Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1185 E. 2025/335 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Harici taşınmaz satış sözleşmesinin davalı tarafından yerine getirilmemesinden kaynaklanan menfi zararın tahsili isteminin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Harici taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin geçersizliği sebebiyle, tarafların sadece sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre birbirlerinden verdiklerini talep edebilecekleri gözetilerek, davacının menfi zarar talebinin reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2644 E., 2024/406 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/419 E., 2023/172 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA

Davacı vekili; davalı ile müvekkili arasında davaya konu taşınmazın satışına istinaden sözleşme düzenlendiğini, taşınmazın müvekkiline devri hususunda davalı tarafa defaten bildirimlerde bulunulduğunu, ancak davalının satışa konu ofisi satmaktan vazgeçtiğini bildirdiğini, taşınmaz satış sözleşmesinden devir borcunun yerine getirilmemesi nedeniyle müvekkilince davalıya menfi zararlarının giderilmesine ilişkin ihtarname keşide edildiğini, davalının müvekkilinin zararını gidermediğini ileri sürerek; davalının yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle, sözleşmenin geriye etkili feshinin tespiti ve Mahkemece yapılacak tespitten sonra arttırılmak üzere menfi zarar olarak şimdilik 5.000,00 TL'nin temerrüt faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin kurulmamasına davacının kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, 16.09.2021 tarihinde davacının müvekkili ile emlak komisyoncusu dava dışı Emre ile birlikte telefonla konferans yapılarak bu tarihin kararlaştırıldığını, ancak davacının belirlenen 16.09.2021 tarihinde hastası olduğunu ve memleketine gideceğini söyleyerek devrin ileri bir tarihte yapılmasını isteyerek devrin gerçekleşmesine engel olduğunu, ödemenin de bu tarihte yapılması gerektiğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşmeye konu taşınmazın devri için gerekli işlemleri gerçekleştirdiğini, davacının davetlere icabet etmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taşınmazların satılması yahut satılmasının vaat edilmesinin resmi şekil şartına tabi olup haricen yapılmış taşınmaz satışlarında tarafların sadece sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre haricen satış kapsamında vermiş olduklarının iadesini talep edebileceklerini, somut olayda sözleşme kapsamında herhangi bir bedel ödemesinin yapılmadığı, davacının talep ettiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 125. maddesinin uygulanabilmesi için resmi şekilde yapılmış bir taşınmaz satış vaadi bulunmasının zorunlu olduğu, resmi şekilde yapılmayan taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle temerrüt hükümleri işlerlik kazanmayacağından buna bağlı olarak da menfi zararın giderilmesinin istenemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 08.02.2024 tarihli kararıyla, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dava konusu taşınmazın satışı konusunda taraflar arasında harici taşınmaz satış sözleşmesi bulunduğunu, söz konusu taşınmazın satışından davalı tarafça vazgeçilmesi nedeniyle davacıya tapudan devredilmediğini, bu arada davacının aynı özelliklere sahip başka taşınmaz için bedel farkına ilişkin zararının doğduğunu, sözleşme öncesi sorumluluk (culpa in contrahendo) hükümleri uyarınca sözleşmenin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle menfi zararın tazmini gerektiğinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, harici taşınmaz sözleşmesinden kaynaklı menfi zararın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.

Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeye, geçersiz sözleşme uyarınca tarafların sadece sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca birbirlerine verdiklerini talep edebilmelerinin mümkün olmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.