Logo

3. Hukuk Dairesi2024/794 E. 2025/182 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının tapusu iptal edilen taşınmazdaki bina bedeli ve taşınmaz üzerinde hapis hakkı talebinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, önceki bozma kararına uygun olarak, davacının iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle bina bedeli talebini kısmen kabul edip enkaz bedeline hükmetmesi ve hapis hakkı talebini reddetmesi, bozma kararına uygun ve usul/hukuka uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2011/79 E., 2013/87 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin ... Köyü 7 pafta 1/4 parselde kayıtlı, kargir evi olan tarla vasfındaki taşınmazı eski malik R.A'dan satın aldığını, ardından davalı İdarece Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptal ve tescil davası sonunda tapunun iptaline dair verilen kararın kesinleştiğini, müvekkilinin iyi niyetli kişi sıfatıyla ve tapu siciline güvenerek taşınmazdaki kargir evin yerine bina inşa ettiğini ve tarlada düzenlemeler yaptığını ileri sürerek; bilirkişi marifetiyle tespit edilecek maddi kaybının tazmin edilmesine ve taşınmaz üzerinde hapis hakkı tanınmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davanın tapu iptali ve tescil davası kesinleştikten 2 yıl sonra açılması nedeniyle hak düşürücü sürenin geçtiğini, taşınmaz üzerindeki evin davacıya aidiyetine bir itirazlarının olmadığını, davacının evi kullanması konusunda İdarece bir engel konulmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.01.2010 tarihli kararıyla; davacı aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davasında davacı adına olan kaydın iptali ile Maliye Hazinesi adına tesciline dair verilen kararın kesinleştiği 04.04.2006 tarihine kadar davacının iyiniyetli kabul edilmesi gerektiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 994. maddesi uyarınca iyiniyetli zilyedin geri vermeyi isteyen kimseden yapmış olduğu zorunlu ve yararlı giderleri tazmin etmesini isteyebileceği ve bu tazminat ödeninceye kadar şeyi vermekten kaçınabileceğinin düzenlendiği gerekçesiyle; davanın kabulüne, davacı tarafça taşınmaz için yapılan faydalı masrafların dava tarihindeki değeri olan 79.968,00 TL üzerinden davacı tarafa taşınmazı iadeden imtina etme hakkı tanınmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1. Mahkemenin 19.01.2010 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece verilen 14.10.2010 tarihli ilamla; dava konusu taşınmaza ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/35 E., 2004/11 K. sayılı dosyasında taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden bulunduğu, kamu malı niteliği olduğundan zilyetlikle iktisap olunamayacağı ve satın alan kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceği gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verildiği ve kararın kesinleştiği, bu karar karşısında davacının iyiniyetinden söz edilemeyeceğinden Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 723/3 maddesi uyarınca karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

2. Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemenin kesinleşen 1999/35 E., 2004/11 K. sayılı dosyasına gözönüne alınarak davacının iyiniyetli kabul edilemeyeceği, 4721 sayılı Kanun'un 723/3 maddesi gereğince bilirkişi tarafından tespit edilen enkaz bedelinin davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 67.220,52 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; müvekkilinin taşınmazı eski malik R.A.'dan 07.11.1990 yılında tapudan yapılan satış işlemiyle iyiniyetle ve tapu kütüğüne güven ilkesi çerçevesinde satın aldığını, davalının ikame ettiği Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/35 E. sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde verilen tapu iptal ve tescil kararının dava konusu yer zilyetlikle iktisap edilmiş gibi değerlendirilerek verildiğini, taşınmazın zilyetlikle değil tapu kaydına istinaden ve miras yoluyla edinildiğini, verilen karar nedeniyle müvekkilinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, müvekkili yönünden taşınmazın enkaz bedeline hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili; davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, dava konusu yapının bulunduğu parselin kamu malı niteliğinde olduğunu ve parsel üzerinde müvekkilinin muvafakati olmadan oluşturulan muhdesatın herhangi bir yasal korumadan faydalanamayacağını, davacının sadece 144 numaralı parsel için yaptığı zorunlu masrafları isteyebileceğini, ancak somut olayda ana taşınmaz için yapılmış bir masraf olmadığını, davacının muhdesat için yaptığı harcamaları müvekkilinden talep edemeyeceğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, davacının tapusunun iptali nedeniyle taşınmazda bulunan bina bedelinin tahsili ile taşınmaz üzerinde hapis hakkı tanınması istemine ilişkindir.

Mahkemece; uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, yine o ilamda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verilmiş olmasına, bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlar hakkında Mahkemece yeniden inceleme yapılmasına imkan bulunmamasına, hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olmasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi atfıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

1086 sayılı Kanun'un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

13.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.