"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/238 E., 2023/414 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar asıl ve birleşen davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin davalı ile 23.08.2012 başlangıç ve 31.05.2014 bitiş tarihli profesyonel futbolcu transfer sözleşmesi imzaladığını, müvekkiline maç başı ücret alacağının ödenmediğini belirterek asıl dava dosyasında 2012/2013 sezonu için maçbaşı ücret alacağına karşılık müvekkiline iki adet senet verildiğini, verilen senetlerin ödenmediğini belirterek 31.10.2013 vade tarihli 65.850,00 TL'nin senet bedelinin vade tarihinden itibaren yasal faiziyle ve 31.12.2013 vade tarihli 65.850,00 tutarlı senede mahsuben yapılan 15.000,00 TL ödeme harici ödenmeyen 50.850,00 TL'nin vade tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş ve birleşen dava dosyasında ise 2013/2014 sezonu için ödenmeyen 204.600,00 TL maçbaşı ücret alacağının davalıdan dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; bonoların verildiğini, davanın açılmasında hukuki yararın olmadığını, davacıya cezalar verildiğini, borcun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.12.2014 tarihli kararıyla; davacının senetlerle ve resmi kayıtlarla alacağın varlığını ispatladığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin 10.12.2014 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 20.03.2017 tarihli ilamla; taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamına göre davacı futbolcunun hakedişi belirlenerek davalının savunması üzerinde durulup davacıya verilen para cezalarının, Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferleri Talimatı'nın 24/c maddesinde belirtilen yönetmelik ve/veya disiplin talimatının TFF'ye ve futbolcuya teslim/tebliğine ilişkin yükümlülüklerin ve 24/d maddesinde belirtilen futbolcu ve TFF'ye tebliğe ilişkin yükümlülüklerin davalı kulüp tarafından yerine getirilip getirilmediği ve esas bakımından da verilen cezaların, kulübün iç yönetmeliğine uygunluğu gözetilerek bu kapsamda Mahkemece davacı ve davalının iddia ve savunması üzerinde duran, Yargıtay denetimine uygun açıklamalı ve gerekçeli olmak üzere, konusunda uzman bilirkişiden rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasın karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Mahkemenin 18.12.2018 tarihli kararıyla; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabul kısmen reddine, birleşen davada 176.400,00 TL net maç başı ücreti niteliğindeki alacağın dava tarihinden işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunması üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 25.06.2020 tarihli ilamla; davalı vekilinin tüm temyiz itirazları reddedilerek davalı tarafından dosyaya sunulan 10.02.2014 tarihli ve 15.000,00 TL tutarlı dekontta "31.10.2013 vadeli senede mahsuben" yazılı olup, 06.06.2013 tarihli ibraname karşılığı davalı kulüp tarafından davacıya verilen 31.10.2013 vade tarihli 65.850 TL tutarlı senet alacağı diğer senetle birlikte asıl davanın konusu yapıldığı ve dava dilekçesinde bu senede mahsuben banka yoluyla yapılan 15.000,00 TL'lik ödeme dikkate alınıp, bu senet için 50.850,00 TL talepte bulunulduğu, bu haliyle gerekçeli kararda 15.000,00 TL'lik ödeme yönünden mahsup yapılmadığına ilişkin tespitin hatalı olduğu, esasında 01.11.2013 tarihli 10.000,00 TL'lik ödemenin birleşen davada hesaplanacak hakedişten mahsup edilmesi gerektiği, diğer taraftan yanlar arasında akdedilen profesyonel futbolcu sözleşmesinin özel hükümler başlıklı kısmının (1.) maddesinde "2012-2013 futbol sezonunda A-2 Türkiye Kupası ve Play Off müsabakalarından futbolcuya maç başı ücreti ödenmez." hususuna işaret edildiği, davacının birleşen davadaki talebinin 2013/2014 sezonu maç başı alacağı olduğuna ve anılan düzenlemenin de bir önceki sezona ilişkin olmasına göre birleşen davada A2 Türkiye Kupası ve Play Off müsabakaları için de davacıya maç başı ödemesi yapılması gerekeceği, davacı tarafın aldırılan bilirkişi raporuna bu yönüyle itiraz ettiği, bilirkişiden ek rapor alınmaksızın ve oynanan maçlara ilişkin federasyon kayıtları eksiksiz temin edilmeksizin bilirkişi tarafından rapora iliştirilen fotokopi listeye itibar edilerek karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu ve birleştirilen davada kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalete hükmedilmesi gerekirken, kararda " ... hesaplanan TL vekalet ücretinin ..." denilerek, ücretin ne kadar olduğunun belirtilmemiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı sonrası aldırdığı bilirkişi raporu doğrultusunda, ancak Mahkemece asıl davada davacının talebi ile bağlı kalınarak 116.700,00 TL üzerinden hüküm kurulması gerekirken sehven talebi aşacak şekilde 124.700,00 TL üzerinden hüküm kurulduğu, bu hususun gerekçeli karar yazım aşamasında fark edilmiş olduğu, temyiz aşamasında bu hususun gözetileceği gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile 65.850,00 TL net maç başı ücret alacağının 31.10.2013 tarihinden, 58.850,00 TL net maç başı ücret alacağının 31.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın kabulü ile 204.600,00 TL net maç başı ücret alacağının 09.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; talepten fazlasına hüküm kurulduğunu, bonolarda imzaların yetkili temsilci tarafından atılmadığını, imza incelemesi yapılmadığını, borcun bono ile ifa edilmesine rağmen dava açılmasında hukuki yararı olmadığını, görevli Mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı hesaplama içerdiğini, davacıya verilen cezaların mahsup edilmediğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, profesyonel futbol sözleşmesinden doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
A-Asıl dava yönünden davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1. Bir Mahkeme hükmünde, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların Mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 297/2. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, hüküm; tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsar. Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Dava dosyasının incelenmesinde; davacı vekilinin asıl davada 31.10.2013 vade tarihli 65.850,00 TL senet bedelinin vade tarihinden itibaren yasal faiziyle ve 31.12.2013 vade tarihli 65.850,00 tutarlı senet için ise 50.850,00 TL'nin vade tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği, toplam talep ettiği bedelin 116.700,00 TL olduğu, ancak Mahkemece HMK 26. maddesine aykırı olacak şekilde asıl davanın kabulü ile 65.850,00 TL net maç başı ücret alacağının 31.10.2013 tarihinden, 58.850,00 TL net maç başı ücret alacağının 31.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yani talepten fazlasına hükmedildiği, bu hususun gerekçede "asıl davada davacının talebi ile bağlı kalınarak 116.700,00 TL üzerinden hüküm kurulması gerekirken sehven talebi aşacak şekilde 124.700,00 TL üzerinden hüküm kurulduğu, bu hususun gerekçeli karar yazım aşamasında fark edilmiş olduğu, temyiz aşamasında bu hususun gözetileceği" şeklinde belirtildiği anlaşılmaktadır.
O halde Mahkemece, davacının talep ettiği bedelden fazlasına hükmedilemeyeceği gözetilmeden gerekçe ve hüküm arasında çelişki oluşturacak şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2.Bozma nedenine göre davalı vekilinin asıl davaya yönelik sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
B-Birleşen dava yönünden davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle 01.11.2013 tarihli 10.000,00 TL ödemenin 06.01.2015 tarihli davalı vekilinin temyiz dilekçesinde belirttiği üzere 2013/2014 sezonu için peşinat ödemesine mahsuben yapıldığının, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 25.06.2020 tarihli ilamına uyulmakla davacı lehine usuli kazanılmış hakkın doğduğunun, bozma ilamı dışında kalan hususların kesinleştiğinin, bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporunun taraf, Mahkeme, Yargıtay denetimine açık, tarafların itirazlarını karşılar nitelikte olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin birleşen dava yönünden tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A-Asıl dava yönünden
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,
2. Bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
B-Birleşen dava yönünden
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
6100 sayılı Kanun’un Geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu asıl dava için kapalı, birleşen dava için açık olmak üzere,24.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.