Logo

3. Hukuk Dairesi2023/719 E. 2023/2687 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesi çerçevesinde uygulanan 290.000,00 TL tutarındaki cezai işlemin (kesintinin) iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 294, 297 ve 298. maddelerine aykırı bulunarak, yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/420 E., 2022/346 K.

DAVA TARİHİ : 24.11.2014

Taraflar arasında Mahkemece görülen kurum işleminin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda; Dairemizce kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalı Kurum ile aralarında düzenlenen “Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesi” uyarınca davalı Kurum sigortalısı vatandaşlara sağlık hizmeti sunduğunu, davalının 26.09.2014 tarihli yazısı ile ilgili sözleşmenin 11.1.15 ve 11.1.16 ncı maddeleri dayanak gösterilerek hakkında toplam 290.000,00 TL tutarında cezai işlem uygulanacağının bildirildiğini ve hakedişlerinden belirtilen tutarda kesinti yapıldığını; portör muayenesi için kendilerine yapılacak başvurularda kişilerin buna yönelik açıkça talepte bulunması gerektiğini, talep açıkça belirtilmediği sürece normal hasta girişi yapıldığını, bu durumda taraflarına kusur atfedilemeyeceğini, ancak fatura edilen bedellerin yersiz ödeme kapsamında değerlendirilebileceğini, kaldı ki Kurum sigortalılarının tanı, tetkik ve muayenelerine dair işlemlerin belgelendirildiğini ileri sürerek; sözleşmeye ve hukuka aykırı kurum işleminin iptali ile 290.000,00 TL tutarındaki cezai işlem yönünden davalı Kuruma borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; 2012 yılı SGK'nın sağlık hizmetleri satın alma sözleşmesinin 11.1.15 inci madde gereğince bu hükme aykırılıktan dolayı işlem yapıldığını, yayınlanan zeyilname 2 ile 9 sözleşmenin 11.1.15-11.1.16-11.1.17-11.1-18 numaralı maddelerinde yeralan fiileri gerçekleştiren SHS ler hakkında toplam 290.000,00 TL cezai sart işlemi uygulandığını, uygulanın işlemin hukuka uygun olduğunu, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yetki itirazı nedeni ile ... Mahkemelerinin yetkili olması sebebi ile davanın yetki yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/1609 E., 2016/333 K. sayılı ilamıyla, Kurumun karşılamayacağı bilinen 29 takip için sözleşmenin Sözleşmenin 11.1.15 inci maddesi gereğince her biri en az 10.000,00 TL'den 290.000,00 TL cezai işlem tahakkukuna dair Kurum işleminin haklı ve yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 08.10.2020 tarihli ve 2020/1037 E., 2020/5710 K. sayılı kararıyla; hükmün onanmasına karar verilmiştir.

3. Dairemizin onama kararına karşı davacı tarafça karar düzeltme yoluna başvurulmuş olup, Dairemizin 08.06.202 tarihli ve 2021/131 E., 2021/6133 K. sayılı kararıyla; konunun uzmanlarından oluşturulacak bilirkişi kurulundan, taraflar arasında uygulanan sözleşmenin ilgili maddeleri ve SUT hükümleri birlikte değerlendirilmek ve davacının rapora karşı itirazları da karşılanmak suretiyle, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekçesiyle, hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma sonrası aldırılan 29.06.2022 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, Sözleşmenin 11.1.15 inci maddesi gereğince her biri en az 10.000 TL'den 30.000,00 TL cezai işlem tahakkukuna dair Kurum işleminin haklı ve yerinde olduğu, rapora göre diğer sigortalılar adına uygulanan 26 adet işlem bakımından sigortalıların davacı merkezde muayene olduklarında tereddüt bulunmadığı, Sağlık Uygulama Tebliği uyarınca, işe giriş için alınacak sağlık kurulu raporlarının bedelinin, Kurum tarafından ödenmeyeceği, sigortalıların davacı merkezde Göz Hastalıkları, İç Hastalıkları ve Kardiyoloji dallarında muayene oldukları, bu haliyle gerçeğe aykırı belge düzenlenmesinin söz konusu olmadığının bilirkişi heyeti tarafından ifade edildiği, davacının bu işlemleri fatura etmesi SUT’a göre Kuruma fatura edilemeyecek işlemlerin fatura edilmiş olması eylemini oluşturuyor ise de, Sözleşmenin 11.1.10 uncu maddesi 2013 yılında sözleşmede yapılan değişikliklerle (Zeyilname-2) birlikte kaldırıldığı, bu nedenle cezai işlemin davalı Kurumca uygulandığı tarihte davacının yaptığı işleme uyan bir cezai koşul maddesi yürürlükte olmadığı için 26 işlemin her biri için 10.000,00 TL, toplam 260.000,00 TL’lik cezai işlem açısından davacının davalıya borçlu olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile davaya konu 26.09.2014 tarihli borç bildirim belgesi ile tahakkuk ettirilen 260.000,00 TL yönünden davacının davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, davaya konu 26.09.2014 tarihli borç bildirim belgesi ile tahakkuk ettirilen 30.000,00 TL yönünden davacının davasının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Kurum temyiz dilekçesinde; 2012 yılı Sözleşmesinin 11.1.10 uncu maddesi 21.06.2013 tarihli Zeyilname-2' nin 6 ncı maddesiyle sözleşme metninden çıkarıldığı, cezai işlemin uygulandığı tarihlerde, davacıyla geçerli olan ve tarafları bağlayan sözleşmenin metninde 11.1.10 uncu maddesinin bulunmadığını ve sözleşmede bulunmayan bir maddenin uygulanma imkanının da olmadığını, her bir fiilin ayrı ayrı değerlendirilerek ayrı ceza uygulanması gerektiğini, dava türünün işlem iptali olduğu ... bu davada maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davacı vekili lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin de açıkça hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesi çerçevesinde uygulanan kesintinin haksız olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 294 üncü maddesi şöyledir; "Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur. Hükmün tefhimi, her hâlde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hâllerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. Hükmün tefhimini, duruşmada bulunanlar ayakta dinler. Hükme ilişkin hususlar, niteliğine aykırı düşmedikçe, usule ilişkin nihai kararlar hakkında da uygulanır."

2. Aynı Kanunun 297/2 nci maddesi ise; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." şeklindedir.

3. Aynı Kanunun 298/2 nci maddesinde; "Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz." düzenlemesi bulunur.

3. Değerlendirme

1. Dava, cezai işlemin iptali istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 294 üncü maddesi gereğince Mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK'nın 297/2 nci maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK'nın 298/2 nci maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile, kısa karar ve hükmün birbirine uyumlu olması gerekir.

2. Somut olayda; yargılama sonucunda Mahkemece kısa kararda "Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, sair hususların ayrıntılı kararda düşünülmesine" şeklinde karar verilmişse de, hükümde "Davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, davaya konu 26.09.2014 tarihli borç bildirim belgesi ile tahakkuk ettirilen 260.000,00 TL yönünden davacının davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, davaya konu 26.09.2014 tarihli borç bildirim belgesi ile tahakkuk ettirilen 30.000,00 TL yönünden davacının davasının reddine" şeklinde çelişkili hüküm kurulduğu görülmüştür. Mahkemece, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

3. Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

2. Davalı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.