"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili şirketin % 58.975 hissesinin TOBB'a, kalan hissesinin ise Türkiye genelindeki ticaret ve sanayi odaları ile ticaret borsalarına ait kamusal bir şirket olduğunu, İstanbul Adalar Belediyesine bağlı bulunan Yassıada ve Sivriada'nın kültürel ve turizm amaçlı kamunun kullanımına açılması için Kültür ve Turizm Bakanlığınca yapılan çalışma çerçevesinde yatırım ve hizmetlerin yapılması için TOBB'nin görevlendirildiğini, akabinde Yassıada ve Sivriada'da yapılacak yap, işlet, devret işine dair tüm görev ve sorumlulukların TOBB tarafından kendilerine devredildiğini, dava konusu iş için Kültür ve Turizm Bakanlığı ile sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 9. maddesi uyarınca yer teslimi yapılabilmesi için mevzuat gereği alınması gereken tüm yasal izin ve ruhsatların Bakanlıkça alınacağının kararlaştırılmasına rağmen yapı ruhsatının alınması sürecinde davalının hukuka aykırı olarak kendilerinden 3.827.521,03 TL talep ettiğini, anılan tutarın ödenmek zorunda kaldığını, 2464 sayılı Kanun uyarınca yapı ruhsatı verilmesi istenen binaların inşaat harcından müstesna olduğunu, kaldı ki yapı ruhsatının belediyelerce alınması gerektiğini ileri sürerek, ödenen tutarın sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca ödeme tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsilini etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davada idari yargının görevli olduğunu, davacının iddialarının aksine yapılan işlerin mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 04.10.2018 tarihli ve 2018/213 E., 2018/400 K. sayılı kararıyla; davacı tarafın ödediği bedelin yapı ruhsat harcı olmayıp yapı ruhsatların düzenlenmesi konusunda yapılan işlemlere ilişkin hizmet bedeli olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.06.2022 tarihli ve 2022/414 E., 2022/1293 K. sayılı kararıyla; her ne kadar Dairenin 11.03.2021 tarihli kararı ile davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (2577 sayılı Kanun) 12 nci maddesi kapsamında tam yargı davası olup davaya bakmaya idari yargı görevli olduğu belirtilmiş ise de, açılan davada davacı tarafça idari işlemin işlemin iptali talep edilmemiş olduğundan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 77 vd maddeleri uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğinden, Daire kararından dönülerek İlk Derece Mahkemesince verilen 04.10.2018 tarihli ve 2018/213 E., 2018/400 K. sayılı karara karşı davacı vekilinin esasa ilişkin istinaf talebinin inceleme konusu yapıldığı belirtilmek suretiyle işin esası incelenerek; söz konusu yapı ruhsatının alınması sürecinde İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından yapı ruhsatlarının düzenlenebilmesi için hesaplanacak bedelin ödenmesi gerektiğinin bildirildiği ve bu konuda yapılan yazışmalar sonrasında davacı şirket tarafından davalıya 3.827.521,03 TL ödeme yapıldığı, konuya ilişkin 644 sayılı KHK'nın 2 nci maddesinde ve Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 44 üncü madddesinde açıkça ilgili müdürlükçe yapı ruhsatı verilmesi işlemlerinin bedeli mukabilinde yapılması gerektiğinin düzenlendiği, bu kapsamda alınan bedelin ise hizmet bedeli olup yapı ruhsat harcı niteliğinde olmadığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle; istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 04.07.2023 tarihli ve 2022/7032 E., 2023/2026 K. sayılı ilamla; hizmet bedeli adı altında davacıdan tahsil edilen bedelin istirdatı talebiyle açılan davanın, 2577 sayılı Kanun'un 12 nci maddesi kapsamında tam yargı davası olup davaya bakmaya idari yargı görevli olduğundan bahisle, davacının sair temyiz itirazları incelenmeksizin, Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; uyulan bozma ilamı gereğince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114/1-b maddesi uyarınca yargı yolu dava şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; görevli yargı yolunun adli yargı olup, istinaf mahkemesinin aksi yönde verdiği kararın hukuka aykırı olduğunu, nitekim görev konusunda aynı yargılamada değişik kararlar verildiğini, uyuşmazlığın esası bakımından ise alacak talebinin yerinde olduğunu ileri sürerek, kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yap-işlet-devret sözleşmesi uyarınca inşa edilecek binalara ilişkin verilecek yapı ruhsatı karşılığında ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan kararın; uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince verilmiş olmasına, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinin mümkün bulunmamasına göre; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.