"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/522 E., 2021/1142 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca; Yargıtayın bozma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verilmesi halinde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar, 6100 sayılı Kanun’un 362. maddesinde öngörülen kesinlik sınırına tabidir.
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Kanun'un 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, Dairenin bozma kararı öncesinde İlk Derece Mahkemesince 78.621,37 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne ve Bölge Adliye Mahkemesince de tarafların istinaf başvurularının esastan reddine yönelik verilen hükmün davacı tarafça temyiz edilmemiş olduğu, buna göre dava değerinin bu miktar üzerinden değerlendirilmesi gerektiği göz önüne alındığında; davacı yönünden reddedilen ve temyize konu edilen miktar (63.091,89 TL), davalı yönündense hüküm altına alına ve temyize konu edilen miktar ise (15.529,48 TL) olup, bu miktarlar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi (2021 yılı) itibari ile kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalmaktadır.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
07.04.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
1. Dava, davalıya ait taşınmaz üzerinde davacı tarafça yetiştirildiği iddia olunan ağaçların bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlk Derece Mahkemesince daha önce davanın kısmen kabulüne yönelik verilen kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esastan ret kararı verilmiş, bu karar Dairemizce davalı lehine bozularak dosya İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesi tarafından bozma ilamı üzerine yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyizi üzerine dosya kanun yolu incelemesi için doğrudan Dairemize gönderilmiştir.
4. Hukuk ve adalet anlayışında yaşanan gelişmelere orantılı olarak 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 36. maddesinde “Adil yargılanma hakkı” ... insan hakları arasında sayılmıştır. Adil yargılanma ilkesi kapsamındaki haklardan biri de, “Mahkemeye Erişim Hakkı” dır. Diğer bir anlatımla, “mahkemeye erişim hakkı” adil yargılanma hakkının en ... unsurlarından birisidir. Mahkemeye erişim hakkı şüphesiz yüksek mahkemeye ulaşma hakkını da kapsar (AYM 23.10.2019 T. ve 2016/73086 BB no’lu). Mahkemeye ulaşmayı aşırı derecede zorlaştıran ya da imkânsız hale getiren uygulamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (... Çelik, Adil Yargılanma Hakkı Rehberi, Anayasa Mahkemesi Yayınları, s.31 vd.). Bu bağlamda mahkemeye erişim konusunda yasalarda yoruma açık bir hüküm bulunması halinde, adil yargılanma hakkını mümkün kılan yorum tercih edilmelidir.
5. 6100 S. HMK'nın 341. maddesinde hangi nitelikteki İlk Derece Mahkemesi kararlarına karşı kanun yolunun açık olduğu düzenlenmiş olup, buna göre kararın verildiği 2021 yılı itibariyle miktar veya değeri 5.880,00 TL ve üzerindeki malvarlığı davalarında verilen kararlar yönünden KANUN YOLU AÇIK tutulmuştur.
6. Oysa, kanun koyucu 3 hakimli bölge adliye mahkemelerinin kararlarına yönelik kanun yolu bakımından, bu mahkemelerin kanun yolu alt denetim yetki ve sıfatını haiz mahkemelerden olması sebebiyle HMK’nın 362/1-a maddesinde kesinlik sınırı çok daha yüksek tutulmuştur.
7. Somut olayda olduğu gibi, HMK 341/1-a maddesindeki parasal sınırlar yerine, Daire çoğunluğu tarafından, kanun koyucunun HMK 362/1-a maddesi uyarınca ancak bölge adliye mahkemeleri açısından uygun gördüğü kanun yolu parasal sınırının, HMK’nın 374/3 maddesi uyarınca doğrudan temyize tabi İlk Derece Mahkemeleri kararları yönünden de uygulanmasını adil yargılanma ilkesi ile hukuki güvenlik ilkelerine aykırı olarak gördüğümden, çoğunluk kararını isabetli bulmuyorum. 07.04.2025