"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/968 E., 2022/1447 K.
DAVA TARİHİ : 11.01.2016
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/491 E., 2021/580 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı, davalı ile 05.03.2010 tarihinden beri avukatlık sözleşmesinden kaynaklı vekalet ilişkisi bulunduğunu, vekalet ücreti alacaklarının ödenmemesi nedeniyle karşı tarafa defalarca başvurduğunu, ancak sonuç alamadığını, bunun üzerine davalıya 10.03.2015 tarihli ihtarnamenin gönderilerek alacaklarının ödenmemesi halinde vekillik görevinden istifa edeceği hususunun bildirildiğini, ihtarnamenin usulune uygun olarak karşı tarafa tebliğ edildiğini, buna rağmen ödeme yapılmadığını, akabinde 30.03.2015 tarihli ihtarname ile vekillik görevinden istifa ettiğini, davalının borçlarını ödememesi nedeniyle ... 1. İcra Müdürlüğünün 2015/3069 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz edildiğini, davalı tarafın ücretleri ödemeyerek istifaya zorladığını, davalının görüşme talebinde bulunma talebinin gerçek dışı olduğunu, herhangi bir bildirim yapılmadan dava ve icra takip dosyalarına başka avukatlarca vekaletnameler sunulduğunu, bunun kötü niyet göstergesi olduğunu ileri sürerek; ... 1. İcra Müdürlüğünün 2015/3069 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takipteki davalının tüm itirazlarının iptali ile takibin devamına, haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz eden davalının takip tutarının %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, Avukatlık Ücret Sözleşmesini ve içeriğini kabul etmemekle birlikte sözleşmenin 05.01.2013 tarihinden itibaren 1 yıllık süre ile yapıldığını ve süre sonunda sözleşme yenilenmez ise o takdirde sözleşmenin kendiliğinden son bulacağının hüküm altına alındığını, dolayısı ile yapılan sözleşmenin 05.01.2014 tarihinde sona erdiğini, ancak bu süre zarfında vekalet ücreti talep edilmediğinden ücretin zamanaşımına uğradığını, şirketi temmuz 2014 yılında devraldıklarını, öncesi ve sonrasında böyle bir alacaktan söz edilmediğini, bugüne kadar hiç ücret almadan çalışılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, dosyaya vekalet sunumunun yalnızca dosyadan örnek almak üzere şirketin merkez avukatlarınca sunulduğunu, davacıyı görüşmeye davet ettiklerini icabet etmediğini, istifanın haksız olduğunu savunarak davanın reddi ile %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 1136 sayılı Kanun'un 172 nci maddesi uyarınca; davacı tarafça, kendisinden muvafakat almadan başka bir vekil tayin edilmesi nedeniyle 10.03.2015 ve 30.03.2015 tarihli ihtarnameler ile bu duruma muvafakat etmediğini bildirdiği, davacının ikinci vekile muvafakat etmemesi nedeniyle davalı vekilliğinden haklı olarak çekildiği ve vekalet sözleşmesinin kendiliğinden sona erdiğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2019/739 E., 2020/1 K. sayılı kararı ve Mahkemece de kabul edilerek, haklı istifa halinde vekilin ücretin tamamını hak edeceği, icra takibine konu vekalet ücreti alacağının ihtarname ve özel rapor başlıklı belgeye dayandığı, bu haliyle alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının ... 1. İcra Müdürlüğünün 2015/3069 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen kabulüne, takibin 105.631,12 TL asıl alacak, 1.146,21 TL işlemiş faiz, 478,01 TL ihtarname masrafı, 5,19 TL işlemiş faiz olmak üzere devamına, asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanacak %20 (21.126,24 TL) icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı; görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmediğini, davacı tarafın vekalet ücretine hak kazanabilmesi için hukuki yardımların istifa tarihinde sonuçlandırılmış olmasının gerektiğini, davalı tarafın vekalet ücreti talep ettiği dosyalardan devam eden dosyalarında bulunduğunu, davacının başka avukatlara vekalet verildiğine ilişkin beyanlarının yerinde olmadığını, istifanın haksız olduğunu, sadece fotokopi temini için diğer avukatlara vekalet verildiğini, danışmanlık sözleşmesinin geçersiz olduğunu, ödemelerin yapıldığının tanık beyanı ile sabit olduğunu, deliller tam olarak toplanmadan düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiğini, 22.10.2028 tarihli bilirkişi raporu ve ek rapor ile 15.01.2018 tarihli dosya eksikliklerinin tamamlanmasını isteyen önceki bilirkişi raporunun tamamı ile birbirine zıt değerlendirme içermekte iken ve bu çelişki giderilmeden hatalı ek rapor doğrultusunda karar oluşturulmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ek rapora karşı "Bilirkişi ek raporunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 279/4 üncü maddesine aykırı şekilde düzenlendiği, vekalet ücreti alanında uzman bilirkişilere hesaplatma yapılmak üzere gönderilen rapor tamamı ile hukuki değerlendirme yapma ve hakim yerine geçerek karar oluşturma şekline dönüştürüldüğü, bilirkişi ek raporunda hatalı olarak ve bilirkişilik sınırları aşılarak, istifanın haklı olduğu değerlendirilmesinde bulunulduğu, vekalet sunulan dosyalara bir başka avukatın dosyaları takibi için vekaletname sunulmadığı,vekaletnameyi sunan avukatlar şirketin merkez avukatları olup sunmuş oldukları dilekçelerden de anlaşılacağı üzere dosyadan fotokopi almak için vekaletname sunulduğu, davacı taraf dosyalara vekalet sunulmasından 4-5 ay sonra istifa etmiş olup bu istifanın haklı sebeple istifa olarak kabul edilmesi de hukuken mümkün olmadığı, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafın vekalet ücretine hak kazanabilmesi için hukuki yardımların da sonuçlandırılmış olması gerektiği, 2013 yılı hukuki danışmanlık sözleşmesi geçersiz bir sözleşme olduğu, ancak bu hususun bilirkişilerce her nedense dikkate alınmadığı, hukuki danışmanlık sözleşmesinin geçersiz olduğunu tekrarla ve kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafın delilleri arasında sunduğu 31.01.2014 tarihli 2.000,00 TL net tutarlı hukuki danışmanlık makbuzu da davacı tarafından geçerli olduğu iddia edilen hukuki danışmanlık sözleşmesi ücretinden indirilmediği, davacı tarafın vekalet ücreti taleplerinin yerinde olmadığını, danışmanlık sözleşmesinin geçersiz olduğunu tekrarla ve kabul anlamına gelmemek kaydı zamanaşımı itirazımız olmasına rağmen 2010 yılı ihtarnamesinin hesaplamaya dahil edilmesi, danışmanlık sözleşmesinin geçerli imiş gibi rapor oluşturmalarına rağmen 2013 yılında çekilen ihtarnamelerin hesaplamaya dahil edilmesinin de haksız ve hukuka aykırı olduğu, ek raporda da bilirkişiler tarafından hesaplama yapılırken hangi yıllara ait AAÜT uygulandığına ilişkin olarak bir bilgiye yer verilmediği, bilirkişi raporunun eksik olduğunun ve denetime elverişli olmadığı, bilirkişi ek raporunda cevaplarımız, savunmalarımız tanık beyanları dikkate alınmamış olup ek rapor hukuka aykırı olduğu" gerekçeleri ile itiraz edildiğini, itirazların değerlendirilmeden karar verildiğini, alacak miktarını hesaplamaya yönelik olarak bilirkişi incelemeleri yaptırılması ve alacağın likit bir nitelik taşımadığının açık olması karşısında asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına karar verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince hukuki nitelendirmenin davadaki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlendiği, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirildiği, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunduğu, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulduğu, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edildiği, mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olduğu ve mahkeme hükmünün yasal unsurları taşıdığı, özellikle davacı avukatın azlinin haksız olması ve mahkemece hükmedilen miktarın dayanak uzman raporuna talep edilen toplam danışmanlık bedeli ve dosyalar vekalet ücreti miktarı aşmaması karşısında, istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı istinaf itirazlarını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
VI. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet akdinden istifa nedeniyle danışmanlık ve vekalet ücreti alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Avukatlık Kanunu'nun 172 nci maddesi; "... sahibi, ilk anlaşmayı yaptığı avukatın yazılı muvafakatı ile, başka avukatları da işin kovuşturma ve savunmasına katabilir. Buna göre ... sahibi, ilk avukata göndereceği bir yazı ile en az bir haftalık süre vererek, bu duruma muvafakat edip etmeyeceğini bildirmesini ister. Bir haftalık süre içerisinde avukat cevap vermez veya olumlu bir cevap verirse, her iki avukat işi birlikte yürütür. İlk avukatın, müvekkilinin bu talebine bir haftalık süre içerisinde muvafakat etmediğini açıkça beyan etmesi durumunda ise, ... sahibi ile aralarındaki vekalet akdi kendiliğinden sona erer. Bu halde vekaletin sona erebilmesi için, avukatın muvafakat vermediğine dair beyanının ... sahibine ulaşması yeterlidir. Karşı tarafın kabulüne ise gerek bulunmamaktadır." şeklindedir.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen kararda; davacı vekil tarafından takip edilen dava ve icra takip dosyalarına başka avukatlar tarafından vekalet sunulduğu ayrıca davacının istifa tarihi itibariyle muaccel vekalet ücreti alacağının olduğu halde davalı tarafından ödeme yapılmadığı bu durumun davacı avukat tarafından gönderilen 10.03.2015 tarihli ihtarname ile davalıya bildirildiği halde ödeme yapılmadığı, bunun üzerine davacı tarafından vekaletten haklı nedenle istifa edildiği hususları dikkate alındığında; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2. Davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu 31.01.2014 tarihli 2.000,00 TL bedelli "hukuki danışmanlık hizmeti" açıklamalı makbuzun dikkate alınarak davacının 2013 yılına ilişkin danışmanlık ücretinden bu miktarın mahsup edilmesi gerekirken bu husus dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3. Davacı tarafından icra takibine dayanak yapılan 26.02.2015 tarihli raporda 2013 yılında düzenlenen ihtarname yazımı ücretlerinin hesaplamaya dahil edilmediği, dolayısıyla bu ihtarnamelerin icra takibine de konu edilmediği anlaşılmaktadır. Kaldı ki hükme esas alınan 08.09.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda 2013 yılında düzenlenen ihtarnamelere ilişkin bu ihtarnamelerin davacı tarafından keşide edildiğinin ispat edilmesi olgusuna bağlı olarak 2 seçenekli rapor düzenlenmiş olup, 15.12.2021 tarihli duruşmada davacı vekilinin "alınan bilirkişi raporunda bilirkişi iki seçenekli bir değerlendirme yapmıştır, biz davanın sürüncemede kalmaması için ihtarnameleri sunmak için süre talep etmiyoruz, bozma kararı ile de istifanın haklı olduğu ve ücretlere hak kazanacağımız tespit edilip kesinleşmiştir, bu nedenle davamızın kabulüne karar verilmesini talep ederiz." şeklinde beyanda bulunduğu da gözetildiğinde 2013 yılına ilişkin düzenlenen ihtarnameler yönünden davacının ihtarname yazım ücreti talebinin reddi gerekmektedir. Kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
4. Ayrıca, İİK’nın 67 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında kabul edilen alacak değerlendirildiğinde, taraflar arasında düzenlenen Hukuki Danışmanlık Sözleşmesinde, ... sahibinin leyh ve aleyhine açılan dava ve icra takiplerinde yapılacak hukuki yardımların sözleşme konusu hukuki danışmanlık hizmetinin dışında ve ayrı ücrete tabi olduğu düzenlenmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da Avukatlık Kanunu'nun 164/4 üncü maddesi gereğince takdir edilecek ücret %10'un altında kalacağından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplama yapılmıştır. Uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden ve takibe konu alacak likit olmadığından, İcra İflas Kanunu'nun 67/2 nci maddesi gereğince davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
İlk Derece Mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, ... bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA,
Aşağıda yazılı peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.