Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1780 E. 2025/792 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kiralanan taşınmazda çıkan yangın nedeniyle sigorta şirketinin ödediği tazminatın, kiracılardan rücuen tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Sigorta şirketinin, sigortalıya ödediği tazminat miktarının, sigortalının gerçek zararını aşması ve mahkemenin, mahrum kalınan kira bedelinin sigorta kapsamında olup olmadığını araştırmadan ve davalı lehine oluşan kazanılmış hakkı gözetmeden karar vermesi nedeniyle, bozma öncesi raporda belirtilen kira bedeli ve yıpranma payı oranı dikkate alınarak, karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2014/516 E., 2019/260 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar birleşen davada taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı vekili; davalı şirketlerin 18 yıldan beri devam eden ve 01.01.2006 tarihli sözleşmeyle yenilenen kira sözleşmeleri gereğince müvekkiline ait taşınmazı müştereken kiracı olarak kullandıklarını, 09.08.2007 tarihinde davalılar ve çalışanların ihmalleri sonucu yangın çıktığını, uzun süre devam eden yangın sonucunda bodrum katı dışında zarar gören 4 katlı binanın tamamen kullanılmaz hale geldiğini, Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/514 D. İş sayılı dosyasında yapılan tespitte binanın yeniden yapılmasının gerektiği ve yapım ve gelir kaybı dikkate alındığında toplam zararın 2.357.866,00 TL olduğunun belirtildiğini, Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat mühendisliği öğretim üyelerince yapılan incelemeler sonucu hasarın boyutunun tespit edildiğini, davalıların oluşan zarardan sorumluluğu bulunduğunu, bu zararın 1.275.000,00 TL'sinin sigorta şirketinden tahsil edildiğini ileri sürerek; karşılanmayan bakiye 1.082.886,00 TL'nin davalılardan tahsilini talep etmiştir.

2. Bozmadan sonra birleştirilen davada davacı vekili; dava dışı Hasan'a ait 4 katlı binanın müvekkili şirket tarafından sigortalandığını, davalı şirketlerin kira sözleşmesine istinaden yatak- yorgan atölyesi olarak kullandıkları binada davalıların tedbirsizlik ve ihmali nedeniyle çıkan ve yayılan yangın nedeniyle uğranılan zarara karşılık sigortalıya 1.275.000,00 TL sigorta tazminatı ödendiğini, yapılan ödeme ile müvekkili şirket 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 1301. maddesi uyarınca sigortalının kanuni halefi olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, söz konusu tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen rucuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı şirketler vekili; müvekkili şirketlerin bulunduğu mülkiyetinin davalıya ait olduğu taşınmazda çıkan yangın neticesinde tüm hammadde, mamül ve yarı mamül, demirbaş ve diğer tüm eşyaların zarar gördüğünü, zarara ilişkin delil tespiti talebinde bulunulduğunu, iddia edilenin aksine yangının çıkmasında müvekkili şirketlerin kusurunun bulunmadığını, bu hususta savcılık tarafından da takipsizlik kararı verildiğini, yine olay nedeniyle kusursuz sorumluluklarının da bulunmadığını, davacının iddia ettiği zararın karşılanması nedeniyle 1.275.000,00 TL' yi sigorta şirketinden tahsil ettiğini, sigorta şirketi tarafından tespit edilen bedeli davacının kabul ederek tahsil ettiğini, yine bilirkişi raporu ve tespitlerine göre de binanın yapım maliyetinin 1.100.000,00 TL olacağını, kira geliri eklendiğinde dahi bu rakama ulaşılmadığını, zararın karşılanmış olduğunu, kaldı ki delillerin tespiti ancak Mahkeme tarafından yapılacağından alınan teknik raporun bir öneminin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemişler; yargılama sırasında davalı... San. ve Tic. A.Ş., diğer davalı ... San. ve Tic. A.Ş.'ye devredilerek, her iki şirket davalı ... şirketi bünyesinde birleşmiş olduğu bildirilmiştir.

2. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 16.03.2011 tarihli kararla; bilirkişi incelemesi sonucu ibraz olunan rapor ve ek raporlarda dava konusu taşınmazın mevcut haliyle yeniden yapılması durumunda ve bu süreye ilişkin mahrum kalınan kira bedellerinin eklenmesi halinde dahi yapı maliyetinin 842.000,00 TL olacağının belirtildiği; dosya arasına celbolunan bilgi ve belgelerden yangının davalıların tedbirsiz davranışları nedeniyle çıktığından oluşan zarardan sorumlu oldukları, davacının dava dışı sigorta şirketinden 1.275.000,00 TL tahsil ettiği, bunun üzerinde bir zarar bulunmadığı, her ne kadar daha fazla zarar olduğu iddia edilmiş ise de,12.12.2007 tarihli mutabakatnamede de davacının zararının 1.275.000,00 TL olduğunu beyan ve kabul ettiği, bu bedeli de sigorta şirketinden tahsil ettiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili ve davalı şirketler vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 03.06.2013 tarihli ilamıyla; "...Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, teknik yönden olayın aydınlatılması, yangının çıkma nedeni, yangının çıktıktan sonra büyüyerek tüm binayı sarması ve hasarın bu denli büyümesinde etkili başka unsurlar bulunup bulunmadığı, bu hususta kiracının kusurlu olup olmadığının tespiti ve zararın tespiti yönünden hükme yeterli değildir. Zira Mahkemece kusur yönünden rapor aldırılmamış, yalnız zarar yönünden rapor aldırılmış ancak hükmün gerekçesinde davalıların kusurlu olduğuna yer verilmiştir. Mahkemece yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde sigorta dosyası getirtilerek, yangına sebep verme yönünden kusur incelemesi yapılması, tespit dosyaları ve diğer dosyalar arasındaki çelişki de giderilerek oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. " gerekçesiyle, hüküm bozulmuştur.

2. Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 09.08.2007 tarihli ve M.34.0İBB.0.18.71.309.03/YS 1159/2183 sayılı İstanbul Avrupa Yakası İtfaiye (İtfaiye Bağcılar Bölge Grup Amirliği) Müdürlüğüne ait Yangın Raporu, yangına ait 30.08.2007 tarihli CD İzleme Tutanağı, Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/524 D. İş sayılı dosyası, 03.09.2007 tarih ve KİM-2007/7493 uzmanlık numaralı Polis Kriminal Ekspertiz Raporu, 24.12.2007 tarihli Hasar Ekspertiz Raporu, tanık beyanları ve bilirkişilerin kusura ilişkin tespitlerinin birlikte değerlendirilmesi neticesinde; yangının davalıların kiracı olduğu binanın giriş katında meydana geldiği, yangının çıktığı yerde elektrik tertibatının bulunmadığı, laboratuvar incelemesi yapılan sigortaya bağlı teller (iletkenler) üzerinde ark oluşumunun gözlenmediğinin belirtildiği, bu sebeple yangının çıkış sebebinin elektrikle ilgili olmadığı, olaya ilişkin Bakırköy 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/291 E., 2009/731 K. sayılı dosyasına göre yangının çıkış nedeni belli olmayan ateş kaynağı sebebiyle gerçekleştiği, yangının başlaması ve büyümesinde standartlara uymayan şekilde bulundurulan, istiflenen çok miktardaki kolay yanıcı süngerler ve tekstil ürünlerine sirayeti ile ani olarak geliştiği, yangının kiracının tedbirsiz ve ihmali sonucu meydana geldiği, dolayısıyla olayın gerçekleşmesinde kiracının kusurlu olduğu, bina veya mal sahiplerinin olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığı ve ceza dosyası gözönünde bulundurularak işyeri çalışanı davalı ...'a kusur atfedilemeyeceği; bozma ilamı öncesi alınan bilirkişi raporunda serbest piyasa koşulları ve Bayındırlık birim fiyatları esas alınarak ayrı ayrı hesaplama yapıldığı ve serbest piyasa rayiçlerine göre oluşacak zararın 842.000,00 TL olacağının hesaplandığı, bu hususta bozma sonrası alınan raporlarda Bayındırlık birim fiyatları esas alındığından ilk rapordaki yapılan hesaplama ile aynı sonuca ulaşıldığı, ancak piyasa rayiçleri esas alınmadığından ilk raporla ayrıştığı, olay tarihine yakınlık, tespitlerin olaya uygunluğu göz önünde bulundurularak gerçek zarar bakımından piyasa rayiçlerini esas alan bozma öncesi rapordaki hesaplamaların hükme esas alındığı, buna göre dava konusu taşınmazın mevcut haliyle yeniden yapılması durumunda ve bu süre içerisinde mahrum kalınan kira bedellerinin eklenmesiyle gerçek zararın 842.000,00 TL hesaplandığı, davacının sigorta şirketinden bu olay dolayısıyla 1.275.000,00 TL tahsil ettiği, bunun üzerinde bir zararı bulunmadığı gerekçesiyle; asıl davanın reddine, birleşen dava yönünden, haksız fiil sorumluluğunda kusur şartının ispatlanamaması sebebiyle davalı ... aleyhinde açılan davanın reddine; davacı ... 6102 sayılı Kanun'un 1481. maddesi uyarınca halefiyet ilkesi gereği davacı ... şirketinin talep hakkı, sigortalısına ödediği miktar olmayıp, sigortalısının uğradığı gerçek zarar miktarı ile sınırlı olduğu, sigortalının uğradığı gerçek zarar miktarının ise 842.000,00 TL olduğu gerekçesiyle; bu tutar üzerinden davanın kabulüne, dava tarihi itibariyle işleyecek en yüksek ticari faiz ile birlikte davalı ... San. ve Tic. A.Ş. den alınarak tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; karara karşı birleşen davada davacı vekili ve davalı şirketler vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacı ... vekili; yapılan yargılama neticesinde birleşen davada rücu edilebilecek gerçek hasar tutarının değerlendirmesinin gerekçeli olarak yapılamadığını, eksper raporunun dikkate alınması gerektiğini, bozma sonrası dosyaya kazandırılan iki farklı heyetten iki farklı gerçek zarar hesabı yapıldığı halde Mahkeme tarafından neden düşük olan gerçek zarar hesabının hükme esas alındığının kararda gerekçeli olarak izah edilmediğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalılar vekili: kiralananın bodrum katının sigortalı dava dışı ...'a, zemin ve 1. katının ise sigortalı davacıya ait olduğunu, çatı katın ise binanın ortak alanı olduğunu, buna göre ...'ın bodrum katın tamamına, çatı katta ise 276/1000 hissesi oranında malik olduğunu, davacı ... şirketinin sigortalı ...'a çatı ve bodrum katı için toplam 351.000,00 TL ödediğini, oysaki hissesine göre ödenmesi gereken tutarın 72.460,684 TL olduğunu, buna göre sigortalıya fazladan 279.439,316 TL ödeme yapıldığını, bu fazla bedelin müvekkillerinden hasar bedeli olarak talep edilmesinin mümkün olmadığını, hükmedilen bedelden söz konusu tutar düşülerek hüküm kurulması gerektiğini, ödemenin hatır ödemesi niteliğinde olduğunu, iddia ve talebi kesinlikle kabul anlamına gelmemek üzere davacının 20.12.2011 tarihli bilirkişi raporunu kabul etmesi nedeniyle müvekkilleri lehine söz konusu miktar bakımından kazanılmış hak oluştuğunu, bozmadan önce hükme esas alınan 09.10.2007 tarihli bilirkişi raporunun ve hükmün doğru olduğunu, 12.12.2007 tarihli mutabakatnamenin dikkate alınması gerektiğini, bunun asıl davanın davacılarının aleyhine kesin delil olduğunu, bu kabul dışında bir talebin ileri sürülemeyeceğini, yangının meydana gelmesinde müvekkillerinin kusuru bulunduğuna dair gerekçenin kabul edilemeyeceğini, kusurun davacı tarafça ispatlanamadığını, somut olayda sözleşmeden doğan sorumluluk ilkeleri yerine haksız fiil sorumluluğu ilkelerine göre değerlendirme yapılması gerektiğini, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 55. maddesindeki sorumluluk açısından ise yargılama sırasında sunulan 28.02.2008, 06.04.2009 ve 19.01.2010 tarihli dilekçe içeriklerini tekrar ettiklerini, bilirkişi raporlarındaki maliyet hesaplamalarının yüksek olduğunu, yine kira kaybının da 5 aydan kısa olduğunu, yangının 09.08.2007 tarihinde meydana geldiğini, 7.000,00 USD olan Ağustos ayı kira bedelinin davacıya ödendiğini, binanın 23.08.2008 tarihinde bir başkasına satıldığının da gözetilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Gerekçe ve Değerlendirme

Uyuşmazlık, asıl davada; kiralananda çıkan yangın nedeniyle kiraya veren tarafından kiracılar aleyhine açılan kira kaybı ve hasar bedelinden oluşan alacağın tahsili istemine; birleşen davada, poliçe kapsamında kiraya veren sigortalıya ödenen bedelin zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.

1. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle Mahkemece serbest piyasa rayiçlerine göre oluşacak bedelin hükme esas alınmasına, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Kanun'un 256. maddesine göre, kiracının kiralananı özenle kullanmak yükümlü bulunmasına, aynı Kanun'un 266. maddesine göre; kiracının kiralananı ne durumda almış ise kira sözleşmesinin bitiminde o durumda geri vermekle yükümlü olmasına, bu çerçevede dosyaya kazandırılan bilirkişi raporlarında davalı kiracıların kusurlu bulunduğunun belirlenmesine göre, birleşen davada davacı vekilinin tüm, temyiz eden davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2. 6102 sayılı Kanun'un 1472. maddesinde sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, Mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebileceği hüküm altına alınmıştır.

3. Somut olayda; Mahkemece hükme esas alınan 23.06.2009 tarihli bilirkişi raporunda, serbest piyasa rayiçleri ile binanın yeniden yapım bedeli 850.000,00 TL yeniden yapım süresi 5 aylık kira bedeli karşılığı olarak 42.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Eldeki dava, sigortacının yaptığı ödeme kadar sigortalıya halef olması ilkesi uyarınca açıldığına ve sigorta ettiren ile sigortacı arasında imzalanan 12.12.2007 tarihli ibranamede "yangın nedeni ile meydana gelen bina hasarının 1.275.000,00 TL olduğu" ifadelerine yer verildiği görülmekle, yeniden yapım süresi beş aylık kira bedelinin yukarıda belirtilen tutar içerisinde ve kiraya verene ait sigorta poliçesi kapsamında olup olmadığı hususu araştırılarak, söz konusu tutarın sigorta poliçesi teminatı kapsamında kalmadığının belirlenmesi halinde, bu tutar bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik araştırmaya dayalı verilen kararın bozulması gerekmiştir.

4. Bundan ayrı, davacı vekili 14.02.2012 tarihli duruşmada, 20.12.2011 tarihli bilirkişi raporunu kabul ettiklerini, bilirkişi raporu dikkate alınarak karar verilmesini talep etmiş olup, söz konusu bilirkişi raporunda yıpranma payı oranı %25 olarak belirlenmesine rağmen, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise yıpranma oranının yaklaşık %18 olarak belirlenerek hesaplama yapıldığı anlaşılmakla, davalının yıpranma payı oranı bakımından oluşan kazanılmış hakkının gözetilmemesi de doğru değildir.

5. O halde Mahkemece yapılacak iş; mahrum kalınan kira bedeli bakımından yapılacak araştırma sonucu belirlenecek tutardan, yıpranma payı oranı bakımından davalı lehine oluşan kazanılmış hak gözetilerek, sonucuna uygun bir karar vermek olmalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Birleşen davaya yönelik davacı vekilinin tüm, temyiz eden davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan birleşen davaya yönelik Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428. maddesi gereğince davalı şirketler yararına BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine; peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine,

1086 sayılı Kanun’un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,12.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.