Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1073 E. 2025/429 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İdari işlemin iptali nedeniyle hükümsüz hale gelen kira sözleşmesi kapsamında, davacı tarafından davalıdan talep edilen kira bedellerinin ödenip ödenmeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesinin bozmaya uygun karar verdiği, kararda ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uymakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan hususların yeniden incelenmesine imkan bulunmadığı gözetilerek, temyiz isteminin reddiyle kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/64 E., 2023/279 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı vekili; davalı ile 13.07.2005 tarihli ve on yıl süreli kaynak suyu kiralanmasına ilişkin sözleşme imzalandığını, davalı tarafından 09.03.2010 tarihli yazıyla İstanbul 9. İdare Mahkemesinin 2007/1440 E., 2009/1914 K. sayılı kararı ile kira sözleşmesine dayanak olan İl Genel Meclisi ve Encümen Kararının iptal edildiğinden kaynak suyuna ilişkin tasarrufta bulunulmaması hususunun bildirildiğini, idare mahkemesinin kararı ile sözleşmenin yapıldığı günden itibaren hükümsüz kaldığını, kaynak suyunun ticari amaçla kullanılabilmesi bakımından gerekli olan tesisin yapılmasına ilgili Belediye izin vermediğinden ruhsat alabilme imkanının da olmadığını, bugüne kadar herhangi bir üretim faaliyeti yapamadığını, ortada hukuka aykırılık ve imkansızlık bulunmasına rağmen davalı tarafından sözleşmenin imzalandığını, bu nedenle de şimdiye kadar haksız ve yasaya aykırı olarak tahsil edilen kira bedellerinin iadesinin gerektiğini ileri sürerek; taraflar arasındaki kira sözleşmesinin iptal edildiğinin ve yapıldığı günden itibaren hükümsüz kaldığının tespiti ile fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 50.000,00 TL alacağının ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2. Birleşen davada davacı vekili; davalı kiracının süreli kira sözleşmesi gereği 13.01.2008 tarihinden 09.03.2010 tarihine kadar kira bedelini ödemediğini, ödenmeyen kira bedelinin bu tarihler arasında KDV dahil 106.364,69 TL olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 100.064,02 TL kira bedelinin tahakkuk tarihleri itibariyle hesaplanacak yasal faizi ile birlikte, 6.300,67 TL KDV’nin tahakkuk tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanun'un 51. maddesine göre hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 12.10.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 119.578,28 TL olarak artırmıştır.

II. CEVAP

1. Asıl davada davalı vekili; söz konusu kaynak suyunun kiralanmasında herhangi bir sakınca bulunmadığına dair ilgili birimlerden olumlu görüş yazıları alınarak sözleşmenin imzalandığını, kiralama işlemine karşı S.S. ... Köyü Sulama Kooperatifi tarafından açılan davada İstanbul 9. İdare Mahkemesinin 20.11.2009 tarihli ve 2007/1440 E., 2009/1914 K. sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verildiğini, ancak 09.03.2010 tarihine kadar kira bedellerinin ödenmesi gerektiğini, 09.03.2010 tarihli ve 7779-242 sayılı yazının tebliğ edildiği tarihe kadar geçerli bir sözleşme bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Birleşen davada davalı vekili; idare mahkemesi kararıyla sözleşmenin hükümsüz kaldığını, idari işlemin iptali geçmişe etkili olduğundan davacının kira alacağı talep edemeyeceğini, kiralanandan bugüne kadar hiçbir şekilde istifade edilmediğini, kiralananın kullanılmadığı ve kaynak suyunun boşa aktığı hususlarının İdare mahkemesince alınan bilirkişi raporunda tespit edildiğini, ayrıca faiz, KDV ve gecikme zammı talebinin de yasal olarak mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 03.10.2019 tarihli kararıyla; asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 100.064,02 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1. Mahkemenin 03.10.2019 tarihli kararının süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece verilen 17.11.2021 tarihli ilamla; davacı/birleşen davada davalı vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik temyiz itirazları reddedilerek, birleşen davada davacının talebinin, 13.01.2008 tarihinden 09.03.2010 tarihine kadarki dönem kira bedeline ilişkin olduğu gözetilerek ve taleple bağlı kalınarak kira alacağının belirlenmesi ve hükmedilen bedelin KDV’yi kapsayıp kapsamadığı hususu ile davacının ıslah talebi de değerlendirilerek, gerekçeli, anlaşılır ve denetime açık hüküm kurulması gerektiğinden bahisle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

2. Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay bozma ilamı sonrası asıl davada verilen karar kesinleşmiş olduğundan asıl davaya ilişkin yeniden hüküm kurulmasına gerek olmadığı, birleşen dava yönünden ise bozma ilamı da değerlendirilerek 13.01.2008-09.03.2010 tarihleri arasına ilişkin olarak kira bedelinin KDV dahil 118.452,09 TL olduğu, davacı tarafın 12.10.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile 119.578,28 TL olarak birleşen davanın kabulünün talep edildiği, kira alacaklarının beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu gerekçesiyle; birleşen davanın kısmen kabulü ile fazla talebin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Birleşen davada davacı vekili; zamanaşımı yönünden lehine usuli kazanılmış hak oluştuğunu, bozma sonrası bu aşamada değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, kaldı ki zamanaşımı süresinin on yıl olarak kabul edilmesi gerektiğini, hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin de hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Birleşen davada davalı vekili; verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, sözleşmenin yapılmasının dayanağını teşkil eden idari kararın iptal edilmesi ile sözleşmenin kurulduğu andan itibaren yok hükmünde olduğunu, fiili bir kullanım ve yürürlükte olan bir sözleşme bulunmadığını, bu nedenle kira borcu bulunmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Birleşen davada uyuşmazlık, ödenmeyen kira bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uymakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine imkan bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin temyiz isteminin reddi ile kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden birleşen davada davalıya yükletilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

22.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.