"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/351 E., 2019/377 K.
DAVA TARİHİ : 24.07.2015
KARAR : Davanın kabulü
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Taraf vekilleri
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece önceki kararda direnilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Hukuk Genel Kurulunun 18.01.2022 tarihli ve 2020/(13)3-279 E., 2022/3 K. sayılı kararı ile direnme kararı uygun bulunarak, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesi üzerine Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davacı ve davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; avukat olan müvekkilinin, davalının vekili olarak bir kısım dava ve işleri takip ettiğini, görevini gereği gibi ifa etmesine rağmen 25.10.2010 tarihinde haksız şekilde azledildiğini, haksız azil nedeniyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 163 ve 164. maddeleri çerçevesinde hak edilen (takip edilen işlerin değeri üzerinden %20 oranıyla hesaplanan) vekâlet ücretinin ödenmesi için davalıya gönderilen ihtardan sonuç alamadıklarını, kendilerini oyalayan davalı hakkında zamanaşımının dolmasına birkaç ay kala muaccel 7.949.333,34 TL ücret alacağı ve fer’îlerinden (fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak) 4.000.000 TL'lik kısım için Gaziantep 13. İcra Müdürlüğünün 2015/94533 sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ancak vekâlet ücretinin vekil olarak takip edilen davanın 39.666.666,70 TL olan müddeabihin yüzde onundan aşağı olamayacağını bilmesine rağmen davalının bu takibe dâhi itiraz ettiğini, Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesine göre müddeabihin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasında ücrete hükmedilecek olması nedeniyle belirlenecek avukatlık ücretinin henüz bilinmediğini ileri sürerek; belirsiz alacak davası olarak, vekâlet ücretinin en üst hadden tespitine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL'nin azil tarihinden, bu yerinde görülmezse ihtarnamenin tebliği tarihinden başlayacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 18.01.2017 tarihli dilekçeyle dava değerini 5.941.204,15 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; iddiaya konu alacak miktarının belirli olması nedeniyle HMK'nın 107/1 inci maddesinin uygulanamayacağını, zira davacı avukatın gerek müvekkili aleyhine başlattığı icra takibinde gerekse gönderdiği ihtarnamelerde alacak miktarını açıkça belirterek talepte bulunduğunu, dolayısıyla, harç ödemekten kaçınmak için davanın bu şekilde açıldığını, esas yönünden ise azlin haklı olması nedeniyle vekâlet ücreti alacağının mevcut olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
1. Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin ön inceleme aşamasında verdiği 01.09.2015 tarihli ve 2015/369 E., 2015/535 K. sayılı kararıyla uyuşmazlığın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığından bahisle tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilerek dava (göreve ilişkin dava şartı yokluğundan) reddedilmiştir.
2. Bu karara karşı davacı vekilinin temyiz itirazları üzerine Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 03.12.2015 tarihli ve 2015/36358 E., 2015/35352 K. sayılı kararıyla, asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek işin esasının incelenmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
3. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda 09.02.2017 tarihli ve 2016/59 E., 2017/128 K. sayılı karar ile azlin haksız olduğu ve benimsenen bilirkişi raporunda tespit olunan şekilde davacının Avukatlık Kanunu’nun 164/4. maddesi çerçevesinde takip edilen dosyanın dava değerinin %15 i üzerinden vekâlet ücretine hak kazandığı gerekçesiyle davanın (bedel artırımı ile birlikte) kabulüne, dava değeri dikkate alınarak önceden tahsil edilmiş 63.584,85TL nin tenzili ile 5.938,703,15TL vekâlet ücreti alacağının dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı yasal süre içerisinde taraf vekillerince temyiz yoluna başvurulmuştur.
2. (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 24.01.2019 tarihli ve 2018/4827 E., 2019/591 K. sayılı kararı ile; davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davacının talep ettiği vekalet ücreti alacağının, HMK'nın 107/2 nci maddesine göre belirsiz alacak davasına konu edilemeyecek nitelikte olduğu, 12.11.2010 tarihli ihtarname ile alacağın tamamı muaccel hale geldiğinden, dava tarihi itibariyle talep konusu yapılmayan alacak için 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 147 nci maddesi (Mülga 818 s.BK.126.) gereğince vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, bu sürenin geçmesi ile zamanaşımına uğrayacağı hususunun değerlendirilerek, yine zamanaşımına uğramış olan vekalet ücret alacakları için aynı zamanda bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı da değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği, kabule göre de; mahkemece, %10 oranın aşılması halinde kararda bu oranın esas alınmasına ilişkin somut dayanakların gösterilmesi gerektiği, mahkemece, avukatlık ücret alacağına ilişkin %15 uygulanmasının somut yasal dayanaklarının gösterilmediği gerekçesi ile karar bozulmuştur.
B. Direnme Kararı
Mahkemenin 16.07.2019 tarihli ve 2019/351 E., 2019/377 K. sayılı kararı ile; somut olayda belirsiz alacak davası açılmasının mümkün olduğu açıklanmak suretiyle direnme kararı verilmiştir.
C. Direnme Kararının Temyizi
1. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Hukuk Genel Kurulunun 18.01.2022 tarihli ve 2020/279 E., 2022/3 K. sayılı kararıyla; taraflar arasında vekâlet ücretine ilişkin bir kararlaştırma olmaması nedeniyle ücretin ancak mahkemece yapılacak tahkikat sonucunda belirleneceğinden davacının dava açarken vekâlet alacağının ne olduğunu bildiğinden yahut net olarak belirleyebildiğinden bahsetmenin mümkün olmadığı, alacak belirsiz olduğundan davacının yargılama sırasında HMK’nın 107/2 nci maddesi çerçevesinde talep sonucunu artırabileceği, bu hâlde davanın ıslahı kurumundan bahsedilemeyeceği ve artılan talep yönünden davalının zamanaşımı def’înin de dinlenmeyeceği, sonuç itibariyle mahkemenin eldeki davanın belirsiz alacak davası olduğu yönündeki direnme gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu, ne var ki bozma nedenine göre davalı vekilinin hükmolunan alacak miktarına ilişkin temyiz itirazları Özel Daire tarafından incelenmediğinden dosyanın bu yönden temyiz incelemesinin yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesi gerektiği gerekçesiyle temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 07.12.2022 tarihli ve 2022/7477 E., 2022/9240 K. sayılı ilamıyla, Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
1.Davacı vekili; direnme kararında alacağa 24.05.2015 dava tarihinden yasal faiz işletilmek suretiyle karar verildiği, ancak davalının 12.11.2010 tarihli ihtarname ile temerrüde düşürüldüğünü, bu nedenle faizin temerrüt tarihi itibariyle yürütülmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili; Avukatlık Kanunu'nun 164 üncü maddesinde belirtilen %10 oranı aşılırken, yani davacı avukat lehine %15 vekalet ücretine hükmedilirken, hiçbir gerekçenin gösterilmediğini, davacı avukat tarafından yürütülen işin son derece basit ve kolay bir avukatlık hizmeti olduğunu, yürütülen avukatlık hizmetinin sonuçlandırılmadığını ileri sürerek onama kararının kaldırılarak kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacı avukatın davalıya vekaleten takip ettiği dosyadan haksız azil nedeniyle ödenmeyen vekalet ücretinin üst sınırdan tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Avukatlık Kanununun 164/4 üncü maddesi "Avukatlık asgarî ücret tarifesi altında vekâlet ücreti kararlaştırılamaz. Ücretsiz dava alınması halinde, durum baro yönetim kuruluna bildirilir.(Değişik üçüncü ve dördüncü cümle:13/1/2004 – 5043/5 md.) Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.
" şeklindedir.
3. Değerlendirme
1.Davacının karar düzeltme itirazlarının incelenmesinde;
Karar düzeltme ancak temyiz sonrası verilen kararlara karşı başvurulan bir kanun yolu olup, davacı vekilinin, süresinde direnme kararına karşı temyiz başvurusunda bulunmadığından, karar düzeltme hakkı da bulunmamaktadır. Bu nedenle karar düzeltme dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Davalının karar düzeltme itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece azlin haksız olduğu kabul edilerek davacı vekil yararına vekalet ücretine dayanak dosyada müddeabih üzerinden %15 oranında vekalet ücretine hükmedilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesinin bulunmadığı hallerde Avukatlık Kanununun 164/4 üncü maddesi gereğince %10-%20 arasında bir ücret belirlenecektir. Mahkemece de yargılama aşmasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda sonuca gidilerek %15 oranında ücret takdiri yapılmıştır. Hükme esas bilirkişi raporunda ise %15 oranına ilişkin gerekçelendirme yapıldığı gibi mahkemece de oranın takdiren belirlendiği anlaşılmakla davalı vekilinin karar düzeltme taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE,
Davalı vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyen davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyen davacıya iadesine,
06.04.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.