Logo

3. Hukuk Dairesi2024/2318 E. 2024/2427 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davanın temyiz incelemesine konu edilebilmesi için gerekli kesinlik sınırının aşılıp aşılmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: HMK 362/2 maddesindeki “kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümü” ifadesinin, yüksek mahkemeye erişim hakkını ve adil yargılanma hakkını mümkün kılan bir şekilde yorumlanarak, karar tarihindeki dava değerine göre değerlendirilmesi gerektiği, bu değerin de kesinlik sınırının üzerinde olması nedeniyle temyiz isteminin miktar yönünden reddinin hatalı olduğu karşı oy gerekçesiyle belirtilmiş ise de, çoğunluk görüşüyle hüküm altına alınan miktarın dava tarihindeki değerinin kesinlik sınırının altında kalması gözetilerek temyiz dilekçelerinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2302 E., 2024/814 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/106 E., 2021/468 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve her iki tarafça temyize konu edilen toplam miktar 25.508,26 USD’nin dava tarihindeki TCMB efekti satış kuruna göre karşılığı olan 139.083,78 TL ile 873,75 TL’nin toplamı ile bulunan 139.957,33 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’nin altında kalmaktadır.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz harçlarının istek hâlinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

KARŞI OY

1. Dava, 25.508,26 USD + 873,75 TL alacağın tahsili istemine ilişkindir.

2. Yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesinin 05.10.2021 tarihli kararıyla davanın kabulüne, bu kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine de Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 28.03.2024 tarihli kararla başvuruların esastan reddine karar verilmiştir. Bu karar taraf vekillerince temyiz edilmiş, Daire çoğunluğunca, İlk Derece Mahkemesi tarafından hüküm olunan TL ve USD meblağın dava tarihindeki toplam değerinin 139.957,33 TL olduğu gerekçesiyle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Dairenin sayın çoğunluğunun bu görüşüne katılmıyorum. Şöyle ki;

3. Hukuk ve adalet anlayışında yaşanan gelişmelere orantılı olarak 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 36 ncı maddesinde “Adil yargılanma hakkı” temel insan hakları arasında sayılmıştır. Adil yargılanma ilkesi kapsamındaki haklardan biri de, “Mahkemeye Erişim Hakkı” dır. Diğer bir anlatımla, “mahkemeye erişim hakkı” adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından birisidir. Mahkemeye erişim hakkı şüphesiz yüksek mahkemeye ulaşma hakkını da kapsar (AYM 23.10.2019 T. ve 2016/73086 BB no’lu). Mahkemeye ulaşmayı aşırı derecede zorlaştıran ya da imkânsız hale getiren uygulamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Osman Çelik, Adil Yargılanma Hakkı Rehberi, Anayasa Mahkemesi Yayınları, s.31 vd.). Bu bağlamda mahkemeye erişim konusunda yasalarda yoruma açık bir hüküm bulunması halinde, adil yargılanma hakkını mümkün kılan yorum tercih edilmelidir.

4. Dava değeri 25.508,26 USD ve 873,75 TL alacak olup, Bölge Adliye Mahkemesinin 28.03.2024 olan karar tarihi itibariyle USD/TL kurunun 32.3662 TL olduğu, bu durumda 25.508,26 USD’nin hüküm tarihi itibariyle değerinin 825.605,44 TL olduğu, bunun üzerine 873,75 TL’nin de eklenmesiyle toplam meblağın 826.479,19 TL’ye ulaştığı, HMK’nın 362/2.maddesinde temyiz kesinlik sınırı hakkında “Alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur” şeklindeki düzenlemedeki “… kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümü…” sözcüğünden hareketle, yüksek mahkemeye erişim ve “adil yargılanma hakkını mümkün kılan” bir şekilde yorumlanarak, Mahkemenin dava olunan şeyin karar tarihindeki değerine göre temyiz miktar sınırının değerlendirilmesi gerektiği 826.479,19 TL’lik bu değer karar tarihi itibariyle temyiz miktar sınırının (2024 yılı itibariyle 378.290,00 TL) üzerinde olduğundan sayın Daire çoğunluğu tarafından temyiz isteminin miktar yönünden reddine karar verilmesini isabetli bulmuyorum.