Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1403 E. 2025/406 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekilin vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilinin uğradığı iddia edilen zararın tazmini talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin kusurlu ve hukuka aykırı fiili nedeniyle temyiz süresini geçirmiş olsa da, idari davada lehe sonuç alınabileceği hususunda kesinlik bulunmadığı ve ispatlanmış bir zararın da doğmadığı, dolayısıyla illiyet bağı ve zarar unsurlarının gerçekleşmediği gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/257 E., 2024/10 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; kamu personeli sınavını kazanan ve zabıt katipliği sınavında başarılı olan müvekkilinin memur adayı olarak atanmasının mümkün olmadığına dair Beyoğlu Adli Yargı Adalet Komisyonunun 24.11.2004 tarihli ve 759 sayılı kararının iptali istemiyle Ankara 10. İdare Mahkemesinde 2005/972 E. sayılı dosya ile Adalet Başkanlığı aleyhine dava açıldığını, Ankara 10. İdare Mahkemesindeki davanın 06.10.2005 tarihinde reddedildiğini, red kararının 14.11.2005 tarihinde davacı vekili olan davalılara tebliğ edildiğini, davacı vekilleri olan davalıların red kararını 14.12.2005 tarihinde temyiz etmeleri gerekirken 08.02.2006 tarihinde temyiz ederek Ankara 10. İdare Mahkemesinin davacı aleyhine verilen kararın kesinleşmesine sebebiyet verdiğini, davalı avukatların İdare Mahkemesi kararını, Avukatlık ve Borçlar Kanunu'ndaki yükümlülüklerine aykırı davranıp müvekkilinin memur olma imkanını ortadan kaldırdıklarını, maddi ve manevi bakımdan mağduriyetine sebep olduklarını belirterek fazlaya dair hakları saklı kaymak kaydıyla, dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte 6.000,00 TL maddi tazminatın tahsiline ve manevi tazminata ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiş, 15.04.2014 tarihli duruşmada da manevi tazminat taleplerini atiye bıraktıklarını belirterek maddi tazminat konusunda karar verilmesini istediklerini ifade etmiş, 07.12.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle dava dilekçesindeki 6.000,00 TL olan maddi tazminat alacağını 497.175,82 TL arttırarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili; davacının bilgisi dahilinde İstanbul'daki meslektaşlarının yetkili kılındığını, İstanbul'daki meslektaşlarının iletişim bilgilerinin davacıya bildirildiğini, vakeletnamede tevkil yetkisinin bulunduğunu, idari yargı kararının İstanbul'da bulunan diğer davalı avukatlara tebliğ edildiğini, tazminat dayanağının belirsiz olduğunu, davacının memur olma imkanının ortadan kaldırılması iddiasının da maddi gerçeğe aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiş, ıslah dilekçesine karşı süresinde verdiği cevap dilekçesiyle zamanaşımı definde bulunmuştur.

Davalı ...; dava şartlarının oluşmadığını, davacının uğradığı bir zararın mevcut olmadığını savunarak davanın reddini istemiş, ıslah dilekçesine karşı süresinde verdiği cevap dilekçesiyle zamanaşımı definde bulunmuştur.

Davalı ... cevap vermemiş, vekili ıslah dilekçesine karşı süresinde verdiği cevap dilekçesiyle zamanaşımı definde bulunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 15.04.2014 tarihli kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkemenin 15.04.2014 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 11.06.2015 tarihli ilamla; idari yargı konusunda uzman bilirkişiden karar süresinde temyiz edilseydi davacı lehine sonuç alabilme imkanı olup olmadığı konusunda rapor alınarak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Bozmaya uyan Mahkemenin davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen 08.02.2018 tarihli kararının süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairece verilen 23.09.2020 tarihli ilamla; tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle birlikte bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmesi ve bozmaya uygun şekilde Danıştayın varsa benzer konulardaki uygulamalarından, emsal olabilecek kararlarından da yararlanılması suretiyle, idare hukuku dalında uzman kişilerden oluşacak bilirkişi kurulundan rapor alınması gerekirken, Mahkemece 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 50/2. maddesi uyarınca maddi zarar miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyip karar verilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı avukata sorumluluk yüklenebilmesi bakımından, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil unsurlarının tahakkuk ettiği, ancak illiyet bağı ve zarar unsurlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; ilgili İdarenin İdare Mahkemesi veya Danıştay tarafından verilen kararları yerine getirmekle yükümlü olduğunu, zamanaşımına ilişkin değerlendirmelerin Mahkemeye erişim hakkını engellediğini, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulması nedeniyle alacağın zamanaşımına uğramadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, vekilin vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle taraf, Mahkeme, Yargıtay denetimine açık, tarafların itirazlarını karşılar nitelikte alınan bilirkişi raporlarına göre zarar ile davalıların temyiz süresini kaçırması arasında uygun illiyet bağının kurulmadığının, ispatlanmış bir zararın henüz doğmadığının, Mahkemece karar gerekçesinin "...somut olayda davalı avukata sorumluluk yüklenebilmesi bakımından, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil unsurlarının tahakkuk ettiği, ancak illiyet bağı ve zarar unsurlarının gerçekleşmediği..." şeklinde açıkça belirtildiğinin anlaşılmasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

20.01.2025 tarihinde oybirliği ile karar verildi.