"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1696 E., 2023/3020 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/291 E., 2023/7 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacı ile davalının kardeş olduğunu, Kilis İli, ... Mahallesi, ... Mevkii 133 Ada 18 Parsel sayılı taşınmazın babalarının ölümü üzerine taraflara intikal ettiğini, taşınmazın paylı mülkiyete çevrilmesi için ... Noterliğinin 06.08.2008 tarih, 01581 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile davalının vekil tayin edildiğini, davalının görevini kötüye kullanarak 07.04.2009 tarihinde taşınmazın gerçek değerinin çok altında 1.000,00 TL bedelle eşine devrettiğini, eşinin de daha sonra taşınmazı dava dışı şahsa devrettiğini; davalının vekillik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacıya herhangi bir bedel ödenmediğini, davacının aynı zamanda ... Noterliğinin 03.03.1981 tarih, 3550 yevmiye numaralı Satış Vaadi ve Zilyetlik Devir Sözleşmesi ile mirasçılardan ... ve ...'in de hissesini aldığını, bu sebeple 3/6 miras payına sahip olduğunu ileri sürerek davacının payı oranında ve ayrıca annesinden kalacak diğer paylardan doğan alacak için hesaplanacak bedelin satış tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacı tarafın aynı taşınmaza ilişkin vekalet ilişkisine dayalı daha önce dava açtığını, davada Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesinin 13. Hukuk Dairesinin 2021/652 E., 2021/820 K. sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiğini, davacının aynı taşınmaza ilişkin yine aynı sebebe dayalı iş bu davayı açtıysa da aynı konuda verilmiş bir hüküm bulunması sebebiyle derdestlik itirazında bulunduklarını, yine vekalet ilişkisine dayalı açılan iş bu davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafça ispata yarar herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının, kendi hissesi yönünden, daha önce açılmış dava reddedilip, kesin hüküm oluştuğundan dava şartı yokluğu nedeni ile talebin usulden reddine, davacının miras payları yönünden talebinin ise zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, maddi vakialar ve hukuki sebepler söz konusu olduğundan önceki davanın kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, vekalet alacağı ile vekalet ilişkisinin kötüye kullanılmasından doğan alacağın farklı hukuki sebeplere dayalı olduğunu, eldeki vekalet görevinin kötüye kullanılmasından doğan davalarda zamanaşımı bulunmadığını, davalı tarafın zararlandırma kastı ile hareket edip vekalet görevini kötüye kullandığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, vekaleten satış nedeniyle satış bedelinin tahsili ve satış vaadi sözleşmesi ile hak sahibi olunduğu iddia edilen aynı taşınmaza ilişkin bedelin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı; eldeki dava ile, ortak murislerinden intikal eden aşınmazın davalı vekil tarafından satılıp hissesine düşen bedelin ödenmediğini ayrıca, dava dışı kardeşlerinden satış vaadi sözleşmesine göre kendisine satılması vaad edilen taşınmazdaki hissesinde davalı vekil tarafından satılmış olmasından dolayı satış bedelini talep etmektedir. İlk Derece Mahkemesince, davacının davalıya aralarındaki vekalet ilişkisinden dolayı yönelttiği talebi için daha önce açılmış ve verilmiş bir mahkeme kararı bulunduğu için usulden red kararı verilmesi yerindedir. Ancak mahkemece, davacının davalıya yöneltmiş olduğu, kendisine satış vaadi sözleşmesi ile satılması vaad edilen taşınmazların davalı tarafından satın alınmış olması nedeniyle yönelttiği talebinin zamanaşımından değil husumetten reddi gerekmektedir. Zira bu talep açısından davacının talepte bulunabileceği davalı değil, dava dışı satış vaadi sözleşmesi tarafıdır. Mahkemece yanılgılı gerekçe ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) eklenen Geçici 3. madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan Mahkeme kararının gerekçesinin değerlendirme kısmında yazılı bulunan şekilde değiştirilmesine, hüküm fıkrasının 2. bendi çıkartılarak yerine 2-davacının diğerlerinden edindiğini iddia ettiği yer yönünden alacak talebinin ise husumetten reddine yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.