Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1591 E. 2025/552 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İptal edilen tapu tahsis belgesi nedeniyle ödenen bedelin fiili zararı karşılamadığı iddiasıyla açılan munzam zarar davasında, zarar miktarının tespiti ve davalı idarenin sorumluluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece bozma ilamına uyularak alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu ve bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşen hususlar hakkında yeniden inceleme yapılamayacağı gözetilerek, davalı vekilinin temyiz itirazları reddedilmiş ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/75 E., 2022/284 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I. DAVA

Davacılar vekili; murisleri ...'nin imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak davalı İdarenin mülkiyetinde bulunan gayrimenkul üzerine inşa etmiş olduğu bina için tapu tahsis belgesi müracaatı yaptığını, davalı İdarenin 06.04.1988 tarihli kıymet takdir kararı ile 20.790.000 TL arsa bedeli belirlendiğini, ödemelerin yapılması üzerine 22.04.1988 tarihli tapu tahsis belgesinin verildiğini, ancak tapu için yaptıkları başvuru neticesinde 29.04.1999 tarihli yazı ile tapu tahsis belgesinin iptal edildiğinin ve ödedikleri tutarın faizi ile iade edileceğinin bildirildiğini, 19.04.1988 tarihinde tahsil edilen 20.790.000 TL'nin 21.08.2000 tarihinde 45,55 TL yasal faizi ile birlikte toplam 66,34 TL olarak adlarına açılan hesaba yatırıldığını, ancak tebligat yapılmadığından bundan haberdar olmadıklarını, yatırılan miktarın uğradıkları fiili zararı karşılamadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 63.866,87 TL munzam zarar alacağının 11.10.1999 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek bir yıl vadeli banka faiz oranı üzerinden tahakkuk edecek faizi ile davalıdan tahsilini istemişler; 31.07.2013 tarihli dilekçeyle taleplerini 680.297,94 TL'ye çıkarmışlardır.

II. CEVAP

Davalı vekili; 2981 sayılı Kanun'un 10/b maddesine 3366 sayılı Kanun ile ilave edilen ek paragraf uyarınca davacı hak sahiplerinin bu hükümden yararlanamayacağının belirlendiğini, bu nedenle tapu tahsis belgelerinin 09.04.1999 tarihli ... yazısı ile iptal edildiğini, davacılar tarafından Adana 2. İdare Mahkemesinde idari işlemin iptali talebiyle açılan davanın reddedilerek kesinleştiğini, davacıların paralarını almak üzere idareye başvurdukları 11.10.1999 tarihli dilekçe dışında alacakları ile ilgili hiçbir talepleri olmadığını, bu başvurudan 12 yıl sonra paraları hiç ödenmemiş gibi açtıkları alacak davasının zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 20.01.2015 tarihli kararıyla; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacılar tarafından 19.04.1988 tarihinde yatırılan 20.79 TL’nin denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihinde ulaştığı 96.427,69 TL’den, davalı idare tarafından yapılmış ödeme mahsup edildikten sonra bakiye miktar yönünden davanın kısmen kabulü ile 30.087,69 TL'nin 11.10.1999 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1. Mahkemenin 20.01.2015 tarihli kararının süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 25.11.2020 tarihli ilamıyla; davalının temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, davacıların tapu tahsis belgesinin iptal edilmesi nedeniyle taşınmazın rayiç değerini isteyebilecekleri, tahsis edilmesi planlanan taşınmazın rayiç değerinin bu yönde daha önce yapılan bilirkişi raporuna tarafların itirazları da dikkate alınmak suretiyle denetime elverişli, bilimsel verilere uygun alınacak rapor sonucuna göre ve davalı idare tarafından yapılan ödeme mahsup edilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

2. Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı doğrultusunda aldırılan bilirkişi raporunda taşınmazın rayiç bedelinin 678.975,94 TL olduğu, davalı idare tarafından yapılan 349,88 TL ödemenin mahsubu neticesinde davacıların talep edebilecekleri tutarın 678.625,06 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 678.625,06 TL'nin tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak mirasçılık belgesindeki hisseleri oranında davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; dava konusu taşınmazın mazbut vakfa ait bir taşınmaz olduğundan harçtan muaf olduğunu, bilirkişi raporu ile taşınmazın değerinin yanlış hesaplandığını, yeni bir bilirkişi raporu yahut ek rapor alınması gerektiğini, zamanaşımı savunması konusunda değerlendirme yapılmadığını, davaya konu idari işlemin yasal mevzuata uygun olduğunu, davanın kötü niyetle ve sebepsiz zenginleşme isteği ile açıldığını, taraflara düşen alacak tutarı üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini savunarak, kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, tapu tahsis belgesinin iptali sonrası davalı İdare tarafından ödenen bedel ile fiili zararlarının karşılanmadığı için munzam zararın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşen hususlar hakkında yeniden inceleme yapılamayacağı anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,

Davalı İdare harçtan muaf olduğundan peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.