"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2012/38 E., 2013/339 K.
Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer
usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı idare tarafından 19.01.2012 tarihinde müvekkilinin oğlunun borcuna ilişkin olarak yapılan haciz işleminde ait menkullerin haczedilerek bir kısmının muhafaza altına alındığını, müvekkilinin borçla bir ilgisinin bulunmadığı belirtilmek sureti ile istihkak iddiasında bulunulduğunu belirterek; yapılacak tespit ile de haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunun anlaşılacağını ileri sürerek, haczedilen menkuller üzerindeki haczin kaldırılarak muhafaza altına alınan menkullerin davacıya iadesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacı tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, servis fişi ve irsaliyelere ilişkin yanılgılı değerlendirme hüküm kurulduğunu, yargılama sırasında davacının öldüğünü belirterek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, 19.01.2012 tarihinde davalı idare tarafından haczedilen ve bir kısmı muhafaza altına alınan menkullerin davacıya ait olduğuna dair istihkak istemine ilişkindir.
1. Miras yoluyla intikali mümkün hakların konusunu oluşturduğu bir davada, davacının ölümü hâlinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 55. maddesi gereğince mahkemece, davacının mirasçılarının tamamının tespit edilerek davadan haberdar edilmeleri gerekir. Davacının birden fazla mirasçısının bulunması hâlinde de 4721 sayılı Kanun'un 640. maddesi uyarınca terekeye elbirliğiyle malik olmaları sonucu aralarında 6100 sayılı Kanun'un 59. maddesi gereği mecburi dava arkadaşlığı bulunan mirasçıların tamamı davadan haberdar edilerek murisleri tarafından açılan davaya devam etme iradesinde olup olmadıklarının belirlenmesi gerekir. Bu doğrultuda yapılacak tebligatlar sonrasında mirasçıların terekeyi red etmemiş olmaları hâlinde mirasçıların tamamının davaya katılımı ile taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilir. Ayrıca gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Mahkemece, davayı takip için kayyım tayin edilebilir. Ancak her hâlükarda davacının ölümünden sonra yargılamaya devam edilebilmesi için Mahkemece mirasçıların tamamının davaya katılımının sağlanması veya terekeye temsilci atanması yoluyla taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edilip hüküm kurulması gerekir.
2. Somut olayda; davacının 19.08.2013 tarihinde öldüğü dosya kapsamı ile sabittir. Hal böyle olunca Mahkemece; taraf teşkilinin sağlanması, sonrasında bir değerlendirme yapılıp yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3. Bozma nedenine göre, davalı idare vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428. maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,
2. Bozma nedenine göre, Davalı idare vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
1086 sayılı Kanun’un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
15.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.