Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1710 E. 2024/2185 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinin feshedilmesine rağmen açılan icra takibi nedeniyle ödenen kira bedellerinin geri alınması (istirdat) ve kötü niyet tazminatı talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Kira sözleşmesinin fesih tarihi itibariyle sona erdiği ve davacının icra takibine konu dönemlerde kira borcu olmadığı gözetilerek istirdat talebinin kabulüne, ancak davalının takip başlatmakta kötü niyetli olduğunun ispatlanamaması nedeniyle kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/766 E., 2022/2005 K.

Taraflar arasındaki istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin davaya konu taşınmazda kiracı iken karşılıklı anlaşma ile 16.01.2012 tarihinde sözleşmenin feshedildiğini, buna rağmen davalının fesih sonrası kira alacağının tahsili için icra takibi başlattığını, icra takibinin haksız olduğunu ileri sürerek; icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacı kiracının 2013 yılı sonunda taşınmazı tahliye ettiğini, fiili tahliyeye kadar kira borcunun devam edeceğini, karşılıklı fesih yapıldığını ancak fesihte bahsedilen devir işleminin gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 27.05.2015 tarihli ve 2014/874 E., 2015/423 K. sayılı kararla; davacı kiracının taşınmazı tahliye ettiğini ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 31.05.2018 tarihli ve 2017/3178 E., 2018/6166 K. sayılı ilamla; "... Taraflar arasındaki 16.02.2012 tarihli tutanak, Gölcük 1. Asliye Ceza Mahkemesi 2013/308 E. sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı incelenerek davaya konu kiralananın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 323 uyarınca 3. kişiye devredilip devredilmediği, davacı kiracının icra takibine konu aylardan sorumlu olup olmadığı incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir... " gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 23.06.2021 tarihli ve 2019/1205 E., 2021/978 K. sayılı kararla; kiralananın anahtarlarını teslim etmeyen davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 27.12.2021 tarihli ve 2021/7935 E., 2021/13630 K. sayılı ilamla; "....davacının kiracılık ilişkisinin 16.01.2012 tarihinde karşılıklı irade beyanıyla sona erdiğinin kabulü gerekir. Bu durumda Mahkemece; davacının icra takibine konu aylardan sorumluluğu bulunmadığı gözetilerek yargılama sırasında davaya konu borcun ödenip ödenmediği yönünden tarafların beyanına başvurulması ve bu hususta ibraz edecekleri belgeler de değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekir... " gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında 16.01.2012 tarihinde düzenlenen tutanak içeriğine göre kira ilişkisinin sona erdiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacının Gölcük İcra Müdürlüğünün 2012/4684 sayılı takip dosyası nedeni ile borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafından ödenen 30.597,34 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının asıl alacağın %20'si oranında kötüniyet tazminatına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; dosyaya ilişkin son bozma kararının usuli kazanılmış hak ilkesini ihlal ettiğini, ilk bozma gereğince taşınmazın devredilip devredilmediği hususunun tartışılması gerektiğini, fesih iradesi olarak dayanılan belgenin geçersiz olduğunu, anlaşma çerçevesinde devrin sağlanamadığını, davacının kiralananı 3. kişiye devretmeyerek kullanmaya devam ettiğini, iradelerinin de sözleşmenin devamına yönelik olduğunu, devrin gerçekleşip gerçekleşmediğinin davacının sorumluluğunu etkilemediğini, bozma kararının hukuki güvenlik ilkesi ile çeliştiğini, kiralananın anahtarının teslim edildiğinin ispatlanamadığını, akraba olan ve ortak üretim merkezleri bulunan davacı ile devretmeyi düşündüğü üvey oğlunun kiralananda birlikte işyeri işlettiklerini, vergi kayıtları incelenmeden verilen kararın eksik olduğunu, müvekkili ile 3. şahıs arasında devre ilişkin anlaşma sağlanamadığını, sözleşmenin devrine ilişkin delil de bulunmadığını, aboneliklerin devam ettiğini ve alacak hakkının doğduğunu, müvekkilinin ceza dosyasındaki beyanının yanlış yorumlandığını, muvazaalı devrin hiçbir zaman gerçekleşmediğini, hükmedilen kötüniyet tazminatı şartlarının oluşmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kira sözleşmesinin fesih suretiyle sona erdirilmesine rağmen kira alacağının tahsili için başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, dava devam ederken borcun ödenmesi nedeniyle istirdat davasına dönmüştür.

2. İlgili Hukuk

1. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.

2. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Mahkeme kararının; bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gözetilerek verildiği, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davalının takip başlatmakta kötü niyetli olduğu ispatlanmamıştır. Buna göre Mahkemece; 2004 sayılı Kanun'un 72 inci maddesi uyarınca kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun'a eklenen Geçici 3 üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davalının temyiz itirazının kabulüyle Mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan "Asıl alacağın %20'si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine," ibaresi çıkartılarak yerine "Davalı tarafın kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından tazminat talebinin reddine," ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.