Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1368 E. 2024/1572 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Üçüncü kişiye gönderilen haciz ihbarnamesine istinaden açılan davanın İcra ve İflas Kanunu'nun 89/3. maddesindeki 15 günlük hak düşürücü süreye tabi menfi tespit davası mı yoksa 89/5. maddesindeki istirdat davası mı olduğunun belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava dilekçesinde istirdat talebinde de bulunduğu, İİK m.89/5'e dayalı geri alma davalarında 15 günlük hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı ve mahkemenin işin esasını inceleyip değerlendirme yapması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat (İcra ve İflas Kanunu'nun 89/5 inci maddesinden kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı ... vekili, Bölge Adliye Mahkemesinin 13.06.2022 tarihli ek karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı-alacaklı ...'in davalı-borçlu ... aleyhine Bakırköy 16. İcra Müdürlüğünün 2016/12895 E. sayılı dosya ile icra takibi başlattığını ve takibin kesinleştiğini, bu dosyada müvekkili firmaya İİK'nın 89 uncu maddesi gereği haciz ihbarnameleri gönderildiğini, gönderilen her bir ihbarnameye süresinde cevap verildiğini ancak İcra Müdürlüğünün yapılan itirazları kabul etmediğini ve müvekkilini dosyaya borçlu olarak ekleyerek haciz işlemi uygulandığını, İş Bankası nezdindeki hesabından haczedilen 104.347,40 TL'nin icra müdürlüğüne gönderildiğini, işbu sebeplerle öncelikle icra dosyasına yatırılan 104.347,40-TL'nin alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasını ve bu bedelin icra kasa hesabında tutularak dava sonuna kadar nemalandırılacağı bir hesapta tutulmasını, müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespit edilmesini ve dava süresince icra dosyasına celp edilen 104.347,40-TL'nin alacaklıya ödenmesi halinde ödenen bedelin faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacı tarafın Bakırköy 16.İcra Müdürlüğünün 2016/12895 esas sayılı dosyasıyla, birinci, ikinci haciz ihbarnamelerine cevap vermediğini, gönderilen üçüncü haciz ihbarnamesinin de davacı tarafa 07/02/2017 tarihinde tebliğ edildiğini ve süresi içerisinde menfi tespit davası açmadığını, bu sebeple davacının icra dosyasına borçlu olarak eklendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davasının hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; deliller toplanmadan, yanlış hukuki niteleme ve zorlamalı hukuki yorum ile karar verildiğini ve müvekkilinin mağdur edildiğini, ihtiyati tedbir kararının kaldırılabilmesi için hukuki nitelemenin sehven değil kasten değiştirildiğini, mahkemenin davayı borçlunun alacaklı aleyhine İİK 72.maddesine göre açtığı dava olarak kabul ettiğini ve davalı olarak sadece alacaklı varmış gibi hüküm kurulduğunu, oysa dava dilekçesinde, dosyaya sunulan beyanlarda ve son duruşmada geçildiği gibi davanın İİK m. 89/3'e göre değil, İİK m. 89/5'e göre açılan istirdat davası olduğunu, açılan davada hak düşürücü sürenin 15 gün değil, 1 yıl olduğunu, bu nedenle davanın süresinde açıldığını, davalı borçlu ...'ın müvekkilinden herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını ve bu durumun icra müdürlüğüne bildirildiğini, icra müdürlüğü tarafından gönderilen birinci haciz ihbarnamesine süresi içinde cevap verildiğini, yapılan açık itirazların dikkate alınmadığını ve müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini, davalı alacaklının müvekkilinden herhangi bir alacağı olmamasına rağmen kötü niyetli işlemler yaptığını, müvekkilinin yaptığı itirazların icra müdürlüğü tarafından kabul edilmediğini bilmesinin mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kesinleşen İcra Hukuk Mahkemesi kararına göre haciz ihbarnamelerine verilen cevapların itiraz mahiyetinde olmadığının anlaşıldığı, davacı vekiline hangi maddeye dayalı olarak menfi tespit davası açıldığını açıklamasının istendiği, davacı vekilinin hukuki nitelendirmeyi mahkemeye bırakarak menfi tespit ve istirdat talep ettiği, son celse beyanında ise İİK 89/5 maddesine göre dava açtığını beyan ettiği, somut olayda, 3. haciz ihbarnamesinin davacı/3. kişiye 07.02.2017 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın ise 08.04.2017 tarihinde 15 günlük hak düşürücü süresinin geçmesinden sonra açıldığı anlaşılmakla Mahkemece açıklanan gerekçe doğrultusunda verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 23.06.2022 tarihli ek kararı ile; davalı ... tarafından yapılan temyiz başvurusunun HMK'nın 366 ıncı maddesi gereğince kıyas yolu ile uygulanması gereken 344 üncü maddesi gereğince yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili, 23.06.2022 tarihli ek kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; istinaf başvuru dilekçesinde yer alan beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili; davacının haksız şekilde menfi tespit davası açarak ihtiyati tedbir kararı aldırdığını, İİK 72/4 Maddesi uyarınca; alacağın geç alınmasından dolayı oluşacak zararın, gösterilen teminat tutarından karşılanması gerektiğini ve bu zararın verilecek kararla da hükme bağlanması gerektiğini, ancak bu konuda yerel mahkemenin bir karar vermediğini ve İstinaf Mahkemesinin de bu hususta bir değerlendirme yapmadığını beyan ederek; davacı tarafından ihtiyati tedbir kararı alınmak üzere İİK Madde 72/4 uyarınca depo edilen teminat hakkında Sayın Mahkemece hüküm kurularak; İstinaf Mahkemesinin kararının bu şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili ek karara ilişkin; süresi içinde eksik harç yatırıldığı halde BAM tarafından bu hususun görülmediğini beyan ederek ek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 89/5 inci maddesinden kaynaklı istirdat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 89/5 inci maddesi.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 33 üncü maddesi.

3. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 16.06.2016 tarihli, 2016/5561 E., 2016/8026 K. Sayılı ve 30.04.2015 tarihli, 2015/1392 E., 2015/5352 K. Sayılı kararları ile Yargıtay (kapatılan) 19.Hukuk Dairesinin 14.05.2015 tarihli, 2014/18634 E., 2015/7195 K. Sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Davalı ... vekilinin 23.06.2022 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazının incelenmesinde; davalının Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı 23.05.2022 tarihinde ve süresinde temyiz isteminde bulunduğu ancak yatırması gereken temyiz harçlarını yatırmadığı, bunun üzerine Bölge Adliye Mahkemesince harçların tamamlanması için ... vekiline muhtıra çıkarıldığı ve muhtıranın 06.06.2022 tarihinde tebliğ edildiği, eksik harçların süresi içinde Bakırköy Mahkemeler veznesine 13.06.2022 tarihinde yatırıldığı anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesince süresinde eksik harçların tamamlanmadığı gerekçesiyle verilen 23.06.2022 tarihli temyiz isteminden vazgeçilmiş sayılmasına dair ek karara yönelik davalının temyiz isteminin kabulü ile ek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.

2. Yukarıda yer verilen HMK'nın 33 üncü maddesi gereği; bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme ise hâkime aittir. Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça; İş Bankası nezdindeki hesabından haczedilen 104.347,40 TL'nin icra müdürlüğüne gönderildiğini, işbu sebeplerle öncelikle icra dosyasına yatırılan 104.347,40-TL'nin alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasını ve bu bedelin icra kasa hesabında tutularak dava sonuna kadar nemalandırılacağı bir hesapta tutulmasını, müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespit edilmesini ve dava süresince icra dosyasına celp edilen 104.347,40-TL 'nin alacaklıya ödenmesi halinde ödenen bedelin faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini talep etmiş olup, eldeki davanın İİK'nın 89/5 maddesine dayalı bir geri alma davası olduğu, bu davalar için İİK'nın 89/3 üncü maddesinde yer alan hak düşürücü sürenin geçerli olmadığı, mahkemece işin esası incelenerek değerlendirme yapılması, eksik harcın ikmal ettirilmesi, ödeme ve dava tarihlerinin tartışılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının talebinin yalnızca İİK'nın 89/3 üncü maddesine dayalı menfi tespit istemi olduğu değerlendirmesiyle davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığı kabul edilerek reddine karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir.

3. Bozma nedenine göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin 23.06. 2022 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA,

2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesi gereğince ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesi gereğince ve yukarıda yazılı gerekçeyle davacı lehine BOZULMASINA,4. Bozma nedenine göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.