"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/1010 E., 2023/2322 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davalılar vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; taraflar arasında düzenlenen 01.05.2005 tarihli rödövans sözleşmesi uyarınca davalının kira borcunu ödemediğini, 01.01.2008-31.08.2008 dönemi kira bedelinin tahsili için yapılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini, yasal sürede ödeme yapmadığını ileri sürerek; itirazın iptaline, davalılar aleyhine icra inkar tazminatı ve kiralananın tahliyesine hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; davacının birikmiş ayların kira bedeli olarak takibe konu ettiği 12.000 ton taş tozu ve 4.000 ton mıcırın, her an alacağı şekilde ocakta hazır vaziyette bekletildiğini, müvekkilinin temerrüdünün bulunmadığını, davacının talep etmesi, nakil için gerekli vasıtayı temin etmesi durumunda birikmiş ayların kira karşılığı olarak takip konusu yapılan malzemeyi davacıya vermeye hazır olduğunu, müvekkilinin talep konu malı vermekten imtina etmediğinden davacının bu malı bedele dönüştürmeye ve müvekkiliden kira karşılığı para talep etmesinin yasal olmadığını savunarak, davanın reddine davacı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 11.03.2021 tarihli kararıyla; davanın kısmen kabulüne, 66.480,00 TL asıl alacak üzerinden takibinin devamına, dava konusu taşınmazdan davalının tahliye olması sebebiyle konusuz kalan tahliye talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, kötü niyet tazminatı ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1.Mahkeme kararının süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine, Dairece verilen 03.11.2021 tarihli ilamla; davalının sair temyiz itirazlarının reddine, davacı tarafça sadece itirazın iptali davasına yönelik harç yatırıldığı, tahliye davasına ilişkin peşin harcın ise ödenmediği, Mahkemece, yıllık kira bedeli üzerinden eksik harcın tamamlattırılması, yatırılmadığı takdirde tahliyeye ilişkin talebin işlemden kaldırılmasına karar verilmesi ve süresi içinde harç ikmaliyle yenilenme yapılmadığı takdirde tahliyeye ilişkin davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, bu yönler nazara alınmaksızın hüküm kurulmasının yerinde görülmediği, taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinde kira bedelinin aylık ödenmesinin öngörüldüğü ancak kira borcunun ödeneceği tarihin açık veya zımni olarak belirtilmediği, bu durumda taraflarca kabul edilmiş başkaca bir ödeme tarihi olduğu iddia ve ispat edilmediğinden, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 314. maddesi gereğince, kira bedelinin muaccel olduğu tarihin ilgili ayın sonu olacağı, davacı alacaklının icra takibinde; 01.01.2008-31.08.2008 dönemine ait kira bedelleri ile bu bedellere işlemiş faiz alacağının tahsilini talep ettiği, açıklandığı üzere takibe konu edilen dönemlere ait kira bedellerinin temerrüt ihtarı gerekmeksizin ilgili ayın sonunda muaccel olacağı göz önünde bulundurularak işlemiş faiz hesabının yapılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, işlemiş faiz alacağına yönelik talebin reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, uyuşmazlık konusu kira alacağı miktarının likit yani belirlenebilir olduğu, alacak miktarının belirlenmesi yargılamayı gerektirmediğinden davalı aleyhine başlatılan icra takibinin tarihi de gözetilerek, hükmedilen kira alacağının % 40’ı üzerinden davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekirken, alacağın likit olmadığı yönündeki yanılgılı değerlendirmeyle icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin de usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
2.Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; icra takip dosyasında davalıların itirazlarının kısmen iptali ile 66.480,00 TL asıl alacak üzerinden ve 31.08.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte icra takibinin devamına, dava konusu taşınmazdan davalının tahliye olması sebebiyle konusuz kalan tahliye talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile 66.480,00 TL üzerinden %40 (26.592,00 TL) icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ :
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; Mahkemenin bozmaya uymasına rağmen takip öncesi faiz talebini yine reddettiğini, tahliye davası açılmasına davalı sebep olduğu halde tahliye davası yönünden vekalet ücretine hükmedilmediğini, Mahkemece, masrafların eksik hesaplandığı, kabul/red oranına uyulmadığını, davalı lehine fazla avukatlık ücretine hükmedildiğini, tahliye yönünden harç ikmal edildiği halde ikmal edilen harcın davalıdan tahsiline karar verilmediğini ileri sürerek; kararın düzeltilerek onanmasını, aksi halde bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalılar vekili; gerek MİGEM’in tespit raporu ve gerekse üretim formları ile müvekkilinin 01.01.2008-31.08.2008 tarihleri arası dönemde davacıya ait maden sahasında üretim yapmadığının açık ve net olarak anlaşıldığını, davalı rödövans sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiğinden artık sözleşmenin Mahkeme kararı ile feshedilmesinin olanaklı olmadığını, davacının bildirdiği ocak teslim satış fiyatının esas alınmasının hatalı olduğunu, yine bilirkişi raporunda, taş tozu ile mıcırın ton başına birim fiyatının aynı alınmış olmasının hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, rödövans alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir.
1. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalıların tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2. Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamında, takibe konu edilen dönemlere ait kira bedellerinin temerrüt ihtarı gerekmeksizin ilgili ayın sonunda muaccel olacağı göz önünde bulundurularak, işlemiş faiz hesabının yapılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bu doğrultuda alınan bilirkişi raporunda, bozma ilamına uygun olarak işlemiş faiz tutarı 1.731,44 TL olarak hesaplanmış ancak Mahkemece davacının işlemiş faiz alacağının yine reddine karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına aykırı olarak davacının işlemiş faiz alacağı talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 331/1 maddesinde “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” düzenlemesi yer almaktadır. Davacı, tememerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesini talep etmiş, bozma ilamından sonra tahliye davasına yönelik harcı tamamlamıştır. Kiralananın tahliye edilmiş olması nedeniyle tahliye davası konusuz kalmıştır. Davalı kiracı, kira borcunu ödemeyerek temerrüde düşmüş olduğundan, davacı dava açmakta haklıdır. Davanın açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle davalının vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerekir. Bu nedenle Mahkemece, davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu hususta karar verilmemiş olması da doğru değildir.
4. Tahliye davası yönünden, davanın konusuz kalması nedeniyle maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi, alınan harcın davalıdan tahsiline ve bakiye harcın ise davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken, bu hususlarda herhangi bir bir karar verilmemiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
5. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verildiği dikkate alındığında, 6100 sayılı Kanun’un 326. maddesi uyarınca taraflar yargılama giderlerinden haklılık oranına göre sorumludur. Bu durumda yargılama giderlerinden davacının reddedilen kısım oranında sorumlu tutulması gerekirken, davacı aleyhine fazla yargılama giderine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir. Aynı zamanda işlemiş faiz talebi yönünden de hüküm fıkrasının düzeltilmesine karar verilmiş olması nedeniyle kabul/ret oranı değişeceğinden de yargılama giderlerinin yeniden hesaplanması gerekmiştir.
Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun'a eklenen Geçici Madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Davalılar vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “...asıl alacak 66.480,00 TL üzerinden ve 31.08.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte icra takibinin devamına...” ibaresi çıkarılarak yerine “ asıl alacak 66.480,00 TL ile 1.731,44 TL işlemiş faiz üzerinden itirazın iptaline, asıl alacak yönünden takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte icra takibinin devamına,” ifadesinin yazılması;
3.Hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “4-Davacı tarafından yapılan başvuru harcı ve vekalet harcı 13,60 TL, posta gideri 136,00 TL, bilirkişi gideri 3.3000,00 TL olmak üzere toplam 3.449,60 TL yargılama giderinden davanın haklılık durumuna göre 2.373,39 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,” ifadesinin yazılması,
4.Hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinin sonuna “ Tahliye davası yönünden, karar tarihinde yürürlükle bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi uyarınca yıllık kira bedeli üzerinden heseplanan 15.955,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” ifadesinin eklenmesine;
5.Hüküm fıkrasının (9) numaralı bendinin sonuna “ Tahliye davası yönünden alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcının, 1.703,00 TL tamamlala harcından mahsubu ile bakiye harçtan mahsubu ile bakiye 1.523,10 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,” ifadesinin eklenmesi;
6.Hüküm fıkrasının (10) numaralı bendinde yer alan “Davacı tarafından peşin olarak yatırılan ve ilam harcına mahsup edilen 842,50 TL'nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” ibaresi çıkarılarak yerine “10- Davacı tarafından peşin olarak yatırılan ve ilam harcına mahsup edilen 1.022,40 TL'nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” ifadesinin yazılması, Hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
1086 sayılı Kanun'un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,11.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.