"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1435 E., 2023/1788 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karabük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/284 E., 2023/196 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle: kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; 16.06.2019 tarihinde müvekkilleri ... ve kızı ..., bir yakınlarının düğününün olması nedeniyle davalıya ait “... Düğün Salonu” adlı işletmeye gittiklerini, müvekkili ... burada bulunan salıncakta teyzesinin arkadaşının nezaretinde sallanırken salıncağın ayaklarının yere sabit olmaması nedeniyle devrilerek kafasına düşmesi sonucunda hayati tehlike yaratacak şekilde yaralandığını, ağır bir ameliyat geçirdiğini ve günlerce yoğun bakımda kaldığını, hayatının kalanını her an nöbet geçirme riski ile ve malul olarak yaşayacağını, bu durumun hem ... hem de annesi ... psikolojik bir yıkıma neden olduğunu, davalının bu olayda tek ve tam kusurlu olduğunu, ileri sürerek belirsiz tazminat alacaklarından fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili ... için şimdilik 20.000,00 TL maddi, 117.000,00 TL manevi tazminatın, müvekkili ... için ise 63.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, maddi tazminat talebini bedel arttırım dilekçesiyle 1.046.683,53 TL’ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkilinin iş yerinin arka tarafında bulunan salıncağın esasen müvekkilinin kendi çocukları ve yeğenlerinin kullanması için konulduğunu, olay tarihinde kullanılmaması için zincirlerinin dolandırıldığını, davacıdan önce 14-15 yaşlarında iri yapılı bir çocuğun çok hızlı bir şekilde sallanması nedeniyle salıncağın yerinden oynadığını, davacının da bindiğinde arkadaşları tarafından hızlı sallandığını, davacının yanında yetişkin kimsenin bulunmadığını, müvekkilinin babasının çocuğun nabzının olmadığını ve dilinin arkaya kaçtığını fark etmesi üzerine çocuğun dilinin bir başkası tarafından boğazından çıkartıldığını, ambulans gelinceye kadar davacının ayaklarına kuru buzla masaj yaptığını, hastanede yer olmadığı bildirildiğinde de yine müvekkilinin bir tanıdıkları aracılığı ile hastanenenin yoğun bakım servisine alınmasını sağladıklarını, müvekkilinin kusursuz olduğunu davacı tarafa ulaşarak yanlarında olduğunu bildirdiğini, davacının maddi ve manevi taleplerinin fahiş olduğunu, zenginleşme amacında olduklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamından davacı ...'nin %19 oranında meslekten kazanma gücünü kaybetmesine yol açan olayda davalının %80, davacı ...'nin %20 oranında kusurlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle maddi tazminat talebinin kabulüne 1.046.683,53 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 16.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ... verilmesine, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne davacı ... için 25.000,00 TL, davacı ... için 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 16.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile olayın oluş biçimi, yaralanmanın ciddiyeti, tarafların ekonomik durumları dikkate alındığında davacılar lehine hükmedilen manevi tazminatın az olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, maddi tazminat talebinin kabulüne 1.046.683,53 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 16.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ... verilmesine, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne davacı ... için 50.000,00 TL, davacı ... için 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 16.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili; hüküm tarihinden önce yeni asgari ücretin 11.402,32 TL olarak belirlenmesine karşın asgari ücretin 8.506,80 TL olduğu tarihte düzenlenen dolayısıyla bu miktar üzerinden hesaplama yapılan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, asgari ücrete göre hesaplama yapılmasının da doğru olmadığını, yine adli tıp raporu ile geçici iş göremezlik süresinin 9 ay olarak belirlenmiş olmasına rağmen hesaplamada bu 9 aylık sürede maluliyetin %100 olduğu kabul edilerek bir hesaplama yapılması gerekirken yapılmadığını, aktüerya raporuna ilişkin itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, davalının tam kusurlu olmasına rağmen kusur raporunda kusur oranının %80 olarak belirlenmesinin isabetsiz olduğunu, müvekkili ... yaralanmasının mahiyeti gördüğü tedavinin muhteviyatı ve süresi dikkate alındığında kalıcı maluliyet oranının daha yüksek olması gerektiğini, maddi tazminat talebini talep arttırım dilekçesiyle arttırmış olsalar da itiraz edilen hususlar doğrultusunda yeniden alınacak raporlar ile lehlerine sonuç çıkması halinde ek dava açma olanaklarının olacağını, bu nedenle dilekçelerinde fazlaya dair haklarını saklı tuttuklarını, müvekkili ... ağır bir ameliyat geçirdiğini günlerce yoğun bakımda kaldığını, hayati tehlike atlattığını, kalan hayatını her an nöbet geçirme riski ile yaşayacağını, kafasına kalıcı olarak yerleştirilmiş platin bulunduğunu ve en az %19 malul kaldığını, tanık beyanlarından müvekkilinin uğradığı manevi zararın anlaşıldığını, bu nedenle talep ettikleri miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, ticari faize hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir
2.Davalı vekili; kusur raporunun dosya üzerinden hazırlandığını, müvekkiline verilen kusur oranının gerekçelendirilmediğini, bilirkişi atanmasında HMK'nın 268. maddesine aykırı davranıldığını, savunmalarının değerlendirilmediğini, itirazlarının karşılanmadığını, Adli Tıp İhtisas Kurulundan alınan maluliyet oranına itiraz ettikleri halde Genel Kuruldan rapor alınmadığını, Mahkemenin itirazlarını gerekçesiz olarak reddettiğini, mevcut salıncağın kullanıma kapalı olduğu, kullanılmaması amacıyla zincirlerinin bağlandığı, çocukların gelerek zincirleri çözdüğü ve davacı ... başka biri tarafından sürekli olarak sallandığı yönündeki savunmalarının Mahkemece değerlendirilmediğini, olay yerinde keşif yapılmadığını, tanıklarının dinlenilmediğini, deliller toplanmadan ve değerlendirilmeden, gerekçesiz olarak karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1.Bozma gerekçesine göre davalı vekilinin tüm temyiz taleplerinin; Bölge Adliye Mahkemesinin manevi tazminata ilişkin gerekçesinin yerinde olmasına ve davalı tacir olmadığından ticari faiz istenebilmesinin mümkün bulunmadığının anlaşılmasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz taleplerinin reddine karar verilmiştir.
2.Kusur tespitine ilişkin temyiz itirazları yönünden; Bölge Adliye Mahkemesince, davalıya ait iş yerinde meydana gelen kazanın oluşmasında davalının %80 kusurlu olduğu, davacının müterafik kusurunun bulunduğu kabul edilerek karar verilmiş ise de hükme esas alınan 18.01.2021 tarihli iş güvenliği uzmanı bilirkişiler tarafından düzenlenmiş raporda davacı ... %20 kusurlu bulunmasına ilişkin tespitin gerekçesinin belirtilmediği, olayla ilgili olarak yürütülen ceza yargılamasında alınan kusur raporunda ise olayın meydana gelmesinde tek kusurlunun davalı olduğunun belirlendiği, dosya kapsamından küçük ...'nin salıncakta olağan kullanıma uygun bir şekilde sallanırken olayın vuku bulduğunun anlaşıldığı, CD (compact disk) izleme tutanağında, kamera görüntülerinden davacıyı sallayan birinin olup olmadığının anlaşılamadığının belirtildiği, dolayısıyla davalının davacının hızlı hızlı sallandırıldığı yönündeki iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından olayın meydana gelmesinde zarara uğrayanın müterafik kusurunun bulunmadığının kabulüyle sonuca gidilmesi gerekirken gerekçesiz olarak davacının da kusurlu olduğu sonucuna varan bilirkişi raporu hükme esas alınarak ve delillerin değerlendirilmesinde hata edilerek ulaşılan sonuca göre karar verilmesi hukuka aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Maddi tazminat hesabına ilişkin temyiz itirazları yönünden yapılan inceleme sonucunda ise; Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 26.01.2022 tarihli raporunda davacı küçüğün yaralanmaları nedeniyle geçici iş göremezlik süresinin 9 aya kadar uzayabileceği, bu sürenin sonundan itibaren meslekte kazanma gücünü %19 oranında kaybetmiş sayılacağı mütalaa edilmesine rağmen hükme esas alınan 02.05.2023 tarihli aktüerya raporunda, olay tarihinden (16.09.2019) itibaren sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplandığı anlaşılmıştır.
Maluliyet raporuna göre davacı küçüğün 9 aylık iyileşme süresi onun geçici iş göremezlik süresi olup, bu sürede maluliyeti %100 kabul edilerek hesaplama yapılması gerekirken, olay tarihinden itibaren %19 meslekten kazanma gücü kaybı oranı ile sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanmış olması hatalıdır.
Sonuç olarak, mahkemece, davacı küçüğün müterafik kusurunun bulunmadığı kabul edilerek, davacı küçüğün olaydan itibaren 9 aylık iyileşme süresi için geçici işgöremezlik, bu tarihten sonraki dönem için sürekli iş göremezlik tazminatlarının hesaplanması için karara yakın tarihte güncel asgari ücret verileriyle yeni bir bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hata edilerek ve yetersiz bilirkişi raporları hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup kararın davacı ... yararına bozulması gerekmiştir.
3. Kabule göre de, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verildiğine göre, İlk Derece Mahkemesi karar ve ilam harcı dışında istinaf harcı alınmasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup eleştiri konusu yapılmıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalının tüm davacıların sair temyiz itirazlarının reddine,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacılar yararına BOZULMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.