"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; İstanbul Defterdarlığı Dış Ticaret Vergi Dairesi Başkanlığının 7770044306 sicil nosunda kayıtlı Söğüt Seramik San. A.Ş.nin fabrika binası ile birlikte adına kayıtlı gayrimenkulleri, ...Seramik San. İnş. Madencilik İth. İhr. A.Ş. tarafından yıllık üretimin %20'sinin kira bedeli olarak ödenmesi şartıyla kiralandığını,...Seramik San. A.Ş.nin muhtelif vergi borçlarından dolayı ...Seramik San. İnş. Mad. İth. İhr. A.Ş. nezdinde doğmuş ve doğacak tüm hak ve alacakları için 21.11.2001 tarihli ve 47892 sayılı haciz bildirisinin düzenlenerek ilgili şirkete tebliğ edildiğini, davalı şirketin 29.11.2001 tarihli ve 108732 sayılı yazısında kira sözleşmesi gereğince kira bedelinin fabrikanın bakım ve onarım gideri ile Söğüt Seramik San. A.Ş.nin TEDAŞ ve BOTAŞ'a olan borçları bitinceye kadar anılan şirkete ödeyeceğini bildirdiğini, davalı kiracı şirketin sözleşmenin 8. maddesinde yer alan hükmü kötüye kullandığını ve tamir masraflarının 16.000.000.000.000 TL olduğunu iddia ettiğini, Kavaklıdere Vergi Dairesi Başkanlığı Vergi Denetmenliğince davalı şirket hakkında yapılan denetim sonucunda düzenlenen 13.03.2002 tarihli ve 2002/71-R-4 sayılı raporda bakım ve onarım giderlerinin 16.000.000.000.000 TL olmayıp sadece 2.395.485.750.000 TL olduğunun ve 4.562.997.828.761 TL kira tahakkuk ettiğinin tespit edildiğini, şirketin iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve kamu alacağının tahsilinin engellenmeye çalışıldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, gecikme zammı hariç 1.381.263.201.000.TL vergi borcu ile 31.07.2002 tarihi itibariyle tahakkuk eden gecikme zammı ile birlikte toplam 3.966.442.050.000.TL Hazine zararının, zararın doğduğu tarihten itibaren işleyecek en yüksek ticari temerrüt faizi uygulanarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; Hazine vekilinin böyle bir davayı açmaya yetkisi bulunmadığını, ayrıca Maliye Bakanlığının da davacı sıfatının olmadığını, müvekkilinin dava dışı Söğüt Seramik San. A.Ş.nin fabrikasını kiraladığını, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu gereğince Hazine vergi alacağının 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsilinin mümkün olduğunu, müvekkilinin dava dışı şirketle yaptığı sözleşme doğrultusunda kira borcunun mahsup hükümleri içerisinde tamirat ve bakım giderleri ile kiralayanın TEDAŞ ve BOTAŞ'a olan borçlarını ödediğini, müvekkilinin şirketin davacı Bakanlığa ya da Vergi Dairesine tamirat tutaranın 16.000.000.000.000 TL olduğu şeklinde herhangi bir beyanının bulunmadığını, düzenlenen raporun kendilerine tebliğ edilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 26.12.2006 tarihli ve 2002/644 E., 2006/529 K. sayılı kararıyla; gerek davaya dayanak olarak gösterilen raporda, gerekse Mahkemece atanan bilirkişi raporunda rehinli alacaklara yapılan ödemenin gözönünde bulundurulmadığı, bu hususun göz önünde bulundurularak bizzat Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Gelirler Başkontrolörü tarafından düzenlenen rapordaki tespitlere, beyan ve kabule göre, dava dilekçesinde ve dava dilekçesine dayanak olarak gösterilen raporda belirtilen 2000 Temmuz - 2001 Aralık dönemi itibariyle davalının ödemesi gereken bir kira borcu bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 24.07.2008 tarihli ve 2008/2113 E., 2008/5141 K. sayılı ilamıyla; Mahkemece, kişilerden bir bilirkişi heyeti oluşturmak suretiyle yerinde keşif yapılarak, alınacak raporla davalı ile dava dışı borçlu şirket arasında düzenlenmiş olan sözleşme hükümleri doğrultusunda tahakkuk eden kira bedeli belirlenmesi, bundan sonra özellikle sözleşmede, anılan tarafların ortak iradesinin tesisleri kullanıma elverişli hale getirme olduğu hususu gözardı edilmeksizin aynı amaca yönelik olarak yapılan bakım-onarım giderleri ile davalı şirket tarafından borçlu adına yapılan ödemelerin tesbit edilmesi, ayrıca 25.04.2005 tarihli inceleme raporunda bahsi geçen rehinli borç ödemelerinin de dayanağı belgelerin getirtilerek incelenmesi, bu ödemelerin davalı şirket tarafından mı, yoksa başka kişilerce mi yapıldığının, başka kişilerce yapıldı ise kira alacağına mahsuben mi yapıldığının belirlenmesi, keza davalı ile borçlu şirketin tüm ticari sicil kayıtları ve ortaklık durumunu gösterir kayıtlar getirtilerek aralarında organik bir ilişki bulunup bulunmadığının araştırılması ve sonuçta tüm bu vakıalar doğrultusunda davalının davacıya ödemesi gereken bir bedel bulunup bulunmadığının saptanması gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 02.10.2014 tarihli ve 2009/169 E., 2014/503 K. sayılı kararla; fabrika sahasında yapılan keşif ve davalı tarafın defterlerinin incelenmesinden, davalının 2.395.485,71 TL esaslı bakım ve onarım yaptığı, sözleşmeye göre TEDAŞ'a icra yoluyla yapılan ödeme ile birlikte davacının kira alacağından mahsup edilebileceği gerekçesiyle; dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 270 vd. maddelerine göre davanın kısmen kabulüne, 1.871.262,12 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 03.10.2018 tarihli ve 2016/2673 E., 2018/8546 K. sayılı ilamıyla; bozma öncesinde ve sonrasında aldırılan bilirkişi raporlarına göre, dava dışı vergi mükellefine ödenmesi gereken kira bedelinde ve esaslı tamir masrafları arasında farklılık olduğu anlaşıldığından, kira sözleşmesine istinaden davalı tarafından yapılan bakım onarım masraflarının faturalarının incelenmesi, hangi masrafların rapora yansıtıldığının kalem kalem belirlenmesi ve davalı ile dava dışı vergi mükellefi arasında da organik bağ olduğu gözetilerek, denetime elverişli rapor alınması gerektiğinden bahisle, karar taraflar yararına bozulmuştur.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 08.04.2021 tarihli ve 2019/372 E., 2021/179 K. sayılı kararla; bozma sonrası alınan 09.06.2020 tarihli bilirkişi heyet raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, dava konusu dönemde kayıtlarda bulunan aylık üretim maliyetlerine göre sözleşme gereği %20 kira bedelinin 4.562.997.828,761 TL olarak tespit edildiği, her ne kadar kira sözleşmesinin 5. maddesine göre kiralayana ait olduğu kabul edilen esaslı bakım ve onarım giderleri, inşaat işleri faturalarına göre 40.604.100.387,00 TL olarak belirtilmiş ise de, aynı dönemde hem davalının defterlerinde hem de vergi denetmeni raporuna yansıyan ve en son alınan 09.06.2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda da kalem kalem belirtilen esaslı bakım ve onarım giderleri ile TEDAŞ'a icra kanalıyla ödenen bedelin mahsubu sonrası davacının 1.871.253,12 TL alacaklı bulunduğu, dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden davalı ile dava dışı vergi mükellefi Söğüt Seramik A.Ş. arasındaki organik bağ dikkate alınarak inşaat işleri faturalarına göre yapıldığı belirtilen 40.604.100.387,00 TL'lik faturalara itibar edilmediği, hem davalının defterlerine hemde vergi denetim raporlarına yansıyan ve hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda da açıkça belirtilen esaslı bakım giderleri ile TEDAŞ'a icra kanalıyla ödenen bedelin mahsup edildiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 1.871.253,12 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/23959 E., 2022/10514 K. sayılı kararıyla; bozma sonrası hükme esas alınan 09.06.2020 tarihli bilirkişi raporunun davalı vekili yerine dosyada vekil sıfatı bulunmayan Avukat Hanife Hülya Han’a tebliğ edilmesi suretiyle hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı vekiline 20.06.2020 tarihli bilirkişi raporunun elden tebliğ edildiği, davalı vekilince bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunması bakımından 2 haftalık kesin süre verildiği, taraf vekillerinin bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmesi bakımından dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor düzenlenmesi istenildiği, bilirkişi heyetinin sunduğu 17.09.2023 tarihli raporda özetle; "...Davalı ile dava dışı vergi mükellefi arasında organik bağ bulunduğu, dava konusu dönemde kayıtlarda bulunan aylık üretim maliyetlerine göre, sözleşme gereği %20 kira bedelinin 4.562.997,83 TL, aynı dönemde bakım onarım giderlerinin vergi denetmeni raporuna göre 2.395.485,71 TL, TEDAŞ'a icra kanalıyla 296.259,00 TL ödendiği, detaylı olarak açıklanan ve denetim raporunda bulunan onarım giderlerinin kabul edilmesi halinde davalının ödemesi gereken bedelin 1.871.253,12 TL olduğu, denetim raporunda bulunan onarım giderlerinin kabul edilmemesi halinde ise davalının ödemesi gereken bedelin 4.562.997,83 TL olduğu" şeklinde görüşlerini belirttiği; son bozma ilamı sonrası alınan 17.09.2023 tarihli bilirkişi heyet raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, dava konusu dönemde kayıtlarda bulunan aylık üretim maliyetlerine göre sözleşme gereği %20 kira bedelinin 4.562.997.828,761 TL olarak tespit edildiği, her ne kadar kira sözleşmesinin 5. maddesine göre kiralayana ait olduğu kabul edilen esaslı bakım ve onarım giderleri, inşaat işleri faturalarına göre 40.604.100.387,00 TL olarak belirtilmiş ise de, aynı dönemde hem davalının defterlerinde hem de vergi denetmeni raporuna yansıyan ve en son alınan 17.09.2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda da kalem kalem belirtilen esaslı bakım ve onarım giderleri ile TEDAŞ'a icra kanalıyla ödenen bedelin mahsubu sonrası davacının 1.871.253,12 TL alacaklı bulunduğu, dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden davalı ile dava dışı vergi mükellefi Söğüt Seramik A.Ş. arasındaki organik bağ buluduğu dikkate alınarak inşaat işleri faturalarına göre yapıldığı belirtilen 40.604.100.387,00 TL'lik faturalara itibar edilmediği, davalının defterlerine, vergi denetim raporlarına yansıyan ve hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda da açıkça belirtilen esaslı bakım giderleri ile TEDAŞ'a icra kanalıyla ödenen bedelin mahsubu sonrası davacının 1.871.253,12 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 1.871.253,12 TL alacağın dava tarihi olan 01.01.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; söz konusu onarım ve tadilat giderlerinin yapılmasında davacı İdareden izin alınmadığını, dolayısıyla bu giderlerin hesaplanan bedelden mahsup edilmemesi gerektiğini, Mahkemenin 1.871.253,12 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair hüküm kurduğunu ancak alacak vergi alacağına ilişkin olduğundan, 6183 sayılı Kanun'a göre gecikme zammının vergi alacağının doğduğu tarihten işletilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili; ticari defterlerin mahalinde incelenmesi gerektiğini, zira bu belgeler çok kapsamlı olduğundan hepsinin sunulmasının beklenemeyeceğini, yapılan masraflarla ilgili hiçbir belge sunulmadığı söylenmiş ise de delil olarak ticari defter ve kayıtların delil olarak gösterildiğini, kiracı ile kiralayan arasında organik bağ bulunmadığını, ihbardaki miktarın sadece 1.381.263.201.000 TL olduğunu, bu talebin üzerinde karar verilmiş olmasının talebe bağlılık ilkesine aykırı bulunduğunu, haciz ihbarına itirazın 28.11.2001, dava açma tarihinin ise 31.07.2002 olduğunu, davanın bu tarihlerdeki alacak ve borç durumunun tespitinin somut bir şekilde yapılmasından sonra taleple bağlılık ilkesine göre belirlenmesi gerektiğini, 6183 sayılı Kanun'da ihbar üzerine böyle bir tazminat davası açma hakkı düzenlenmediğini, dava tarihi itibarıyla henüz herhangi bir alacak doğmadığını, elde edilen kira bedeli varsa da bunlar kira sözleşmesi gereğince bakım-onarım gibi öncelikli koşullar için harcandığını, kiranın ödenme zamanının her yıl sonu olduğundan henüz kira ödemesnin muaccel olmadığını, her iki taraf ticari defterleri üzerinde hiç bir inceleme yapılmadığını, fabrikadaki makinaların çoğunun iş leasing şirketine ait olması nedeniyle bu firmaya makina kira bedeli ödendiğini, bu makinaların kira bedellerinin tamamen kiracı tarafından ödeneceğinin şart edildiğini, kiracı tarafından İş Bankasına ödendiğini, bu nedenle de %20'lik kira bedelinin %99'unun leasing bedeli olarak kesileceğini, bilirkişilerin leasing bedelini elde edilen kira bedelinden hiç mahsup etmeden hesaplama yaptıklarını, bilirkişi incelemesinde faturaların değerlendirilmediğini, kira sözleşmesi doğrultusunda yapılan ödemelerin dikkate alınmadığını, malların pazara nakli için 887.138.994.780TL kiracı tarafından ödenmiş ve kira bedelinden mahsup etmesi gerekirken, nakliye bedelinin hesaba hiç dahil edilmediğini, kiracı adına olan abonmanlık nedeniyle elektriklerin kesilmeye gelindiğini, bu nedenle müvekkilin Bilecik İcra Müdürlüğünün 1999/1182 ve 1209 takip sayılı dosyalarından dolayı mecburen 28.11.2001 tarihinden önceye rastlayan tarihlerde 473.884.264.800 TL bir ödeme yaptığını bu miktarın da kira bedelinden düşülmediğini ve hesaba dahil edilmediğini, faize faiz yürütülemeyeceğini, borçlu şirketin kendi işçilerine yani kiralamadan önceki işçilerine ve fabrikayı kullanıma salih hale getirmek için (25.7.2001 tarihli sözleşmenin 1-2. 3, 4,5,8 ve 9. maddeye göre) çalıştırdığı işçilerine 252.364.255.893 TL ödemenin dikkate alınmadığını, borçlu kiralayan şirketin bu ihbar tarihinden önce ve müvekkil şirket kiraladıktan sonra 2000 ve Ekim 2001 tarihine kadar fabrikaya ham madde, benzin, mazot, gaz satan satıcılarına olan borçları olarak 300.045.030.679 TL ödenip bunun dikkate alınmadığını, ihbarın üçüncü şahsa tebliğ edildiği tarihte takip borçlusuna (21.11.2001 tarihinde tebliğ) veya tarih itibariyle herhangi bir alacağının olup olmadığının her iki şirket kayıtları karşılaştırılarak ortaya çıkarılması gerektiğini, davacının dava dışı kiralayandan olan ve değişken olan vergi ve gecikme zammı alacağının bu davada gerçek zarar olmadığını, müvekkil şirketin kusurunun ve oranının, davacının bu zararının (rapora göre vergi aslı ve gecikme cezası miktarının) doğmasında ve artmasında, dava dışı kiralayandan tahsil edilmemesinde, gecikmesinde, ihmal edilmesi gibi durumlar nedeniyle davacının kusurunun ve oranının da açık ve seçik tespiti gerektiğini, bu davanın bir tespit davası olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 79 uncu maddesi uyarınca vergi alacağının davalı üçüncü kişiden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26 ncı maddesi
3. Değerlendirme
1. 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi uyarınca, Mahkemenin talepten başka bir şeye karar vermesi mümkün bulunmamaktadır. Somut olayda; davacı dava dilekçesinde, vergi borcu asıl alacak yönünden 1.381.263.201.000 TL’nin gecikme zammıyla birlikte toplam 3.966.442.050.000 TL yönünden tahsilini istemiştir. Mahkemece, asıl alacak ve gecikme zammı yönünden talep çerçevesinde inceleme ve değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hesaplanan 1.871.253,12 TL asıl alacağın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi suretiyle asıl alacak yönünden talep aşımı yapılmış olması, usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2. Davanın 31.07.2002 tarihinde açılmış olmasına rağmen karar başlığında dava tarihinin 01.01.2002 olarak gösterildiği, ayrıca davalı ...Seramik Sanayi İnşaat Madencilik İthalat İhracat A.Ş. olmasına rağmen, yine karar başlığında Söğüt Seramik Sanayininde davalı olarak gösterildiği, bu hususların mahallinde her zaman düzeltilebilir maddi hata niteliği olduğu anlaşılmakla, bu hususlar bozma nedeni yapılmamış, işaret edilmekle yetinilmiştir.
3. Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
2. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.