Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1643 E. 2025/797 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinin sona ermesinden sonra kiralananın geç tahliye edilmesi nedeniyle sözleşmede öngörülen cezai şartın uygulanıp uygulanmayacağı ve miktarının indirim konusu yapılıp yapılamayacağına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Cezai şart hükmünün tacir olan kiracıyı bağlayıcı olduğu ancak cezai şart tutarının kiracıyı ekonomik olarak mahvedip mahvetmeyeceğinin, şirketin malvarlığının bilirkişi incelemesiyle tespit edilmesi gerektiği gözetilerek, eksik incelemeyle cezai şartın indirimsiz uygulanmasına karar veren istinaf mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3377 E., 2024/207 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/348 E., 2022/1755 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; yapılan ihale neticesinde imzalanan 17.05.2018 tarihli kira sözleşmesi uyarınca davacının kiraladığı hastane kantinini 28.05.2018 tarihli yer teslim tutanağıyla teslim aldığını, sözleşme süresinin 28.05.2019 tarihinde sona ermesi üzerine şifahen ecrimisil ödeyerek yeni ihale dönemine kadar kiralananı işletebileceğinin bildirildiğini ancak davalı kiraya veren tarafından 191 günlük kullanım için haksız olarak sözleşmenin 17. maddesine dayalı olarak 515.700,00 TL ceza bedeli tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek; cezai şart bedelinin iptaline, bu talep kabul edilmediği takdirde fahiş ceza bedelinin indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; taraflar arasındaki sözleşmenin, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu (2886 sayılı Kanun) uyarınca yapılan ihale neticesinde imzalandığını ve süresinin dolduğunu, sözleşmenin 17. maddesinde sürenin dolması halinde geçen her gün için cari yıl kira bedelinin binde beşi (0,005) oranında ceza bedeli ödeneceğinin belirtildiğini, davacı kiracının 540.000,00 TL cari yıl kira bedeli üzerinden heaplanan 515.700,00 TL ceza bedelinden sorumlu olduğunu, işlemin mevzuata ve sözleşmeye uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sözleşmede öngörülen cezai şart hükmünün geçerli olduğu, cezai şart bedelinin tacir olan davacının ekonomik mahvına sebep olabileceği, alınan bilirkişi raporlarında davacının 2018 ve 2019 yıllarında kâr, 2020 yılında ise zarar ettiğinin tespit edilmesi karşısında makul bir oranda indirim yapılması gerektiğinden bahisle; cezai şarttan indirim yapılarak davanın kısmen kabulü ile 204.500,00 TL olarak cezai şartın kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mülkiyeti davalıya ait taşınmazın 2886 sayılı Kanun uyarınca "büfe" olarak işletilmek üzere davacıya kiraya verildiği, kiralananın 06.12.2019 tarihli tutanak ile tahliye edilerek davalıya teslim edildiği, taraflar arasında imzalanan 17.05.2018 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli kira sözleşmesinin 17. maddesinde; " Kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmaz idareye teslim edilmezse, geçen her gün için, cari yıl kira bedelinin binde beşi oranında ceza, itirazsız olarak ödenir." hükmüne yer verildiği, kira sözleşmesinin 2886 sayılı Kanunun 75. maddesi gereğince süre bitimi itibariyle sona erdiği, tarafların hür iradeleri ile kararlaştırdıkları sözleşme şartlarının geçerli olduğu ve davacıdan cezai şart istenebileceği, bilirkişi raporunda belirlenen yıllık kazanç miktarı, kira sözleşmesinde belirlenen kira miktarı ve cezai şart miktarı bir arada değerlendirildiğinde tacir olan kiracının kararlaştırılan cezai şartı ödemesinin ekonomik yönden mahvına sebep olmayacağı ve cezai şarttan indirim yapılmasının hatalı olduğu gerekçesiyle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf mahkemesinin hiç delil olmadan İlk Derece Mahkemesi takdir yetkisini yok sayarak elinden aldığını ve cezai şart tutarının ekonomik mahva neden olmayacağını değerlendirdiğini, kararın gerekçesiz olduğunu, esasın incelenmediğini, idarenin vatandaşa tuzak kuramayacağını, idarece kiralanan ecrimisil karşılığında işletmesine izin verildiğini, idarenin tahliye için yasal yollara başvurmadığını, kararın herhangi bir rapora yahut delile dayanmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Gerekçe ve Değerlendirme

Uyuşmazlık, sözleşmede kararlaştırılan cezai şart tutarı bakımından borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Taraflar arasında 2886 sayılı Kanun uyarınca yapılan ihale sonucunda 17.05.2018 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi imzalanmış olup, davalı tarafça kiralanan sözleşmenin süresi sona erdikten sonra da kullanılmış ve 06.12.2019 tarihinde geç tahliye edilmiştir. Sözleşmenin 17. maddesinde geç tahliye hali için öngörülen cezai şart hükmü, tacir olan davacıyı bağlayıcıdır. Bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesince davalının cezai şart bedelinden sorumlu olacağına dair belirleme yerinde ise de, davacı cezai şart tutarının ekonomik mahvına neden olacağını iddia etmekle bu hususun alanında uzman bilirkişilerce yapılacak teknik inceleme ile tespit edilmesi gerekir.

Hal böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince; alanında uzman bilirkişi heyetinden, davacı şirketin ekonomik durumu, aktif ve pasifleriyle birlikte malvarlığı bir bütün olarak incelenmek suretiyle değerlendirilip, dava tarihi itibariyle cezai şart bedelinin davacının iktisaden mahvına neden olacak ve onun eskisi gibi ticari hayatını devam ettirmesine imkan tanımayacak derecede ağır ve yüksek olup olmadığı konusunda rapor alınması ve indirim yapılıp yapılmayacağı hususu değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.