"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1646 E., 2023/3649 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/40 E., 2023/135 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, 01.02.2024 tarihli ek karar ile, verilen kesin süre içerisinde gerekli harç ve masraflar yatırılmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Mahkemece davacı vekiline harcın ve gider avansın yatırılmasına ilişkin gönderilen muhtıranın 14.01.2024 tarihinde tebliğ edildiği, 15.01.2024 tarihinde harcın ve gider avansının yatırıldığı anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesinin 01.02.2024 tarihli temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ek karar kaldırılarak, davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 1993 yılında tapulu taşınmazın 150 m²'sini 17.500,00 TL bedelle davalıdan satın aldığını, taşınmaza ev inşaa ettiğini ve 13 yıldır evi aralıksız ve nizasız kullandığını, taşınmaz hissesinin tapuda devredilmemesi üzerine davalı aleyhine açtığı tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verildiğini, davalı bu yerin karşılığında bir nevi teminat kabilinde bir adet bono verdiğini ileri sürerek; dava konusu 150 m²'lik arsanın dava tarihindeki rayiç bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, aksi takdirde 01.07.1993 tarihinde davalıya elden ödenen 17.500,00 TL'nin işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı asıl; davaya cevap vermemiş, duruşmada ise davacıya yer satmadığını, davacıdan para almadığını, dava konusu yerin kendisine ait olmadığını, davacıya senet vermediğini, senet altındaki imzanın kendisine ait olduğunu ancak yazıların kendisine ait olmadığını, senedi davacıya değil emlakçıya verdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının taşınmazı halen kullandığı ve zilyet olduğu gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; karara karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin 07.12.2023 tarihli kararıyla davacının satış sözleşmesi ve bedel ödediğini yazılı belge ile kanıtlayamadığı, yemin deliline de dayanılmadığı, taşınmaz üzerine yapılan binanın bedeline ilişkin olarak ise davacının binayı halihazırda kullanmaya devam ettiği ve binanın bulunduğu taşınmaz üzerinde çok sayıda hissedar ve yapı bulunduğu nazara alındığında davalı hissesine isabet edip etmediğinin kanıtlanamadığı gibi davacının kullanımı devam ettiğinden tüm talepler yönünden dava açmada hukuki yararının bulunmadığı gerekçeleriyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; ek karara ilişkin olarak, müvekkilinin süresinde harcı ve gider avansını yatırdığını, asıl karara ilişkin olarak ise, müvekkili ile davalı arasında harici gayrimenkul sözleşmesi bulunduğunu, müvekkilinin 250 parsel sayılı taşınmazın 150 m²'sini 17.500,00 TL'ye satın aldığını, üzerine ev yaptığını, davalının tapuyu devretmediği gibi bedeli de iade etmediğini, davalıya sattığı arsaya karşılık olarak teminat kabilinde boş bono verdiğini, bononun arka yüzünde "bu senet 252 tarlada ...'ın tapusuna karşılık alınmıştır. Alınacak arsanın m² 150 m²" ibaresinin yazılı olduğunu, arsanın bedelinin tamamının ödendiğini, tescil davasında senetteki imzasını ikrar ettiğini, tanık beyanları ile de ödendiğinin sabit olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin ilk kararında taraflar arasında harici satış olduğunun kabul edildiğini, bono yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilip tanık beyanlarının nazara alınmasının gerektiğini, dava konusu taşınmazı 13 yıldır aralıksız ve nizasız kullandığını, eve tahakkuk edilen emlak vergilerini ödediğini, elektrik ve su bağlandığını, dava açmakta hukuki yararının bulunduğunu, davalı arsa bedelini iade etmemekle sebepsiz olarak zenginleştiğini, davalının yapı sahibi olarak müvekkiline tazminat ödemekle yükümlü olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, geçersiz sözleşme ile satın alındığı iddia edilen taşınmazın tapuda devrinin yapılmadığı gerekçesiyle dava konusu arsanın ve üzerindeki yapının dava tarihindeki rayiç bedeli aksi takdirde davalıya elden ödenen paranın işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Temyiz olunan kararda; davacı ıslah dilekçesinde, satış bedeli ile birlikte yapı bedelini de talep ettiği, açıkça bonodaki yazının davalının olduğunun iddia edilmediği, davacının harici satış sözleşmesini ve bedel ödediğini ispatlayamadığı, yapıyı ise kullanmaya devam ettiği anlaşılmakla satış bedeli yönünden ispatlanamadığı, yapı bedeli yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin 01.02.2024 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin 07.12.2023 tarihli esasa ilişkin kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,20.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.