Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1035 E. 2024/1754 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı şirketin, dava dışı kamu borçlusu şirketin borcundan dolayı 6183 sayılı Kanun'un 79. maddesi uyarınca müteselsil sorumlu tutulup tutulmayacağına ve davalıya borçlu olup olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmemesine rağmen, menfi tespit davası açma hakkının bulunduğu ve yargılama sonucunda haklılığının tespit edildiği, bu nedenle davacı lehine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; dava dışı kamu borçlusu İç Çevre ve Geri Dön. Tur. Otelcilik San. ve Tic. A.Ş. ye ait borca ilişkin müvekkili şirkete, kamu borçlusunun şirket nezdindeki hak ve alacaklara haciz konulduğuna ilişkin 13.12.2019 tarihli haciz bildirisi gönderildiğini, yazıya karşı süresinde itirazda bulunulamadığından 02.03.2020 tarihli ödeme emrinin düzenlendiğini, dava dışı kamu borçlusundan alacağı bulunan müvekkili tarafından ödeme emrinin iptaline ilişkin dava açıldığını, müvekkili şirketin kamu borçlusu ile müteselsilen sorumlu tutulmasının kabul edilemeyeceğini ileri sürerek; 2.060.186,81 TL kamu borcu bulunan dava dışı şirket ile müteselsilen sorumlu olunmayacağının ve davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; dava dışı kamu borçlusu şirketin 14.11.2019 günü ... analizinden davacı şirketten mal ve hizmet alımı nedeniyle alacaklı olarak göründüğünü, gönderilen haciz yazısına davacının süresinde itiraz etmediğini, işlemlerin hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne, davacı şirketin 02.03.2020 tarihli dosyası ile 2.060.186,81 TL tutarındaki borçtan müteselsilen sorumlu tutulduğu dava dışı kamu borçlusu şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; cevap dilekçesini tekrar etmiş, ayrıca kanunen tanınan hak ve yetkinin kullanıldığını, dava açılmasına davacı sebebiyet verdiğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, vekalet ücretinin fahiş olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporuna süresinde itiraz etmeyen davalı tarafça benimsendiği, bundan ayrı, davalının istinaf dilekçesinde davanın esasına yönelik bir itirazı bulunmadığı, kabule göre, haciz bildirisine süresi içerisinde itiraz etmeyerek Kanun gereği borcun yedinde sayılmasına sebebiyet veren davacı kusurlu olduğundan davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı, davalı tarafından gönderilen 11.12.2019 tarihli ve 2704999 sayılı haciz bildirisinde belirtilen miktar 328.157,92 TL olup bu bedelden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiğinden bahisle; davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; lehine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderinin kaldırılmasının, bundan ayrı her ne kadar davanın kabulüne karar verilmiş ise de menfi tespite konu miktarın azaltılmasının hatalı olduğunu belirterek, kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; davanın kabulü kararının doğru olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 79 uncu maddesine göre menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6183 sayılı Kanun'un "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi" başlıklı 79 uncu maddesi,

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Yargılama giderlerinden sorumluluk” başlıklı 326 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeye, davalının yargılama sırasında dosyaya kazandırılan bilirkişi kök ve ek raporuna karşı itirazının bulunmamasına, dava dilekçesinde dayanılan 11.12.2019 tarihli haciz bildirisinde belirtilen miktarın 328.157,92 TL olduğunun, UYAP üzerinden yapılan sorgulamada, 02.03.2020 tarihli ödeme emrinin iptaline dair verilen Antalya 2. Vergi Mahkemesinin kabul kararının Danıştay 9. Dairesinin 07.03.2024 tarihli ve 2022/2600 E., 2024/1147 K. sayılı ilamıyla onanmasına karar verildiğinin anlaşılmasına göre; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesiyle; süresinde haciz bildirimine itiraz edilmediği takdirde, borcu bulunmadığını iddia eden kişiye menfi tespit davası açabilme imkanı tanınmıştır. Davacı tarafın söz konusu yasal hakkını kullanarak menfi tespit isteminde bulunduğu ve yargılama sonucunda haklı olduğu belirlenmiştir. Bu itibarla Bölge Adliye Mahkemesince; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca maktu vekalet ücretinin ve davacı tarafça yapılan yargılama giderinin aleyhine hüküm verilen davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davacı lehine vekalet ücretine ve yargılama giderine karar verilmemesi, doğru olmayıp bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı tarafın yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin (c) alt bendi çıkartılarak yerine, "Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin ve 587,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," bendinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davacıya iadesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.