Logo

3. Hukuk Dairesi2023/93 E. 2023/578 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına kayıtlı taşınmazdan su çıkartıp kullandığı iddia edilen davalıdan, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tazminat talep edilmesi uyuşmazlığına ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına uygun hüküm kurması gerektiği, bozma kararının kapsamı dışında kalan hususların ise kesinleştiği ve bunlara ilişkin karar düzeltme talebinin incelenemeyeceği, su kaynağının davalı tarafından kullanıldığına dair somut delil bulunmadığı gözetilerek davacı vekilinin karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2014/411 E., 2021/590 K.

DAVA TARİHİ : 02.11.2009

KARAR : Davanın reddine

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı vekili

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalının, Hazine adına tescil edilen 1078 parsel nolu taşınmazın içerisinden, kaynak suyu çıkartıp kullandığını, pazarlayıp sattığını ve böylece sebepsiz zenginleştiği ileri sürülerek; 01.01.1987 - 15.07.2003 tarihleri arası için kullanılan su bedelinin, 1992 yılı birim fiyatlarına göre hesaplanması sonucu belirlenen, 297.946 TL'nin, faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; kendisinin, davalı tarafça düzenlenen tutanakta belirtilen şirketin ortağı olduğunu; bu nedenle, kendisine değil, şirkete karşı dava açılabileceğini belirtip, davanın husumetten reddine karar verilmesini istediği gibi, zamanaşımı definde bulunmuş, davanın esası bakımından da, 21.11.2003 tarihinden sonraki dönemde bu taşınmazdan su alındığını; zira, önceki dönemde kendisine ait bulunan komşu 1721 nolu parsel içerisindeki su kaynağının kullanıldığını; suyun, 0.6 lt/sn'lik debisiyle ruhsat alınarak çıkartılıp kullanıldığını; sözü edilen taşınmazın üzerine inşaat yapılması için sözleşme sonucu ruhsatlı suyu kullanamaz hale geldiklerinden, davaya konu taşınmaz üzerinde su çıkartılıp kullanıldığını; 3 haziran 2008 tarihinde de il Özel İdaresi ile 3 yıllığına kira sözleşmesi yapıldığını; keza, bu tarihten 19.07.2003 tarihine kadar geriye doğru ise, hesaplanan ecrimisilin şirket tarafından, idareye ödendiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece; "Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkartılması nedeniyle 25.09.1998 tarihinde Hazine adına tescil edildiği, Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Kurumu İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğünce hazırlanan 10.05.2012 tarihli rapora göre... adresindeki 0.6 lt/sn debili kaynak suyu için sunulan... ve ...'e verilen 19.09.1989 tarih ve 75 nolu Doğal Kaynak Suyu İşletme ruhsatının kapsadığı alanın neresi olduğunun ve dava konusu alanı kapsayıp kapsamadığı yönünde yapılan araştırmada dava konusu taşınmaz olmayıp 108 nolu parsel olduğunun bildirildiği, davalı ...'in sanık olduğu... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 1988/521 E. sayılı dosyasının bulunamadığı, kararının incelenmesinde suç tarihinin 29/06/1988 olup suç yerinin neresi olduğunun anlaşılamadığı görülmektedir. Tazminat talep edilen dönem 01.01.1987-19.07.2003 tarihleri arası olup bu dönem içinde 1078 nolu parseldeki su kaynağının davalı tarafından kullanımına dayanak teşkil edecek bir tutanak, delil ve belgenin bulunmadığı gibi 6183 sayılı Yasa gereğince zamanaşımı süresi 10 yıl kabul edildiğinde dava tarihinden geriye doğru 02.11.2009 tarihine kadar dönem için talebin zamanaşımına uğradığı da dikkate alındığında tüm dosya kapsamına göre davanın reddine karar verilmesi gerektiği" gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 01.07.2014 tarihli ve 2014/5085 E. 2014/10736 K. Sayılı ilamla; ". sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, her ne kadar, mahkemece; talebin, dava tarihinden geriye doğru 02.11.1999 tarihine kadar dönem için (10 yıllık süre getiğinden) zamanaşımına uğradığı belirtilmiş ise de; talep edilen dönem, 01.01.1987-19.07.2003 tarihleri arası olduğu için; zamanaşımına uğramayan (02.11.1999-19.07.2003 tarihleri arasındaki) dönemle ilgili, mahkemece, esasa ilişkin bir inceleme yapılmasının zorunluluk teşkil ettiği muhakkaktır. Davalının, tazminat talep edilen dönemde, dava konusu taşınmazdan su kullanmadığına ilişkin tespitle ilgili inceleme ve araştırma; hüküm kurmaya yeterli görülmemiştir. Zira, 01.11.2008 tarihli Maliye Bakanlığı yoklama fişi tutanağında; 1078 parsel sayılı arazinin 1985 yılında 2B olarak ...'e verildiği"ifade edilmektedir. Görüldüğü üzere, davalının, tazminat talep edilen dönemde (1985 tarihinden itibaren) söz konusu taşınmaz üzerinde zilyetlik iddiası vardır. Kararda belirtildiği gibi, davalının sanık olduğu Ceza Mahkemesi kararı ise, 1988 /521 esaslıdır. Yine, 27.09.2007 tarihli zabıta memurlarının olay yerinde tuttukları tutanakta da; "1987 yılından bu yana kendisi tarafından kullanıldığı" ifade edilmiştir. Bu durumda, yukarıda sözü edilen, ceza davası dosyası getirtilip, incelenmelidir. Tutanaklarda imzası bulunan, yoklama memurları ile zabıta memurları tanık olarak dinlenmelidir. Tüm deliller toplandıktan sonra, oluşacak sonuç dairesinde bir hüküm verilmelidir. Mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan mahkemece;Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda; ilgili ceza dosyası İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesi'nin (Kapanan... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin) 1988/521 esas, 1989/693 karar sayılı ilamın gönderildiği, dosya aslının SEKA'ya gönderildiği, kararın kesinleşip kesinleşmediği, temyiz incelemesinden geçip geçmediği belli olmadığı, kararda belirtilen... Köyündeki taşınmazın davaya konu... İlçesi... Köyünde bulunan 1078 parsel sayılı taşınmaz olup olmadığının anlaşılamadığı, tazminat talep edilen dönem içinde 1078 nolu parseldeki su kaynağının davalı tarafından kullanımına dayanak teşkil edecek bir tutanak, delil ve belgenin bulunmadığı,...Vergi Dairesinden gönderilen belgelere göre, davalının 05.08.1987 tarihinde... Köyü ...adresinde kaynak suları imalat ve satımı işine başladığı, 28.06.1988 tarihi itibarı ile işini terk ettiği, 01.02.1990 tarihinden itibaren ... Su İşletmeleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.nin faaliyet gösterdiğinin belirtildiği, Milli Emlak Müdürlüğü tarafından düzenlenen raporda "1987 yılından itibaren ... İşletmeleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. kullanılan su miktarını belirtmiştir “ denilerek suyun ... İşletmeleri A.Ş. tarafından kullanıldığı tazminat talep edilen 01.01.1987- 19.07.2003 tarihleri arasında ... Su işletmelerinden tazminat talep edildiği, dinlenen tanıkların tutanaktaki imzalarını ve tutanağı doğrulamış olsalar da, alınan ifadelerinden aradan uzun zaman geçmesi sebebi ile tutanağın dayanağı olan fiili olayları hatırlamalarının mümkün olmadığı yönündeki beyanları, dikkate alındığında, 1078 nolu parseldeki su kaynağının davalı ... tarafından fiilen kullanıldığı somut olarak tespit ve ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 23.06.2022 tarihli ve 2022/2415 E., 2022/6160 K. sayılı kararıyla, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacı vekili; toplanan delillerden dava konusu parselin davalı tarafından kullanıldığının anlaşıldığını, Mahkeme Kararı, Vergi Dairesi yazıları ve kendi dilekçeleri, İSKİ, Kadastro Müdürlüğü yazı ve ekleri, dosyaya gelen diğer yazı ve eklerinden davalının Hazine'ye ait parselden 2003 öncesi dönemine ait su kaynağını kullandığının sabit olduğunu, davalı vekilinin idareye verdiği 05.10.2009 tarihli dilekçede de 1078 parselin davalı tarafından kullanılmadığına yönelik itiraz bulunmadığını, Kadastro Müdürlüğü'nün yazısına göre de; hak sahibi olarak davalının kullanımında olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davacı hazine adına tapuda tescil kaydı bulunan taşınmazdan, su çıkartıp yararlandığı iddia edilen davalıdan; sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre hesaplanan bedelin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, önceki temyiz incelemesinde ileri sürülmeyen yeni vakıaların ve delillerin sonradan ileri sürülemeyeceği, su kaynağının davalı tarafından fiilen kullanıldığının somut olarak tespit edilemediği, dolayısıyla davacı tarafın karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye harcın karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye aktarılmasına,

14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.