Logo

3. Hukuk Dairesi2024/538 E. 2024/4359 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapusu iptal edilen taşınmazdaki ipoteğin kaldırılması için ödendiği iddia edilen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, ipotek bedelini ödediğini ispatlayamaması ve ödeme ile ipotek fekki arasında bağlantı kurulamaması gözetilerek, mahkemenin davayı reddetme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/577 E., 2023/87 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalıların murisi olan ...’nin maliki bulunduğu 2527 ada 5 parsel sayılı taşınmazda yer alan 8 nolu bağımsız bölümü, vekili (ve oğlu) olan davalı ...'dan 20.07.2006 tarihinde satış yolu ile devraldığını, taşınmaz için satış bedeli olarak 54.000,00 TL ödediğini, 15.08.2006 tarihinde ise taşınmaz üzerindeki ipoteği 110.500,00 TL ödeyerek kaldırdığını; muris ...’nin vefatından sonra mirasçıları olan davalılar tarafından aleyhine açılan tapu iptal tescil davasında, davaya konu taşınmazın devrine dayanak vekaletnamenin düzenlendiği tarihte murisin fiil ehliyetinin bulunmaması nedeniyle, vekaletin ve buna dayalı olarak yapılan satışın geçersiz olduğu gerekçesiyle adına kayıtlı tapunun iptali ile davalılar adına tesciline karar verildiğini; vekalet tarihinde 74 yaşında olan murisin akıl sağlığının yerinde olup olmadığına dair sağlık raporu almadan işlem yapan davalı noter ...'in de kusurlu olduğunu, bahse konu taşınmaz için toplamda yaklaşık 300.000,00 TL ödemede bulunduğunu, uğradığı zarardan davalı mirasçıların sebepsiz zenginleştikleri oranda, davalı noter ...’in ise kusuru oranında sorumlu olduklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, toplamda ödemiş olduğu satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca ulaştığı tutardan, şimdilik 164.500,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili; davacının satın aldığını iddia ettiği taşınmazı fiilen teslim almadığını, bugüne kadar murisin ve davalı mirasçıların kira almadan taşınmazı kullanmalarına muvafakat ettiğini, bu nedenle gerçek bir alım satım ilişkisinin bulunmadığını, davacı ile davalı ... arasında iş ortaklığının bulunması nedeniyle satış bedelinin de ödenmediğini, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalı ... vekili; davacı ile kardeşi olan davalı ... arasında gerçekleştirilen satış işleminin muvazaalı olduğunu, annesi olan murise yapılan herhangi bir ödemenin bulunmadığını, davacının ödeme olgusunu ispata yarayacak herhangi bir delil ve belge de sunamadığını, tapunun iptal edilmesine rağmen davacının halen davaya konu taşınmazı kullanmaya devam ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalılar ... ve ... vekili; satış işleminin muvazaalı olduğunun tapu iptali ve tescil davasında belirlendiğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.

Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 03/11/2017 tarihli ve 2014/430 E., 2017/385 K. sayılı kararıyla; davaya konu taşınmaz üzerinde Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. lehine 350.000,00 TL üzerinden 06.04.2006 tarihinde ipotek tesis edildiği, taşınmazın davacıya 20.07.2006 tarihinde devredildiği, ipoteğin ise 24.07.2006 tarihinde terkin edildiği, ipotek bedelinin ödendiğinin ispatlanamadığı, taşınmaz satış bedelinin ödendiğine ilişkin davacı tarafından sunulan makbuzun ise ispata elverişli olmadığı, davacıya ait hesaptan yine ona ait başka bir hesaba yapılan 54.000,00 TL tutarında para havalesi olduğu, kaldı ki davacının taşınmazı tapuda gösterilen değerden daha düşük bir bedelle satın aldığını iddia etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu nedenlerle davanın ispat edilemediği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 07.05.2019 tarihli ve 2018/712 E., 2019/605 K. sayılı ilamıyla; davaya konu taşınmazın tapusunun mahkeme kararı ile iptal edildiği, davacı tarafından satış ve ipotek bedellerinin tahsilinin talep edildiği, ödendiği iddia edilen satış bedelinin ispatı için delil olarak dosyaya sunulan banka dekontlarının, davacının kendi hesabından yine başka bir hesabına havale niteliğinde olduğu, davacının ise hesaptan hesaba gönderilen paranın bankadan çekilerek davalı ...'a elden ödendiğini iddia ettiği ancak davacının elden ödeme olgusunu ispat edemediği, yolsuz tescil nedeniyle tapu kaydının iptal edilmesi sonucunda tapu akit tablosunun da resmi değerinin kalmadığı; ipotek bedelini ödediğine dair delil olarak dosyaya ibraz edilen ödeme belgesinin 15.08.2006 tarihli olduğu, ipoteğin fek edildiği tarihin ise 24.07.2006 olup, ödemenin ipoteğin kaldırıldığı tarihten sonraki bir tarihe ilişkin olması nedeni ile ödeme belgesinin delil olarak kabul edilemeyeceği; davalı noterin, işlem sırasında murisin " kanuni ehliyete haiz ve bu işlemi yapmaya yetenekli" gördüğüne ilişkin tespitinin vekaletnamede yer alması karşısında, Noterlik Kanunu Yönetmeliğinin 91/2 maddesi gereğince bu konuda rapor alınmasına gerek olmadığı, noterin kusursuz sorumluluğuna dair şartların gerçekleşmediği, kaldı ki noterin kusursuz sorumluluğu kapsamında davacının zarara uğradığını ispat edemediği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 22.12.2020 tarihli ve 2019/5227 E., 2020/8052 K. sayılı ilamla; davalı noter yönünden tüm, diğer davalılar yönünden ise satış bedeli istemine ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, davacı tarafın (noter hariç) diğer davalılara yönelik ipotek bedeli istemine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; İlk Derece Mahkemesince; öncelikle davaya konu taşınmazın tapu kaydına konulan ipotekle ilgili banka belgeleri ile (ipoteğin kurulması ve kaldırılması aşamalarına ilişkin tüm belgeler ile işleme esas alınan vekaletname ve diğer belgeleri de içeren) tapu kayıtlarının getirtilmesi, özellikle ipotek bedelinin kim tarafından ödendiği ilgili bankadan sorularak ödeme belgesinin ibrazının sağlanması, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra; ipotek bedelinin başkası tarafından ödendiği belirlendiği takdirde şimdiki gibi, davacı tarafından ödendiği belirlendiği takdirde ise, ipoteğin vekil sıfatıyla davalı ... tarafından tesis edilmiş olması halinde (diğer dosyadaki ikrarı nedeniyle) bu davalının, aksi halde ise (tapu iptali ve tescil davasında taşınmazın ipotekten ari olarak davalı mirasçılar adına kaydedilmiş olması nedeniyle) tüm davalı mirasçıların sebepsiz zenginleştikleri gözetilerek istem hakkında bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmiş olmasının doğru görülmediği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılıp İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından ipoteğin fekki için ödendiği belirtilen tutarlarla ipoteğin fek işlemi ve kredi ödemesi arasında bir bağlantı tespit edilmediğinin bilirkişi incelemesi ile anlaşıldığı, "ipotek bedelinin davacı tarafından ödenmiş olduğu" olgusu ispatlanamadığı davalı ... yönünden tüm davanın, diğer davalılar yönünden satış bedelinin tahsiline ilişkin talebin reddine dair kararın Yargıtay incelemesinden geçtiğinden bahisle; bu hususta tekrar karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... haricindeki diğer davalılar yönünden ipotek bedelinin tahsiline ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; 54.000,00 TL'nın tapuda, tapu bedeline mahsuben satışı yapan satıcı maliklere 20.07.2006 tarihinde elden ödendiğini, davacının taşınmazı aldığında Finas Katılım Bankası A.Ş. lehine 06.04.2006 tarihli ve 5791 Yev Nolu resmi senet ile ipotek olması sebebiyle taşınmazı ipotekli olarak aldığını, davacının Türkiye İş Bankası Çamdibi Şubesinden Türkiye Finans Katılım Bankasına 110.500,00 TL ipoteği ödemek amacıyla 15.08.2006 tarihinde havale yaptığını, 18.08.2006 tarihinde davacının talimatına istinaden Farmadial İlaç Kimya ve Sağlık Hizmetleri Şirketinin borcunun kapatıldığını, bankanın ipoteğin fekki yazısından anlaşıldığı üzere davacı tarafından 15.08.2006 günü paranın ödenmiş olmasından dolayı ipotek kaldırıldığını ve bu yönde ilgili tapuya fek edildiğine dair yazı gönderildiğini, borcun ödenmemiş olması halinde bankanın ipoteğin fekkini talep etmeyeceğini, yaklaşık 9 gün geçtikten sonra 24.08.2006 tarihinde tapu dairesinin ipoteği fek ettiğini, davalıların bu sebeple olarak zenginleştiğini, davacının taşınmazı alırken iyi niyetli olduğunu, taşınmazın satışı karşılığında emsallerine uygun bir bedel ödediğini, vekaletnameye dayalı olarak taşınması satın aldığını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapusu iptal edilen taşınmazdaki ipoteğin kaldırılması için ödendiği ileri sürülen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 77 vd. maddeleri,

2.09.05.1960 tarihli ve 21/9 ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı,

3.4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un “İspat yükü” başlıklı 6 ncı maddesi,

4.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) “İspat yükü” başlıklı 190 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme

İlk Derece Mahkemesince; uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, yine o ilamda belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verilmiş olmasına, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen ve usuli kazanılmış hak oluşturan kısımlara yönelik temyiz itirazlarının yeniden incelenemeyeceğinin anlaşılmasına ve özellikle Türkiye Finans Katılım Bankası tarafından ipoteğin fekkinin talep edildiği 15.08.2006 tarihinde davacının İş Bankası Çamdibi Şubesindeki hesabından, yine davacının Türkiye Finans Katılım Bankası Çukurambar Şubesi'ndeki hesabına gönderilen 110.500,00 TL'lik tutarın ipotekle ilgili kredinin ödemesine ilişkin olduğuna dair banka dekontunda açıklama bulunmamasına, bilirkişi raporunda; EFT tarihinin ipotek fek tarihi ile aynı tarih olmasına rağmen bu tutarın ipotekle ilgili bir kredi ödemesinde ya da başkaca bir ödemede kullanılıp kullanılmadığı konusunda bir belgenin bulunmadığının tespit edilmesine,

davacının ipotek bedelini ödediğini ispat edemediğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

16.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.