"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/4624 E., 2024/1249 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Elmalı Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/273 E., 2023/593 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; mülkiyeti müvekkiline ait olan 200710516 ruhsat nolu mermer sahası için davalı ile 25.12.2007 tarihinde rödovans sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 4. maddesi gereğince müvekkiline %6 rödovans bedeli ödeneceği kararlaştırılarak maden sahası ruhsatının davalıya devredildiğini, ancak davalının sözleşmeye uygun olarak rödovans bedellerini ödemediği gibi teslimi gereken evrakları vermeyerek sözleşmeye aykırı davrandığını, bu nedenlerle aleyhinde açılan tahliye davasının kabul edildiğini, yapılacak bilirkişi incelemesi ile davalının 2019, 2020 ve 2021 yıllarında ne kadar üretim yaptığının tespit edilebileceğini, tespit edilecek rezervin piyasa değeri karşılığı rödovans bedelinin hesaplanması gerektiğini ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili şirketin 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait rödovans bedellerinin tespiti ile şimdilik 10.000,00 TL'nin işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, 06.07.2023 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 298.894,27 USD karşılığı 7.950.587,58 TL olarak artırmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili; 25.12.2007 tarihli rödovans sözleşmesinde 200710516 numaralı maden ruhsatının müvekkil şirkete devredileceğinin kararlaştırıldığını, uyuşmazlık konusu devrin rödovans sözleşmesine değil maden ruhsatının devrine ilişkin olduğunu, buna ilişkin açılan İzmir 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1236 E. sayılı dava dosyasının halen derdest olduğunu, bu nedenle dava açılmasında hukuki bir yarar bulunmadığını, sözleşme ile İzmir Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığını, bu nedenle kira sözleşmesinden kaynaklı alacak istemli açılan davada yetkili mahkemenin İzmir Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkil şirketin maden ruhsatının devrini amaçlayan rödovans sözleşmesi uyarınca rödovans bedellerini ruhsat devir bedeli olarak ödediğini, ayrıca talep edilen rödovans bedelinin zamanaşımına uğradığını, taraflar arasındaki cari hesapta karşılıklı borç veya alacak görünmediğini, bu nedenle davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; derdestlik itirazına konu İzmir 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1236 E. sayılı dava dosyasının farklı kira dönemlerine ilişkin olduğu, taraflar arasında imzalanan 25.12.2007 tarihli sözleşmede, ruhsat sahasında üretilen blok mermerler için satış bedellerinden %6 rödovans payının ruhsat sahibine nakit olarak ödeneceği kararlaştırılmış olup, uyuşmazlık konusunun rödovans verenin 2019-2020-2021 yıllarında üretim miktarının ne olduğu hususunda toplandığı, harita mühendisi bilirkişisinin hesaplamış olduğu üretim miktarı nazara alındığında davacının iddiasının yerinde olduğu, jeoloji mühendisi ve maden mühendisinin ortak raporunda yazılı olan serbest piyasa fiyatı üzerinden yapılan hesaplamanın hakkaniyet gereği hükme esas alındığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile 7.950.587,58 TL alacağın dava tarihi olan 07.04.2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 19.07.2023 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 20.05.2024 tarihli kararıyla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı değerlendirmeler içerdiğini, rödovans bedeline ilişkin serbest piyasa fiyatları olarak belirlenen fiyatların ortalama fiyatların çok üstünde olduğunu, sözleşmenin 5. maddesi gereğince rödovans bedeli olarak ocak başı satış fiyatlarının dikkate alınarak hesaplanması gerektiğinden, ruhsat alanı içerisinde müvekkilinin yaptığı faaliyetleri gösterir raporun ve Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) 29. madde gereğince verilmesi gereken evrakların bir nüshasının verilmesinin kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin ruhsat sahibi olduğu mermer sahasında ürettiği ürünleri satış anında kalitesi oranında fiyatlandırarak satışı gerçekleştirdiğini, Mahkemeye sunulan 'Ocak Başı Satış Faturaları' tablosunda müvekkili şirketin 2019-2020-2021 yıllarına ait yaptığı satışların ve hangi tarihte, hangi şirkete, ne miktarda ve kaçıncı sınıf mermer satıldığı hususları ile satılan mermerlerin birim ve satış tutarlarına ilişkin bilgilerin satışa ilişkin fatura numaraları ile yer aldığını, Mahkemece işbu belgeler değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, üretilen mermerin gerçek piyasa satış fiyatının belirlenmesi gerektiğini, müvekkil şirketin satış yaptığı firmalara kestiği faturalarda belirtilen fiyatlar ile resmi bir kurum olan MAPEG'e bildirilen fiyatların gerçek satış fiyatları olduğunu, bilirkişi raporunda üretim miktarları yönünden yapılan tespitin de hatalı olduğunu, bilirkişilerce müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları ile MAPEG'e verilen yıllık faaliyet raporlarının incelenmediğini, yine davacıya rödovans adı altında yapılan ödemelerin de dikkate alınması gerektiğini, ayrıca dava konusu sözleşmenin ruhsat devir sözleşmesi olarak düzenlenmiş olmasına rağmen hatalı bir şekilde rödovans sözleşmesi olarak değerlendirilmiş olmasının da doğru olmadığını, talep edilen rödovans bedelinin de zamanaşımına uğradığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, rödovans sözleşmesine dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
1. Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye, dava konusu 25.12.2007 tarihli sözleşmenin ürün kirası hükümlerine tabi rödovans sözleşmesi olduğu ve İlk Derece Mahkemenin davaya bakmakta yetkili olduğu hususlarının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen Elmalı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/1050 E., 2022/242 K. sayılı ilamıyla belirlenmiş olmasına, davanın beş yıllık zamanaşımı süresinde açılmasına, yine davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında bir isabetsizlik bulunmamasına ve sahadan çıkarılan cevher miktarının tespiti yönünden alınan bilirkişi raporu ile belirlenen miktarların, davalı tarafından MAPEG'e bildirilen tonaj ve metreküplerle uyumlu olup, Mahkemece kabul edilen cevher miktarının dosya kapsamına uygun olduğunun anlaşılmasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2. Davalı vekilinin hükmedilen rödovans bedeline yönelik temyiz itirazlarına gelince; davada dayanılan ve hükme esas alınan 25.12.2007 başlangıç tarihli rödovans sözleşmesinin 4. maddesi ile davalının üreteceği blok mermerler için %6 satış bedellerinden, nakit olarak ve rödovans payı olarak davacıya verileceği, 1m3'ün altındaki blokların ise moloz olarak değerlendirileceği kararlaştırılmış olup, uyuşmazlık satış bedelinin tespiti noktasında toplanmaktadır.
3. Davacı; davalı tarafça 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin kendisine herhangi bir rödovans bedeli ödenmediğinden bahisle, bu yıllara ilişkin çıkarılan rezervin piyasa değeri tespit edilerek alacağının belirlenmesini talep etmiş, delil olarak davalının ticari defterlerine dayanarak, davalının yapmış olduğu ihracat rakamlarının belirlenmesini istemiştir. Davalı ise; ocak başı satış bedellerinin ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, ayrıca rödovans bedellerinin ödendiğini iddia ederek, ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğini savunmuştur.
4. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince; bilirkişi raporuyla tespit edilen üretim miktarlarının, yine bilirkişi raporunda alternatifli olarak belirtilen (MAPEG taban fiyatları, ocak başı beyan fiyatları ve serbest piyasa fiyatları) satış bedellerinden, serbest piyasa satış fiyatı üzerinden yapılan hesaplama ile belirlenen rödovans payı karşılığının benimsenmesinin hakkaniyete uygun olup, ticari hayatın gerçeklerine daha uygun olacağı ve yeterli bir piyasa araştırması yapılması koşulu ile daha adil sonuçlar üretileceği değerlendirilmek suretiyle hükme esas alınmış ise de; ilgili raporda satış bedelinin tespiti açısından davalının ticari defter ve kayıtları incelenmediği gibi satışa ilişkin davalı tarafça sunulan faturaların sıhhatinin araştırılmadığı, yine davalı şirketin davacıya dava konusu dönemlere ilişkin herhangi bir ödeme yapıp yapmadığı ve varsa davalı tarafça geçmiş dönemlerde yapılan ödemelerin hangi yöntemle yapıldığı hususlarının değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Rapor, bu haliyle hüküm kurmaya ve denetime elverişli değildir.
5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 266. maddesi hükmüne göre; çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konuda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Yine aynı Kanun'un 281. maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususları, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkemece, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.
6. Hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, öncelikle Maden İşleri Genel Müdürlüğüne sunulan satış bilgi formlarının yanında, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları, uyuşmazlık konusu yıllara ait tüm sevk fişleri, fatura dökümleri, sunulan faturaların gerçek bir satış işlemini yansıtıp yansıtmadığı, sahte olup olmadığı, dava dışı alıcı firmaların ticari defter ve kayıtlarına işlenip işlenmediği araştırılıp, gerektiğinde vergi dairesine davalının vermiş olduğu beyannameler de değerlendirilerek, satış ortalama birim fiyatlarının incelenmesi ve rayiç piyasa satış fiyatlarıyla karşılaştırılması neticesinde dava konusu dönemler içerisinde yapılan satış bedellerinin davalının ticari hacmine uygun olarak yapabileceği makul ve hayatın olağan akışına uygun mal satışları ile satış rakamlarının tespit edilmesi, ayrıca davalı tarafça geçmiş dönemlerde yapılan ödemeler var ise dikkate alınarak, mevcut ödemelerin rödovans bedeli olarak yapıldığının anlaşılması halinde satış bedelinin hangi yöntemle yapıldığı hususları da değerlendirilmek suretiyle, gerçek satış bedelinin tespiti noktasında davalının itirazlarını karşılar biçimde, önceki bilirkişiler dışında seçilecek konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden Yargıtay ve taraf denetimine elverişli yeniden rapor alınması ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve araştırma ile yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. 6100 sayılı Kanun'un 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.01.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY
1. Dava, ödenmeyen rödovans bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. Mahkemece, işletme ruhsatı bulunan maden sahasında davalının çıkarması muhtemel mermer miktarının tespit edilmiş olup bu noktada Daire heyeti arasında bir görüş ayrılığı bulunmamaktadır.
3. Mahkemece, davalının maden ocağından çıkardığı var sayılan mermer miktarını rayiç bedele göre belirlemesi isabetli olup, taraflar arasındaki sözleşmede bu hususa ilişkin bir hüküm bulunmamakla birlikte, çıkardığı maden miktarını sağlıklı ticari defterlerine işlemeyen davalının defter ve kayıtlarındaki fiyatlamaya itibar edilmesi isabetli değildir. Zira HMK 222. Maddesindeki;
“(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek 2. cümle: 22.07.2020 - 7251 S.K/Madde 23) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Düzenlemesi uyarınca ticari defterlerdeki kayıtların sahibi lehine delil oluşturabilmesi için ticari kayıtların birbirlerini doğrulaması şarttır. Şayet kayıtlar birbirini doğrulamıyorsa ancak sahibi aleyhine delil teşkil eder.
4. Bir an için davalı gerçekten de Ocaktan çıkardığı mermeri rayiç bedelin altında satmış ise davalının bu eyleminin sorumluluğunun davacıya yüklenmesi dürüstlük kuralına aykırı olur.
Anılan nedenlerle Mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın Daire çoğunluğu tarafından, davacıya ödenmesi gereken %6 rödovans payının davalının ticari defterlerindeki satış bedeli esas alınarak belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmesini isabetli bulmuyorum.