"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2026 E., 2022/2351 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2010/231 E., 2020/373 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı ......,Özel Sağlık Hiz. San. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşmasız, davalı Arma Med Özel Sağlık Hiz. San. Tic. Ltd. Şti. vekili ve davalı ... vekili tarafından tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacılar vekili Avukat ... ile davalı ..........., vekili Avukat ......, davalı asıl ... ve vekili Avukat ............., ile.........., Özel Sağlık Hiz. San. Tic. Ltd. Şti. vekili Avukat .........,in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkillerden...’ın 09.07.2009 tarihinde miadından önce Bakırköy Çocuk ve Doğum Hastanesi'nde doğduğunu, sonrasında yoğun bakım ihtiyacı nedeniyle davalı kurumun işlettiği Özel Bahat Halk Hastanesi'ne sevk edildiğini, bu hastanede 09.07.2009 tarihinden 01.08.2009 tarihine kadar bakım altında kaldığını, 01.08.2009 tarihinde taburcu edildiğini, taburcu edildiğinin ertesi günü bebek evde rahatsızlanınca 03.08.2009'da yeniden yoğun bakım ünitesine yatırıldığını, toplam 48 gün yattığını ve 26.08.2009 tarihinde taburcu edildiğini, hastanede yattığı bu zaman içinde epikriz raporunda sağlıklı olduğu belirtildiği dönemde beyin kanaması geçirdiğini, kendisini takip eden uzman doktorlar davalı ... ve ...'in yoğun bakımda kaldığı süre içinde bir göz hastanesine sevk edilerek lazer yoluyla göz kanalının açılması tedavisini yaptırmadıklarını, Ertan’ın 48 gün davalı hastanede kalmasına ve ailesinin göz muayenesi taleplerine rağmen “Şu an için gerek yok, bebek sağlıklı” denilerek bu talebin geri çevrildiğini, davacı ... taburcu edilirken annesi ve babasının olabilecek sağlık sorunları konusunda uyarılmadığını, bebeğin davranışlarındaki durağanlık üzerine 10.09.2009’da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne götürüldüğünü, burada müvekkillerine bebeklerinin göz kanallarının açılması için lazer tedavisinin yapılmadığı, damarların oluşmadığı, görme duyusunun olmadığı, bu saatten sonra tedavisinin imkansız olduğunun söylendiğini beyan ederek; şimdilik davacı ... için 40.000,00 TL, annesi Hülya için 40.000,00 TL, babası Soner için 30.000,00 TL manevi tazminat ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile tedavi ve bakım masrafları ve gelecekteki doğacak bakım ve çalışma gücünün kaybından doğan tüm maddi zararların tazmini kapsamında 2.000,00 TL maddi tazminatın tedavi tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılarca müştereken ve müteselsilen ödenmesini talep ve dava etmiş, 09.08.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile; maddi zararların tazmini kapsamında 2.020,615 TL maddi tazminatın taburcu olduğu 26.08.2009 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılarca müştereken ve müteselsilen ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; davacı ...’e yapılan tıbbi müdahalelerin tıbba ve fenne uygun olduğunu, erken doğumdan kaynaklanan komplikasyonlardan müvekkillerinin sorumlu olmadığını, müvekkil doktorların olayın başından beri bebeğin her durumunu bebeğin ailesi ile paylaştığını, vekâlet akdinin gereği olarak hasta yakınlarına tüm bilgilerin eksiksiz verildiğini, hastanın göz muayenesinin daha ilk yatışında planlandığını ancak ne yazık ki bu tip riskli bebeklerde görülebilecek en ağır durumlardan biri olan intrakranial kanamanın gerçekleşmesi, hastanın ikinci kez yoğun bakıma yatırılmasının göz muayenesinin gerçekleşmesini engellediğini, zira müvekkillerinin öncelikli amacının bebeğin hayatta kalmasını sağlamak olduğunu, yoğun bakımda kaldığı süre zarfında göz muayenesinin elde olmayan tıbbi sebepler nedeniyle yapılamadığını, müvekkillerinin sonuç sorumluluğu olmadığını, istenen manevi tazminatın fahiş olduğunu, tıbbi teşhis ve tedavilerinin yürütülmesinde müvekkil hekimlerin ve müvekkil hastaneye hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut uyuşmazlıkta Mahkemece alınan tıp kurallarına uygun raporlar ve ceza dosyası sonucu gözetilerek davalı doktorların bebek ...'in tedavisine ilişkin gerekli muayene ve tetkikleri yapıp yapmadıkları noktasında inceleme yapıldığında davalı doktor ... ve davalı hastanenin vekil olarak tüm dikkat ve özeni göstermediği, hastanenin organizasyon sorumluluğu dahilinde olan işleri gereği gibi takip etmediği anlaşılmakla müşterek ve müteselsilen kusurlu oldukları, diğer doktor ...'nun ise tıp kurallarına uygun hareket ederek maddi vakıadan sorumlu olmadığı gerekçesiyle ve tashihle; maddi tazminat yönünden davanın kabulü ile; 1.128.173,00 TL'si bakım masrafları olmak üzere maddi zararların tazmini kapsamında toplam 2.020.615 TL maddi tazminatın ve manevi tazminat yönünden davanın kabulü ile; ... yönünden 40.000,00 TL, ... yönünden 40.000,00 TL, ... yönünden 30.000,00 TL manevi tazminatın 26.08.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ile Arma-med Özel Sağlık Hizmetleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.'den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davalı ................, yönünden açılan davanın davalının kusuru bulunmadığından esastan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı..........,Özel Sağlık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili; davacı çocuğu taburcu etmeden önce kendi sorumlulukları kapsamında ROP muayenesi için sevk etmesi gerekirken davalıların bunu yapmadığını, davalı hekimlerin birlikte sorumlu olduklarını, bu nedenle mübrez raporlar ve dosya içeriğine aykırı istinaf talebinin reddine, davalı ...'nun kusursuz bulunmasına yönelik davanın reddine kısmının kaldırılarak iş bu davada hükmedilen maddi ve manevi tazminattan diğer davalılar ile birlikte müteselsil sorumlu olacak şekilde davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili; kısa karar ile gerekçeli kararın farklı olduğunu, davacının ablasının tanık ifadesinde kendilerine bebeği göz muayenesine götürün denildiği yönündeki ifadelerin kararda dikkate alınmadığını, ...'i ilk muayene edip teşhis koyan ve duruşmada ifade veren Doç. Dr. .............,'in ifadesinin dikkate alınmayıp evraklar üzerinden verilen bilirkişi raporlarının hükme esas alınmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, ........... ve ...........hazırladığı raporda "retina gelişiminin çok düşük olduğu olgularda" nadiren de olsa iyileşme olduğunun belirtildiğini, yani retina gelişimi çok düşükse dahi nadiren de olsa iyileşme olabildiğini ama dava konusu olayda olduğu gibi retinası gelişmemiş olan bir bebekte ise bu şekilde bir gelişme olamayacağını, ancak bilirkişi raporlarında bu durumun göz ardı edildiğini, kabul anlamına gelmemek üzere gelişmeyen retina sebebiyle, davacı ... zamanında sevk edilseydi dahi yine de şifa bulması mümkün olmayacağı için müvekkilin davranışı ile ortaya çıkan zarar arasında illiyet/nedensellik bağı olmadığını, her olayın meydana geldiği zamanki şartlar içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, 2009 yılında Türkiye'de ROP muayenesinin ancak sınırlı yerde yapıldığını, bu nedenle 2009 yılında gerçekleşmiş bir olayı 2020 yılında veya somut dava konusu olay bakımından 2016 yılında dosya üzerinden alınan bilirkişi raporları ve incelemenin hatalı olacağını, müvekkili Uzm. Dr. ... için bir kişi için en önemli olanın yaşam hakkı olduğu düşüncesi ile hastası olan bebeğin öncelikle yaşama devam edebilmesi için elinden gelen bütün gayreti ortaya koyduğunu, ...bebeğin sadece ROP riski olan bir bebek olmadığını, yaygın beyin kanaması teşhisi ile hastane yoğun bakımında yatan ve yaşamını kaybetme riski taşıyan bir bebek olduğunu, bu nedenle sadece evraklar üzerinde inceleme yapılarak hazırlanan raporlara göre verilen kararın kaldırılması gerektiğini, manevi tazminatın reddedilmesi gerekirken kabul edilmesinin de yerinde olmadığını, kabul etmemek ile birlikte hükmedilen tazminat miktarının da aşırı olduğu ve zenginleşme amacı taşıdığı bu nedenle makul bir seviyeye indirilmesini talep etmiştir.
3. Davalı..........; Özel Sağlık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili; davaya bakmakla Tüketici Mahkemesinin görevli olduğunu, müvekkili hastanenin dava konusu olayda herhangi bir kusuru bulunmadığını, yerel mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, küçüğün gerçek mağduriyet oranı değerlendirilmeden karar verildiğini, hükmolunan manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, ıslah edilen kısmın zamanaşımına uğradığını, tazminatlara işleyecek faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olduğunu, olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin yerinde olmadığını belirterek usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların bebeğinde meydana gelen görme engeli ile davalı doktorun görevi sırasındaki uzman doktor olarak muayene ve kontrol yükümlülükleri yönünden küçük...'da meydana gelen görme kaybı arasında illiyet bağının bulunduğu, istinaf nedenleri arasında gösterilen küçük ...'i ilk muayene edip teşhis koyduğu bildirilen ve duruşmada tanık olarak dinlenen Doç. Dr. ... tanık olarak alınan ifadesinde hastanın retinasının gelişmemiş olduğunu fark ettiğine, bu durumlarda en erken dönemde tespit edilmiş olsa dahi tedavi edilebilirliğinin bulunmadığına, lazer tedavisinin işe yaramayacağına dair beyanda bulunmuş ise de, Yüksek Yargıtay emsal kararlarında vurgulandığı üzere İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu 3 üncü ve 7 nci İhtisas Kurulları ile İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden seçilen göz hastalıkları konusunda uzman akademisyen profesör bilirkişi heyet raporlarının denetime açık, hüküm kurmaya elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu, bu bilirkişi heyet raporları kapsamına göre İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun ve yerinde olduğu, olay tarihi ve dava tarihi itibari ile 4077 sayılı Yasa'nın yürürlükte olup 6502 sayılı Yasa'nın henüz yürürlüğe girmediği, uyuşmazlığın 4077 sayılı Yasa kapsamında bulunması sebebi ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, bu yöndeki davalı istinafının yerinde olmadığı, karar gerekçesi ile hüküm arasında herhangi bir çelişkinin bulunmadığı, tüm dosya kapsamı ve alınan raporlara göre davalılardan ...'nun kusuru tespit edilmediğinden açılan davanın reddine dair verilen kararın yerinde olduğu, meydana gelen olayın niteliği, tarafların sosyoekonomik durumu göz önüne alınarak mahkemece takdir edilen manevi tazminatın yerinde olduğu, maddi tazminata ilişkin talebin fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak talep edildiği, yargılama aşamasında bilirkişi raporları ile maddi zarar miktarı tespit edildikten sonra davacılar vekili tarafından arttırım dilekçesi sunulmuş olduğu anlaşıldığından zamanaşımına yönelik istinaf talebinin de yerinde olmadığı anlaşıldığından davacılar vekilinin, davalı ............ Vekilinin ve davalı ... vekilinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle HMK m. 353/1-b-1 gereğince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı..........., Özel Sağlık Hiz. San. Tic. Ltd. Şti. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili; istinaf başvuru dilekçesinde yer alan beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını ve davalı ...'nun da hükmedilen maddi ve manevi tazminattan diğer davalılar ile birlikte müteselsil sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili; istinaf başvuru dilekçesinde yer alan beyanlarına ek olarak; hastayı ilk izleyen Dr. ...'nun izinden dönüp hastayı yeniden izlemeye başladığı hususunun da gözardı edildiğini, (Epikrizde belli olmayan bu husus dosya notlarından açıkca bellidir.) mevcut Adli Tıp Kurumu raporlarında ve mahkeme kararlarında mevcut vakanın ilk takibini yapan, yanlış uygulamaları bulunan, ROP muayenesi konusunda gerekli muayenelerin planlamasını yapmayan/yapılmasını denetlemeyen mevcut uzman hekimin kusurlu bulunmamış olmasının doğru olmadığını, bu davada Adli Tıp ve bilirkişi de görev alan Göz Hekimleri Dr. Nergis Veli Baran, Doç. Dr. ..........,ve Prof. Dr. ...........,, yine ceza mahkemesi ile ilgili değerlendirme yapan 7. Adli Tıp İhtisas Kurulu üyesi Prof. Dr..............,'nün prematüre retinopatisi konusunda uzman olmadıklarını, bu konuda hiçbir çalışmaları olmadığını beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalı ...Özel Sağlık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili; istinaf başvuru dilekçesinde yer alan beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı hastane ve davalı doktorların özen yükümlülüğüne aykırı davranması iddiasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 52 inci, 55 inci, 72/1 inci ve 74 üncü maddesi.
2.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.04.2021 tarihli ve 2018/927 E. 2021/531 K. Sayılı ilamı.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.03.2019 tarihli, 2017/13-778 E. ve 2019/329 K. sayılı ilamının ilgili bölümü; "...Hâl böyle olunca taraflar arasında vekâlet hükümlerine tabi sözleşme ilişkisi bulunmakla birlikte, davalı doktorun eylemi aynı zamanda suç teşkil eder mahiyette de olduğundan, yukarıda ayrıntıları ile açıklandığı üzere sözleşme sorumluluğu ve haksız fiil sorumluluğunun somut olayda yarıştığı ve dava tarihi itibariyle BK 60/2 maddesi hükmü gereğince zamanaşımının gerçekleşmemiş olduğu tartışmasızdır." şeklindedir.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, dava tarihi itibariyle dava konusu uyuşmazlık 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalmadığından, davaya bakmakla Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, yukarıda yer verilen hukuk kuralı gereği davacıların olayı öğrendikleri tarih ile davanın ıslah edildiği tarih arasında dava konusu olayda geçerli daha uzun ceza zamanaşımı süresi olan 8 yılın henüz dolmadığı, dava konusu olay aynı zamanda haksız fiil niteliğinde bulunduğundan, davacıların talepleri doğrultusunda davacı ...'ın hastaneden taburcu olduğu tarihten itibaren maddi ve manevi tazminatlara faiz yürütülmesinde usul ve kanuna bir aykırılık bulunmadığı, hükme esas alınan ve davalı ...Özel Sağlık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. Ve davalı ... yönünden bebeğin uygun zamanda muayene edilmesini sağlamayan hastane ve hekimin eyleminin tıp kurallarına uygun olmadığına yönelik raporların ve tazminat hesaplaması konusunda uzman bilirkişiden alınan kök rapor ve tarafların itirazlarını karşılar nitelikteki ek raporun taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, davalı ...'in yargılandığı Gaziosmanpaşa Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/312 Esas, 2018/768 Karar sayılı dosyasında verilen mahkumiyet kararının kesinleştiği ve ceza hâkiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı ve istinaf aşamasında ileri sürülmeyen hususların temyiz aşamasında ileri sürülemeyeceği anlaşılmakla davalı ... vekili ve davalı ...Özel Sağlık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2. Davacı ...'ın doğumdan itibaren 09.07.2019 tarihi ile 01.08.2009 arası ilk yatışında davalı ...'nun yenidoğan yoğun bakımda sorumlu hekim olarak görev yaptığı, 03.08.2009'da başlayan ikinci yatışında ise 03.08.2009 ile 16.08.2009 tarihleri arasında davalı ...'in, 17.08.2009 ile 22.08.2009 tarihleri arasında ise yine davalı ...'nun sorumlu hekim olarak görev yaptığı, 23.08.2009 ve 26.08.2009 tarihleri arasında ise yine davalı ...'in sorumlu hekim olarak görev yaptığı, dosyadaki raporlarda prematüre bebeklerin (32.haftadan önce doğanların) en geç 4-6 haftalık olduğunda yani 42 nci gününe kadar göz muayenesinin yapılmasının gerektiği, bunun yapılmamasının tedavi eksikliği olduğunun belirtildiği, bu itibarla davacı ...'ın belirtilen zaman dilimi içinde 4.haftasının 05.08.2009'da, 6.haftasının ise 20.08.2009'da tamamlandığı, davalı ...'nun 19.08.2009 tarihli notunda; ROP muayenesi için beklendiği, taburcu olduğunda gönderileceği hususunun yazılı olduğu ancak Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 30.12.2013 tarihli raporunda bebeğin transporta uygun olmamasının göz muayenesini engellemeyeceği ve bu muayenenin bebek yatarken küvezinde de yapılabileceği, takip eden hastane ve hekimin bu muayeneyi sağlamakla yükümlü olduğunun belirtildiği, davalı ... 17.08.2009 ile 22.08.2009 tarihleri arasında sorumlu hekim olarak görev yapmış olup, davacı ...'ın ROP muayenesinin yaptırılmamış olmasında davalı ...'nun da kusurlu olduğu anlaşılmakla, bu davalı yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle kusurlu olmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı ... vekili ve davalı ...Özel Sağlık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3.İlk Derece Mahkemesi kararının davacılar yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, bakiye temyiz harçlarının da temyiz eden davalılara yükletilmesine,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalılardan Arma-Med ve Tuncay'dan alınarak davacılara verilmesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.