"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1314 E., 2023/1808 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/120 E., 2021/80 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; Hollanda vatandaşı olan müvekkilinin profesyonel futbolcu olduğunu, davalı tarafından müvekkiline karşı 26.12.2017 tarihinde İstanbul 28. İcra Müdürlüğünün 2017/40810 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını ve banka hesaplarına toplamda 98.631,40-Euro ve 24.882,13-TL tutarında haciz işlemi uygulanarak bu bedellerin İcra Müdürlüğü kasasına ödendiğini, icra takibinde alacağın dayanağı olarak her ne kadar "Simsarlık Sözleşmesi" belirtilmişse de taraflar arasında simsarlık da dahil olmak üzere akdedilmiş herhangi bir sözleşme bulunmadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin icra dosyası kapsamında borcu bulunmadığının tespiti ile haksız olarak tahsil edilen bedellerin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkili tarafından davacıya menajerlik hizmeti verildiğini ve alacağının ödenmemesi üzerine icrai süreç başlatıldığını savunarak işbu davanın tüm tazminat kalemleriyle birlikte reddine, hak düşürücü süre, zamanaşımı ve yetki itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı tarafından tanık deliline dayanılmış ise de takibe konu edilen alacağın miktarı itibariyle yazılı delille ispatı gerektiği, ispat yükü üzerinden olan davalı tarafından menajerlik sözleşmesinin ve bu sözleşmeye dayalı olarak menajerlik hizmeti verildiğinin ispatlanamadığı ayrıca davalının icra takibinde kötüniyetli olduğunun yasal delillerle kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile İstanbul 28. İcra Müdürlüğünün 2017/40810 Esas sayılı takip dosyasına konu asıl alacak ve ferilerinden davacının davalıya karşı borçlu olmadığının tespiti ile tahsil edilen 24.882,13-TL'nin 11.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, 98.631,40 Euro'nun 11.01.2018 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun'un 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının Euro ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece davalının alacağını ispat edemediği gerekçesi ile davanın kabulü ile davalının kötüniyetli takip yaptığı ispat edilemediğinden tazminat talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davanın yetkisiz Mahkemede görüldüğünü, dava değeri kadar harç yatırılmadan açılan davanın, dava şartı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafça gerçeğe aykırı icra takibi başlatıldığının iddia edildiğini, bu iddianın doğruluğu için ceza dava dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, dava konusu dosyada yabancılık unsuru bulunduğundan davacı tarafın dava şartı açısından teminat yatırmadan işbu davayı ikame edemeyeceğini, Mahkemece deliller toplanmadan ve sözleşmenin varlığı konusunda tanıkların dinlenmeden eksik incelemeyle karar verildiğini beyan ederek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir. Bu durumda İİK'nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen istemin temeli menfi tespit davasıdır.
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise yani bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukukî ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6).
Tüm bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; ispat yükü üzerine düşen davalı tarafın, taraflar arasında borç ilişkisi doğurur bir sözleşmenin varlığını usul ve kanuna uygun delillerle ispatlayamadığı, miktar yönünden taraflar arasında iddia olunan ilişkinin tanıkla ispat kuralının üzerinde kaldığı, davanın istirdat davası olması sebebiyle İİK'nın 72/son maddesi uyarınca icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde açılabileceği, davacının vatandaşı olduğu Hollanda ile Türkiye arasında bulunan Uluslararası anlaşmalar gereği teminattan muafiyetinin bulunduğu anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.