Logo

3. Hukuk Dairesi2024/2026 E. 2025/665 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sitedeki evinden hırsızlık mağduru olan davacının, site yönetim şirketine karşı açtığı maddi ve manevi tazminat davasında husumet itirazının değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin husumet itirazına ilişkin İlk Derece Mahkemesi'nin çelişkili gerekçelerle ve husumet yönünden yeterli inceleme yapmadan davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülerek, yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/3770 E., 2022/1831 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2017/427 E., 2019/708 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekilinin, davalı şirketin yönetici olduğu lüks sitede bulunan villanın maliki olduğunu, site yönetimine ödenen yüksek meblağlı aidatların bir kısmının güvenlik hizmetleri için ödendiğini, site güvenliğinin davalı yönetimin anlaşmalı bulunduğu özel güvenlik şirketi tarafından sağlandığını, elektronik kumanda ile merdiven düzeneği açılan çatı katındaki çelik kasada aile bireylerine ait yüklü miktarda mücevherat ve nakitlerin bulunduğunu, şehir dışında olduğu dönemde kızlarının çatıya çıkan otomatik katlanır merdiven kumandasını bulamaması üzerine merdiven yardımı ile çatıda bulunan kapaktan çatı katına girildiğinde 60x60 cm boyutundaki çelik kasanın matkap ile kapağının parçalanarak kırıldığını öğrendiklerini, olayı polise ihbar ettiklerini, polislerin site içerisinde mevcut kamera kayıtlarını incelemek istediklerinde güvenlik kamelarının yetersiz sayıda ve mevcut güvenlik kameralarının da arızalı olduğunu, kayıt yapılamadığının belirtildiğini, kasanın açılması için matkap kullanılıp gürültü çıkarıldığı halde duyulmamasının açık ve fahiş hizmet kusuru olduğunu, yaklaşık 1.000.000,00 TL değerinde mücevheratın çalındığını ileri sürerek; müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararının davalı şirketin yönetici sorumluluk sigortası poliçesinin ilgili klozu ile sınırlı olmak kaydıyla davalılardan, 250.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte site yöneticisi şirketten tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı şirket vekili; müvekkili şirketin anılan site yöneticisi ya da yönetim hizmetlerinin üstlenicisi konumunda olmadığını, husumet itirazında bulunduğunu, özel güvenlik şirketi ile imzalanan sözleşmenin tarafı olmadığını, davacının kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

2.Davalı ... şirket vekili; dava konusu talebin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, tanzim edilen poliçe “talep esaslı” bir sigorta poliçesi olduğunu, poliçe vadesi 01.04.2015 – 01.04.2016 tarihleri arasında olduğu halde dava konusu talebin ilk defa müvekkil şirkete 27.07.2016 tarihinde tebliğ edilen dava dilekçesi ile yöneltildiğini, davaya konu talepler gerçekleştiği anda, ne geçerli bir poliçe ne de poliçe vadesinde gerçekleşmiş bir riziko olduğunu, hırsızlığın poliçe ile teminat verilen bir hal olmadığını, poliçe yöneticilerin yönetsel faaliyetleri sırasında sahip oldukları sorumlulukları teminat altına alan bir yönetici sorumluluk sigortası olduğunu, bu poliçe kapsamında sigortalı Kemer Yönetim şirketi değil, poliçede açıkta tanımlandığı üzere şirkette yönetici ve müdür olarak görev yapan kişiler olduğunu, bu sigorta poliçesi ile teminat altına alınan rizikolar sadece yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve yönetici vasfına sahip çalışanların, yönetsel faaliyetleri sonucu yol açabilecekleri ve bizzat sigorta ettiren şirketin uğrayabileceği zararlar ile sınırlı olduğunu, mesleki sorumluluk başka bir poliçenin konusu olup, yönetici sorumluluk ve mesleki sorumluluk poliçelerinin birbirinden ayrı kapsam ve içerikte olduğunu, yönetici sorumluluk poliçesinde bu anlamda mesleki sorumluluğa ilişkin özel bir istisna yer aldığını, davacı tarafından ilgili talebin, diğer davalı ... Sos. Hiz. Tic. A.Ş.’nin mesleki sorumluluk sigortacısına yönetilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi raporu doğrultusunda hırsızlık olayının davacının ağır ihmalinin sonucu gerçekleştiği, hırsızlık nedeniyle uğradığını iddia ettiği zarardan asli ve tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 19.09.2019 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 22.09.2022 tarihli kararıyla bilirkişi raporunun hükme esas almaya yeterli olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; Mahkemece delillerden sadece savcılık dosyası celp edilerek, keşif yapılmaksızın, tanıklar dinlenilmeksizin, sadece dosya üzerinden ve yalnızca güvenlik uzmanı olan bir bilirkişi raporu aldırılarak karar verildiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının karşılanmadığını, tanık dinletme talebinin dikkate alınmaksızın, karar tesisine yeterli olmayan bilirkişi raporuna ve eksik incelemeye dayalı olarak hatalı olarak davanın reddine karar verildiğini, red gerekçesinin belirtilmediğini, dava usulden reddedildiğinden nispi vekalet ücreti verilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, ayıplı hizmet iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

1.Somut olayda; davacı, davalı ... yöneticiliğinde bulunan site içerisindeki evinden değerli ziynet eşyaları ile paraların çalındığı iddiasıyla maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

Davacı, site sakinleri tarafından ödenen aidatların bir kısmının güvenlik hizmetleri için ödendiğini ve sitenin güvenliğinin davalı ....'nin anlaşmalı bulunduğu özel güvenlik şirketince sağlandığını, davalı ... şirketinin ise mesleki sorumluluk sigortası ile sorumluluğunun bulunduğunu iddia etmiştir.

Davalı .... vekili ise; müvekkili şirketin davaya konu sitenin yöneticisi veya yönetim hizmetlerinin üstlenicisi ve güvenlik hizmet sözleşmesinin de tarafı olmadığını, site ortak yaşam alanlarının işletilmesi ve gerektiğinde kat maliklerine ve siteye hizmet sunması amacıyla kurulan şirket olduğunu, sitenin dava dışı Kemerköy Sitesi Yöneticiliği tarafından yönetildiğini savunmuş, husumet itirazında bulunmuştur.

Dosyada mevcut güvenlik sözleşmesinin ihbar olunan "... Hizmetleri A.Ş." ile dava dışı "Kemerköy Sitesi Yöneticiliği" arasında imzalandığı görülmüştür.

İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde, dava dilekçesinde site yönetiminin "...." olarak belirtilmiş ise de site yönetiminin isminin ".... Site Yöneticiliği" olduğu ve ".... ile "... Site Yöneticiliği" nin sorumlu olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece, husumet konusunda tarafta yanılma gibi bahsedilip iki ayrı şirket olan davalı şirket ile dava dışı şirketin her ikisinin de sorumluluğunun bulunmadığı yönünde çelişkili ve tereddüt yaratacak şekilde gerekçe kurulduğu görülmüştür.

Dosya kapsamından her iki şirketin ayrı tüzel kişiliği bulunduğu, iş alanlarının ve görevlerinin birbirinden farklı olduğu anlaşılmış, davalı şirket tarafından da davacının eşinin farklı tarihlerde her iki şirkette de yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı iddia edilmiştir.

O halde, İlk Derece Mahkemesince, davalı ... tarafından sigorta ettirilen davalı ....'nin husumet itirazı hususunda; kat malikleri kurulu kararı, site yönetim planı, güvenlik sözleşmesi ve tüm dosya kapsamı incelenip bir karar verilmesi gerekirken çelişkili ifadelerle esas hakkında inceleme yapılarak davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.

2.Bozma sebebine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

3. Bozma nedenine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.