"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/301 E., 2024/404 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2018/552 E., 2023/573 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin bayılma, kalpte şiddetli ağrı, sol tarafında uyuşma, el ayak ve vücudunun sair yerlerinde morarma şikayetleri ile İzmit Seka Hastanesinde yatarken anjio olması gerektiği söylenerek davalı Hastaneye sevk edildiğini ve 10.04.2011 tarihinde anjiyo yapıldığını, anjiyo yapıldıktan sonra davalı doktorun müvekkiline acilen ameliyat olması gerektiği, bu ameliyatla mitral kapak ve damarının değişeceğinin söylendiğini, 12.04.2011 tarihinde saat 16:00'da ameliyata alındığını, ameliyatın ertesi gün saat 07.30'a kadar sürdüğünü, geçirdiği bu uzun ameliyat sonrasında 8 gün komada kaldığını, yapılan yanlış müdahaleler ve enfeksiyon kapmış olması sebebiyle 3 ay izole odada yattığını, ameliyat sonrası bu durumun yanlış düzenlenerek 1 ay izole odada yatmış gibi gösterildiğini, müvekkilinin sol akciğerinin yarısının davalı doktor tarafından gerçekleştirilen ameliyat esnasında alındığını sonradan öğrendiğini, davalılar tarafından hazırlanan ameliyat notunda müdahale edilen kitleden ve alınan sol akciğerden bahsedilmediğini, müvekkilinin halen solunum güçlüğü çektiğini, ameliyat sonrasında astım teşhisi konduğunu ve bu yönde tedavi gördüğünü, yanlış tedavi sonucu çalışamadığı gibi tedavi masrafları için ciddi meblağların ödemek zorunda kaldığını, Kocaeli Devlet Hastanesinden 12.06.2018 tarihinde alınan Engelli Sağlık Raporunda da müvekkilinin engel oranının en az %83 olarak belirlendiğini ileri sürerek; şimdilik 100,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın ameliyat tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı .... Ticaret A.Ş.vekili; müvekkili hastanenin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, olayda müvekkili şirket tarafından yapılan hiçbir tıbbi hata ve ihmalin sözkonusu olmadığını, davacı tarafın müvekkili hastanenin tedavi faaliyetinde bulunurken tıp bilimi ve uygulamasınca genel olarak kabule mazhar olmuş kurallara aykırı hareket ettiğini ispatlamakla yükümlü olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili; müvekkili tarafından gerekli tüm tetkiklerin yapılarak teşhis konulduğunu ve ameliyat kararı alındığını, teşhis ve ameliyat kararının hasta ve yakınlarına anlatıldığını, ameliyatın tüm olası riskleri hastaya ve yakınlarına açıkça anlatılarak ameliyat sonrası dikkat edilmesi gereken hususlar konusunda aydınlatıldığını, davacının ve yakınlarının imzasını taşıyan aydınlatılmış onam formları ve gerekli belgelerin alındığını, müvekkilinin ekibiyle birlikte davacıyı 22.04.2011 tarihinde ameliyat ettiğini, davacıya iki kalp kapakçığı ve bypass ameliyatı yapıldığını, ameliyatın başarılı geçtiğini, davacının dilekçesinde iddia ettiği yakınmalarının müvekkili ve ekibinin gerçekleştirmiş olduğu ameliyat ile doğrudan veya dolaylı hiçbir ilgisi bulunmadığını, davacının taburcu edildikten sonra kontrol için müvekkiline gelmediği gibi 7 yılı aşkın süre boyunca hiçbir şikayet de bildirmediğini, davacıya yönelik gerçekleştirilen eylemlerde herhangi bir malpraktis olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hükme esas alınan son bilirkişi raporuna göre, davacıya gerekli tetkik ve tedavilerin eksiksiz olarak yapıldığı, yapılan kapak cerrahisi ve bypass ameliyatının ve ameliyat sonrası ortaya çıkan komplikasyonların yönetilmesinde herhangi bir özensizlik ve ihmal bulunmadığı, hastada halen devam eden şikayetlerin ameliyatla nedensellik bağının bulunmadığı, tazminata hükmedilebilmesi için eylemle birlikte kusur, zarar ve illiyet bağı koşullarının bir arada bulunması gerektiği, davalılara atfedilebilecek kusurun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hükme esas alınan çelişki giderici, açıklamalı ve denetime uygun bilirkişi heyeti raporu ile yapılan işlemlerin tıp kurallarına uygun olduğunun tespit edildiği, operasyon öncesi gerekli bilgilendirmenin yapıldığına dair dosyada onam belgesinin bulunduğu, Mahkemece dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadan iddia ve savunma ile birlikte hukuka uygun şekilde karar verildiği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davalı doktorun yeterli muayene yapıp gerekli tanıyı koymadan, rıza almadan, bilgilendirme ve aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmeden müvekkiline müdahalede bulunduğunu, davalı Hastane tarafından sterilizasyon koşullarının uygulanmadığını, müvekkilinin yapılan operasyonun ne tür riskler taşıdığı konusunda aydınlatılmadığını, müvekkilinin sol akciğerinin yarısının alındığına ilişkin davalı doktor tarafından müvekkiline hiçbir bilgi verilmediğini, davalı tarafından hazırlanan ameliyat notunun eksik tutulduğunu, dosyada mübrez raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp Üst Kuruluna gönderilmesi gerekirken yeniden heyet raporu alındığını, alınan bilirkişi raporlarına yaptıkları itirazlarının açıklamalı ve aydınlatıcı şekilde değerlendirilmediğini, ekokardiyografi tetkikinin yapıldığı açıkça dosya kapsamında ispatlanmamışken 07.04.2023 tarihli raporda yapılan tıbbi müdahalelerde hata olmadığı yönünde yapılan tespitlerin ve alınan raporların kendi içerisinde çelişkili olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, vekalet ilişkisinden kaynaklı hekim hatası iddiasına dayalı tazminat davasıdır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle Mahkemece aldırılan ATK raporu ile bilirkişi kurul raporu arasındaki çelişkiyi giderir nitelikteki heyet raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmasına, meydana gelen tıbbi sonucun komplikasyon olarak nitelendirilmesine, bu hususa ilişkin onam belgesinin mevcut olmasına, buna göre kusurun olmamasına, hastane veya doktora sorumluluk yüklenemeyeceğinin anlaşılmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.