Logo

3. Hukuk Dairesi2024/4057 E. 2024/4500 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davanın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırının altında olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Hüküm altına alınan miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle kesinlik sınırının altında olduğu gözetilerek temyiz isteminin miktar yönünden reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1228 E., 2024/1386 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/178 E., 2022/533 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.,

Dosya içeriğine göre, hüküm altına alınan ve her iki tarafça (davacı tarafça kötüniyet tazminatı yönünden) temyize konu edilen toplam miktar (dava konusu yabancı para borcunun dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı) 315.283,66 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’nin altında kalmaktadır.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı miktar itibariyle REDDİNE,

Peşin alınan temyiz harçlarının istek hâlinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.12.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

1. Dava, ödünç sözleşmesinden kaynaklanan 19.900 Euro alacağın tahsili için başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. Yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesinin kararıyla davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ise 08.10.2024 tarihli kararla tarafların istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiş, bu kararın taraf vekillerince temyizi üzerine, Daire çoğunluğunca bu miktar dövizin dava tarihindeki değeri dikkate alınarak, temyiz isteminin miktar yönünden reddine karar verilmiştir. Dairenin sayın çoğunluğunun bu görüşüne katılmıyorum. Şöyle ki;

3. Hukuk ve adalet anlayışında yaşanan gelişmelere orantılı olarak 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 36 ncı maddesinde “Adil yargılanma hakkı” temel insan hakları arasında sayılmıştır. Adil yargılanma ilkesi kapsamındaki haklardan biri de, “Mahkemeye Erişim Hakkı” dır. Diğer bir anlatımla, “mahkemeye erişim hakkı” adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından birisidir. Mahkemeye erişim hakkı şüphesiz yüksek mahkemeye ulaşma hakkını da kapsar (AYM 23.10.2019 T. ve 2016/73086 BB no’lu). Mahkemeye ulaşmayı aşırı derecede zorlaştıran ya da imkânsız hale getiren uygulamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Osman Çelik, Adil Yargılanma Hakkı Rehberi, Anayasa Mahkemesi Yayınları, s.31 vd.). Bu bağlamda mahkemeye erişim konusunda yasalarda yoruma açık bir hüküm bulunması halinde, adil yargılanma hakkını mümkün kılan yorum tercih edilmelidir.

4. Her iki taraf yönünden temyize konu edilen dava değeri 19.900 Euro olup, Bölge Adliye Mahkemesinin 08.10.2024 olan karar tarihi itibariyle Euro/TL kurunun 37,7174 TL olduğu, (19.900 Euro'nun) hüküm tarihi itibariyle değerinin 750.576,26 TL olduğu, HMK’nın 362/2.maddesinde temyiz kesinlik sınırı hakkında “Alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur” şeklindeki düzenlemedeki “… kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümü…” sözcüğünden hareketle, yüksek mahkemeye erişim ve “adil yargılanma hakkını mümkün kılan” bir şekilde yorumlanarak, Mahkemenin dava olunan şeyin karar tarihindeki değerine göre temyiz miktar sınırının değerlendirilmesi gerektiği, 750.576,26 TL dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz miktar sınırının (2024 yılı itibariyle 378.290 TL) üzerinde olduğundan sayın Daire çoğunluğu tarafından temyiz isteminin miktar yönünden reddine karar verilmesini isabetli bulmuyorum. 19.12.2024