"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 49. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/809 E., 2023/1942 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2013/668 E., 2021/540 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 13.05.2010 yer teslim tarihli, 464 m²'lik kısmın restoran ve kafeterya olarak kullanımına ilişkin yıllık 1.125.000,00 TL bedelli kira sözleşmesinin imzaladığını, davalının 1. yıla ait 2. taksit bakiyesi 250.000,00 TL, 3. ve 4. taksitler ayrı ayrı 281.250,00 TL toplamı 812.500,00 TL ile gecikme zammı 275.812,50 TL ile işlemiş faiz 147.765,61 TL'nin ödenmesi için başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, gecikme zammı ve kira alacağına takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini; 29.03.2021 tarihli dilekçe ıslah dilekçesi ile hükmedilecek asıl alacak miktarı üzerinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; kira bedelinin indirilmesine yönelik açılan davanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini, gecikme zammına faiz işletilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kira bedelinin indirilmesine yönelik İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/296 E. sayılı dosyasında verilen karar doğrultusunda dosyaya kazandırılan bilirkişi raporunda, kira alacağının 675.001,00 TL, gecikme zammının 256.397,47 TL, işlemiş yasal faizin 123.910,43 TL olmak üzere toplam alacağın 1.055.308,90 TL olduğunun belirtildiği, amme alacağı dışında kaldığından dava konusu alacağa gecikme zammı uygulanamayacağı, gerek bekletici mesele yapılan kira bedelinin tespiti davası, gerekse eldeki davada yapılan yargılama sonucu alacak belirgin hale geldiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, takip dosyasına vaki itirazın kısmen iptaline, takibin 675.001,00 TL asıl alacak ile 123.910,43 TL işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 798.911,43 TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine; koşulları bulunmadığından kabul edilen miktar yönünden icra inkar tazminatına, talep bulunmadığından reddedilen miktar yönünden kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamanın usul ve kanuna uygun olduğu, kira sözleşmesinde fesih halinde gecikme zammı uygulanacağının düzenlendiği, temerrüt halinde gecikme zammı uygulanacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, bu nedenle gecikme zammına hükmedilmemesinin yerinde olduğu, icra takibinden önce takibe konu bir kısım döneme ilişkin kira parasının indirilmesi davası açıldığı, dosyanın bekletici mesele yapıldığı ve Mahkeme ilamına göre talep edilebilecek alacağın hesaplandığı, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği gerekçesiyle; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; kira tespitine ilişkin davada verilen hükmün takibe konu kira dönemlerini kapsamadığını, buna göre de asıl alacak ve işlemiş faiz miktarının hatalı hesaplandığını, sözleşmeye göre gecikme zammı talep edilebileceğini, ıslah dilekçesi ile talep edilen icra inkar tazminatının da reddinin hatalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Gerekçe ve Değerlendirme
1. Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2. Davacı vekilinin gecikme zammına ilişkin temyiz itirazına gelince; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) kamu düzenine ilişkin ve görülmekte olan davalara da uygulanacak olan 120. maddesi hükmü uyarınca, sözleşmede kararlaştırılacak yıllık temerrüt faiz oranı 3095 sayılı Kanun hükümlerine göre belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşmadıkça geçerlidir. Yapılan bu yasal düzenleme ile 6098 sayılı Kanun'un 120. maddesindeki sınırlamaya tecavüz eden faiz oranları batıl kabul edilmiştir.
Bununla birlikte; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 8/1 maddesinde; "Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir" hükmü getirilmiştir. Yine 6102 sayılı Kanunun 3. Maddesinde "Bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller Ticari işlendendir." düzenlemesi mevcuttur. Ticari işletme ise 6102 sayılı Kanunun Birinci kitabında düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 19. maddesinde ticari iş karinesi kabul edilmiştir. 6098 sayılı Kanun'un 117. maddesine göre, “borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlenmiş ise bu günün geçmesi ile borçlu temerrüde düşmüş olur” ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 51. maddesi "kamu alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için %1.40 yıllık %16.80 oranında gecikme zammı uygulanır." düzenlemeleri mevcuttur.
Somut olayda; taraflar arasındaki 13.05.2010 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesinin (3.) maddesinde; "Yıllık kira bedeli üçer aylık dönemler halinde peşin olarak tahsil edilecektir. Vadesinde ödenmeyen kira bedellerine, 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesi gereğince belirlenen oranda gecikme zammı uygulanır." hükmü kararlaştırılmış olup, söz konusu düzenleme özünde temerrüt faiz oranının tespit edilmesine ilişkindir. Buna göre, sözleşmede belirlenen temerrüt faizi oranının uygulanması gerektiği açıktır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yasal faiz ve 6183 sayılı Kanun kapsamında belirlenen oranlara göre gecikme zammı ayrı ayrı hesaplanmış olup; Mahkemece, ödenmeyen kira alacağının vade tarihlerinden takip tarihine kadar olan işlemiş faiz alacağı hüküm altına alınmış ise de, yukarıda yer verilen sözleşmenin (3.) maddesi uyarınca gecikme zammı talep edebileceği, dava konusunun 6102 sayılı Kanun'un 3-19. maddesi gereğince ticari iş olup olmadığı da değerlendirilerek; ticari iş olmadığının anlaşılması halinde faize ilişkin hesaplamanın 6098 sayılı Kanun'un 12. maddesine göre azami oranı geçmeyecek şekilde davacının kazanılmış hakkının da gözetilerek yapılması; ticari olması halinde ise, davaya konu edilen kira bedellerine vade tarihlerinden itibaren 6183 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca gecikme zammı uygulanması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun373/1 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi Kararının aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.01.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.