün deliller ışığında bilirkişi raporunun düzenlendiği, ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, elektronik defter bilgileri üzerinden gelir hesabı ve tablo hesabı yapılarak davacı tarafın davalı taraftan talep edebileceği rakamın net hasılat olan 85.193,503,64 TL'nin %7'si olan 5.963.545,25 TL olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, bedel artırım ile artırılan 5.963.545,25 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı; davaya konu alacak sebebiyle davalıların 23.06.2016 tarihli bildirim ile temerrüde düşürüldüklerini ve alacağa bu tarihten itibaren faiz işletilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek, istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı ...Ş.; usule ilişkin itirazlarının Mahkemece hiç değerlendirilmediğini, davanın şirketleri yönünden husumetten reddedilmesi gerektiğini, bilirkişi raporuna yapılan itirazların dikkate alınmadığını, davacının davasının haklı olduğuna karar verilmesi halinde dahi davacının faiz başlangıç tarihinin 15.07.2016 olarak belirlenmesi gerektiği yönündeki iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, davacının talebinden davasını kısmi eda külli tespit davası olarak açtığının anlaşıldığını, davacının davasını tahsil amaçlı belirsiz alacak davası olarak açmadığını, bu nedenle Mahkeme tarafından tümden tespit edilecek alacak miktarına dava tarihinden itibaren faiz işletilebilmesinin yalnızca tahsil amaçlı belirsiz alacak davasında mümkün olduğunu, davacının davasının kabulü halinde yalnızca 19.02.2018 tarihli dava dilekçesinde tahsili talep edilen miktar bakımından faiz başlangıcı olarak dava tarihinin kabul edilmesi, işbu tutar dışındaki bakiye kısmın yalnızca tespiti talep edildiğinden, belirlenen bakiye alacak miktarına ise bedel artırımı yapıldığı tarihten itibaren faiz uygulanmasına karar verilmesi gerektiğini beyan ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Davalı ...; usule ilişkin itirazlarının Mahkemece hiç değerlendirilmediğini, dava konusu talebin yasal dayanağı olarak ileri sürülen yönetmeliğin Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten sonra 13.12.2009 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve davacının talep konusunu oluşturan hususların farklı bir şekilde düzenlendiğini, ilgili Yönetmelik uyarınca; kamu yararına çalışan dernekler ve vergi muafiyeti tanınan vakıflar lehine sağlık, eğitim, spor tesisleri yapılması amacıyla tesis edilen irtifak hakkından hasılat alınamayacağı hususunun hüküm altına alındığını, Derneklerinin de kamuya yararlı dernek statüsünde olduğunu, davacının davasının haklı olduğuna karar verilmesi halinde dahi davacının faiz başlangıç tarihinin 15.07.2016 olarak belirlenmesi gerektiği yönündeki iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, davacının talebinden davasını kısmi eda külli tespit davası olarak açtığının anlaşıldığını, davacının davasını tahsil amaçlı belirsiz alacak davası olarak açmadığını, bu nedenle Mahkeme tarafından tümden tespit edilecek alacak miktarına dava tarihinden itibaren faiz işletilebilmesinin yalnızca tahsil amaçlı belirsiz alacak davasında mümkün olduğunu, davacının davasının kabulü halinde, yalnızca 19.02.2018 tarihli dava dilekçesinde tahsili talep edilen miktar bakımından faiz başlangıcı olarak dava tarihinin kabul edilmesi, işbu tutar dışındaki bakiye kısmın yalnızca tespiti talep edildiğinden, belirlenen bakiye alacak miktarına ise bedel artırımı yapıldığı tarihten itibaren faiz uygulanmasına karar verilmesi gerektiğini beyan ederek, kararın kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı Kulüp arasında imzalanan ... ... Stadının intifa hakkının devrine ilişkin 22.07.1998 tarihli ve 49 yıl süreli sözleşmenin, dava konusu 2016-2017 futbol sezonunu kapsar şekilde yürürlükte bulunduğuna ve davalılar arasında yapılan devir sözleşmesi davacıyı bağlamayacağına göre davalının husumete ve devir sözleşmesinin 4 üncü maddesi gereğince 2 yıllık süre geçtiğinden talep edilen alacaktan davalı kulübün sorumlu olmadığına ilişkin istinaf itirazının yerinde olmadığı,

Dava, intifa sözleşmesine değil, anılan Yönetmelik'in 7 nci maddesine dayanılarak açıldığına ve sözleşmede hasılat gelirlerinden davacının alacağı paya ilişkin bir düzenleme bulunmasına göre, ihtilafın çözümünde zaten sözleşme uygulanmayacağından sözleşmede hüküm bulunmadığı yönündeki istinaf itirazının da yerinde olmadığı,

3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'a 28.04.2005 tarihli ve 5340 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi ile eklenen Ek 11 inci madde ile "Genel Müdürlüğün mülkiyetinde veya kullanımında bulunan spor tesisleri veya taşınmazların kullanım veya

intifa hakkı; spor federasyonlarına, en az üçü olimpik olmak üzere toplam altı spor dalında faaliyet gösteren ve liglere katılan ... kulüplerine, yerel yönetimlere, kamu kurum ve kuruluşlarına protokol ile bedelsiz devredilebilir." hükmü getirilmiş ise de davacı ile davalı Kulüp arasında imzalanan 22.07.1998 tarihli ... ... Stadının intifa hakkının devrine ilişkin sözleşme zaten yürürlükte olup esasen davada sözleşmeye dayanılarak değil Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sportif Müsabaka ve Gösteri Hasılatının Dağıtımına Dair Yönetmeliğin 8 inci maddesine dayanılarak açıldığından Ek 11 inci maddenin somut uyuşmazlığa uygulanamayacağını,

Yine davalı ... Kulübü Derneği vekili, 13.12.2009 tarihli ve 27431 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne Ait Taşınmazların İdaresi Hakkında Yönetmelik'in 68/1 inci maddesi gereğince yıllık hâsılatın yüzde biri oranında pay alınması ve 68/2 nci maddesi gereğince müvekkili dernek statüsünde olduğundan hâsılat payı alınmayacağını belirterek istinaf talep etmiş ise de; aynı Yönetmelik'in "Mevcut sözleşmeler" başlıklı geçici 1.maddesine göre; "Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olan sözleşmeler sürelerinin sonuna kadar geçerlidir. Süreleri biten sözleşmeler hakkında bu Yönetmelik hükümleri uygulanır." hükmü getirildiğinden taraflar arasında, Yönetmeliğin yürürlük tarihinden önce imzalanan 1998 tarihli sözleşmeye bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanamayacağı,

Somut olayda, hükme esas alınan 03.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacı ... Genel Müdürlüğünün bilet satış hasılatlarından %7 oranındaki payının davalıların tüm defter ve kayıtları incelenerek alacak kalemleri, dayanak ve hesaplama yöntemi ayrıntılı gösterilmek suretiyle ve özellikle davalıların yaptığı müsabakaya dönük toplam giderleri mahsup edilmek suretiyle hesaplanan net hasılatın %7 karşılığının 5.693.545,25 TL olduğu tespiti doğrultusunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu' nun (6100 sayılı Kanunu) 107 nci madde uyarınca belirsiz alacak davası şeklinde açılan davada, davacının 23.06.2016 tarihinde gönderdiği bildirim yazısının açıkça bir alacak miktarı ve ödeme süresi belirtmediğinden geçerli bir ödeme ihtarı olmayıp, davalıların bu tarihte temerrüte düşürüldüğü kabul edilemeyeceğinden, dava tarihinden itibaren faiz yürütülerek davanın kabulü şeklinde kurulan hükümde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinden taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı; istinaf başvuru dilekçelerindeki beyanlarını tekrar ederek, bozulmasına ya da düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalılar; istinaf başvuru dilekçelerinde yer alan beyanlarını tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı ile davalı ... arasında imzalanan 22.07.1998 tarihli intifa sözleşmesi doğrultusunda bilet satışlarından elde edilen hasılatın belli bir payının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu'nun (3289 sayılı Kanunu) 14 üncü maddesinin 1-c bendinde; spor musabakalarından alınacak hisse, özel hesabın gelirleri arasında sayılmıştır.

2. 3289 sayılı Kanun'un 16 ncı maddesi; ''Müsabakalardan elde edilecek brüt hasılattan gerekli masraflar çıktıktan sonra geriye kalan miktar; müsabakanın yapıldığı spor il müdürlüklerine ve müsabaka yapan kulüplere dağıtılır. Bu konudaki uygulama, usul ve esaslar bir yönetmelikle belirtilir.'' şeklindedir.

3. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sportif Müsabaka ve Gösteri Hasılatının Dağıtımına Dair Yönetmelik'in 8 inci maddesi; ''... Federasyonu Başkanlığı tarafından Genel Müdürlüğe ait tesislerde düzenlenen (intifa hakkı verilen tesisler hariç) resmi ve özel profesyonel her türlü futbol müsabakalarında ve yurt içindeki temsili ve milli futbol müsabakalarında bilet satışlarında elde edilen hasılatın hesap ve dağıtımı 7 nci madde ve Ek –2 tablo esaslarına göre yapılır. İntifa hakkı verilen tesislerde ise müsabakaların net hasılatının sadece %7’si Genel Müdürlük payı olarak Genel Müdürlük hesabına gönderilir.'' şeklindedir.

4. 13.12.2009 tarihli ve 27431 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne Ait Taşınmazların İdaresi Hakkında Yönetmelik'in 68 nci maddesine göre; " İrtifak hakkı tesis edilen taşınmazın üzerinde yapılacak tesisin bizzat hak lehtarınca işletilmesi hâlinde, bu tesisin işletilmesinden elde edilen toplam yıllık hâsılatın yüzde biri oranında pay alınır.

Kamu yararına çalışan dernekler ve vergi muafiyeti tanınan vakıflarca sağlık, eğitim ve spor tesisleri yapılması amacıyla tesis edilen irtifak hakları ile vakıflarca kurulan yükseköğretim kurumları lehine tesis edilen irtifak haklarında hâsılat payı alınmaz.

Taşınmazın üzerinde spor hizmet ve faaliyetlerinde kullanılmak amacıyla spor kulüpleri, amatör spor kulüpleri federasyonları ile konfederasyonları lehine tesis edilen irtifak haklarında hasılat payı alınmaz."

5. Aynı Yönetmelik' in geçici 1 inci maddesi; ''Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olan sözleşmeler sürelerinin sonuna kadar geçerlidir. Süreleri biten sözleşmeler hakkında bu Yönetmelik hükümleri uygulanır.'' şeklindedir.

6. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesiyle mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda yer alamayan yeni bir dava türü olarak belirsiz alacak davası kabul edilmiştir. 6100 sayılı Kanun'un “Belirsiz alacak davası” başlığı altında düzenlenen 107 inci maddesinin birinci fıkrasında; “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.

7. Aynı Kanun'un 109 uncu maddesinde ise kısmi dava, dava çeşitleri arasında düzenlenmiş olup, maddenin birinci fıkrası uyarınca, "Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir".

8. Kısmi dava ile davacı, mahkemeden sadece dava konusu yaptığı kısmın hüküm altına alınmasını istemektedir. Bu nedenle kısmi dava bakımından dava açılmasına bağlanan sonuçlar, sadece alacağın dava konusu yapılan kısmı bakımından sonuç doğuracaktır. Kısmi dava açılması halinde davaya konu edilmeyen kısmın ayrı bir davayla talep edilmesi veya aynı davada ıslah yoluyla dava konusuna dahil edilmesi mümkündür.

9. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01.03.2023 tarihli ve 2021/(11) 6- 192 E., 2023/157 K. sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir; ''Sırf taraflar arasında alacak miktarı bakımından uyuşmazlık bulunması, talep sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olması anlamına gelmez. Esas olan objektif olarak talep sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olmasıdır. Sadece alacak miktarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunması ya da miktarın tartışmalı olmasının belirsiz alacak davası açılması için yeterli sayılması hâlinde, neredeyse tüm davaların belirsiz alacak davası olarak kabulü gerekir ki, bu da kanunun amacına aykırıdır.

Alacağın miktarının belirlenebilmesinin, tahkikat aşamasında yapılacak delillerin incelenmesi, bilirkişi incelemesi veya keşif gibi sair işlemlerin yapılmasına bağlı olduğu durumlarda da belirsiz alacak davası açılabileceği kabul edilmelidir. Ne var ki, bir davada bilirkişi incelemesine gidilmesi belirsiz alacak davasının açılabilmesi için yeterli değildir. Bir davada bilirkişiye başvurulmasına rağmen davacı dava açarken alacak miktarını belirleyebiliyorsa, belirsiz alacak davası açılamaz.''

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğunun anlaşılmasına göre; davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2. Davacı her ne kadar dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğunu beyan etmişse de; dava dilekçesinde de ileri sürüldüğü üzere davacının 23.06.2016 tarihli bildirim yazısı ile davalı ...den 2015-2016 sezonuna ilişkin ... Stadında oynanan müsabakaların hasılat dağıtım çizelgelerinin gönderilmesini talep ettiği, davalı tarafından ilgili hasılat dağıtım çizelgelerinin gönderildiği, derece Mahkemelerince hükme esas alınan ve davacı tarafça da kabul edilerek davanın ıslahının talep edildiği bilirkişi raporundaki hesaplamaların da bu hasılat çizelgelerine uygun olduğu, diğer bir anlatımla davacının dava açıldığı zaman alacağını belirleyebileceği, bu nedenle eldeki davanın kısmi dava niteliğinde olduğu, kısmi davada talep edilmeyen kısım yönünden dava tarihi itibariyle temerrütün oluşmadığı, ayrıca davacı tarafından davalı ...ye gönderilen 23.06.2016 tarihli bildirim yazısında açıkça bir alacak miktarı ve ödeme süresi belirtmediğinden davalıların dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediği anlaşılmakla; dava dilekçesinde talep edilen kısım yönünden dava tarihinden, ıslah dilekçesinde talep edilen kısım yönünden ise ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, alacağın tümüne dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulmasını gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi Kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı tarafın tüm, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davalıların faizin başlangıç tarihine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin çıkartılarak yerine; ''1- Davanın kabulüne, 5.963.545,25 TL alacağın 3.500,00 TL'sinin dava tarihinden, 5.960.045,25 TL'sinin ıslahın yapıldığı 09.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,'' bendinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek halinde peşin alınan temyiz harçlarının temyiz eden davalılara iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.