Logo

3. Hukuk Dairesi2024/2250 E. 2025/81 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıların murisi tarafından imzalanmış bir taahhütnameye dayanılarak açılan, bir taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Taahhütnameye karşı davalıların herhangi bir itirazda bulunmadıkları ve mahkemece isticvap edilmeleri için yazılan talimattaki meşruhata rağmen davalıların beyanda bulunmamaları gözetilerek, inanç sözleşmesine dayalı tazminat istemini kabul eden yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/70 E., 2022/477 K.

Mahkeme kararının davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece kararın onanmasına dair verilen kararın davalılar vekili tarafından düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin davalıların murisi Mustafa ile kardeş olduklarını, kardeşi ile ortak yapılan inşaatın paylaşıldığını, kendisine 3 ve 4 no’lu bağımsız bölümlerin düştüğünü, 1998 yılında işlerinin bozulması üzerine adına kayıtlı tüm taşınmazları alacaklılardan korunmak için davalıların murisi kardeşine devrettiğini, kardeşinin 2006 yılında vefatı üzerine taşınmazların davalılara geçtiğini, davalıların gerçekte kendisine ait olan 4 no’lu bağımsız bölümü sattıklarını, bu konuda taahhütname de verildiğini ileri sürerek şimdilik 10.000 TL talep etmiş; bilahare talebini 26.12.2011 tarihli dilekçesi ile 88.649,79 TL üzerinden ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; davacının dayandığı taahhütname başlıklı belgenin gerçeği yansıtmadığını, söz konusu belgenin boş olarak imzalandığını ve davacının oğlu tarafından ele geçirilip gerçeği aykırı olarak doldurularak oluşturulmuş sahte bir belge olduğunu savunarak davanın reddini istemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 21.02.2013 tarihli ve 2010/336 E., 2013/76 K. sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 21.05.2015 tarihli ve 2015/9843 E., 2015/16364 K. sayılı ilamıyla; " davalılara eldeki dava dosyası için gerçek adreslerine Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebligat yapılmaksızın savunma hakkı kısıtlanarak, delilleri toplanmadan hüküm tesis edildiğinin kabulü gerekir.Bu nedenle davalıların temyiz taleplerinin süreden reddine ilişkin ek kararın kaldırılarak davalıların temyiz taleplerinin incelenmesi" gerekçesiyle, bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 29.06.2017 tarihli ve 2015/1034 E., 2017/579 K. sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.

2. Dairemizin 2020/4182 E., 2020/6368 K. sayılı ilamıyla; ''... somut olayda, davalıların gerçek adreslerine Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebligat yapılmaksızın savunma hakkı kısıtlanarak, delilleri toplanmadan hüküm tesis edildiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiş olduğu, mahkemece bozmaya uyulduğu halde davalılara savunma ve delillerini sunmak üzere süre verilmediği ve delilleri değerlendirilmediği, o halde Mahkemece, bozma ilamına uygun olarak davalılara savunma imkanı tanınması, delillerini sunmak üzere kesin mehil verilmesi, taraf delilleri ile iddia ve savunmaları doğrultusunda yapılacak değerlendirme sonucu hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirdiği, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmediği..'' gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalıların imzalarını ihtiva eden 26.05.2006 tarihli taahhütname içeriği, taahhütnameye karşı davalıların herhangi bir itirazda bulunmadıkları gibi mahkemece isticvap edilmeleri için yazılan talimattaki meşruhata rağmen davalıların beyanda bulunmamaları ve tüm deliller dikkate alındığında, davacının borçları nedeniyle oturduğu konutunu alacaklılardan koruma amacı ile taşınmazı daha sonra geri almak üzere davalılar murisine tapuda satış göstererek devrettiği, daha sonra davalılar murisinin vefat ettiği, davalıların da bu durumu bilerek söz konusu taahhütnameyi imzalamak suretiyle taşınmazı geri verme taahhüdünde bulundukları, buna rağmen tapuda mirasçıları olarak davalıların taşınmazı intikalen adlarına tescil ettirdikleri ve sonrasında taşınmazı üçüncü şahsa sattıkları, taahhütnamenin resmi ve düzenleme şeklinde yapılmaması nedeniyle taşınmaz mülkiyetinin devrine elverişli olmadığı, bağımsız bölümünün bedeli kadar davalıların sebepsiz zenginleştikleri, davacının bağımsız bölümün bedelini talepte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 88.649,39TL'nin, 78.649,39TL'lik kısmına ıslah tarihi olan 26.12.2011 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalılardan eşit alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

Dairenin 04.12.2023 tarihli ve 2023/1885 E., 2023/3483 K. sayılı kararıyla, 26.05.2006 tarihli taahhütname içeriği, taahhütnameye karşı davalıların herhangi bir itirazda bulunmadıkları gibi Mahkemece isticvap edilmeleri için yazılan talimattaki meşruhata rağmen davalıların beyanda bulunmamalarına göre mahkeme kararının onanmasına karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalılar vekili, cevap dilekçelerinde taahhütname başlıklı belgenin davacının oğlu Mevlüt Yar tarafından sahte olarak oluşturulduğunun açıkça ifade edildiğini, hatta dayanak delillerinden Bakırköy 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.03.2021 tarihli ve 2021/61 E., 2021/24 K. sayılı kararında; "...dayanak taahhütnamenin, davalılar eli ürünü olup olmadığı hususunda inceleme yaptırılmış ve taahhütnamedeki imzanın davalılardan ...'ın eli ürünü olmadığının tespit edildiği " açıkça ifade edildiğini, isticvap davetiyelerinin Yargıtay'ca usulsüz tebligat nedeniyle bozulan ilk kararından önce yapılan bir işlem olduğunu, usulsüz tebligat nedeniyle yapılan bu isticvabın da geçersiz olduğunu, dosya kapsamına aykırı ve çelişik gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiğini, davalıların belge içeriğini kabul etmedikleri yönündeki beyanlarını gözardı edildiğini, Mahkemenin gerekçeli kararında usulsüz tebligat nedeniyle taraf teşkili sağlanmaksızın yapılan önceki yargılama sırasında alınan yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporunun da yok hükmünde olduğunu, bilirkişi raporunun gerek içeriği gerekse miktar itibariyle son derece fahiş olduğunu ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Gerekçe ve Değerlendirme

Uyuşmazlık, inanç sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, dava konusu taahhütnamenin davalılar tarafından boş olarak imzalanıp verildiğinin anlaşılmasına ve içeriğinin gerçeğe aykırı şekilde doldurulduğunun ispatlanamamasına göre, davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE,

Aşağıda yazılı bakiye karar düzeltme harcı ile para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

07.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.