Logo

3. Hukuk Dairesi2024/835 E. 2025/59 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Resmi şekle uymayan maden ruhsatı devrine ilişkin satış sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şart ve tazminat taleplerinin geçerliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Maden ruhsatı devrinin resmi şekle tabi olması ve taraflar arasındaki sözleşmenin bu şekle uymaması nedeniyle sözleşmenin ve dolayısıyla cezai şart hükmünün geçersiz olduğu, ayrıca davacının zararını ispatlayamadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1739 E., 2023/1398 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2020/355 E., 2022/416 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 23.03.2018 tarihli sözleşmeler ile Konya İli Selçuklu İlçesi ... Kalker Ocağı 78890 Ruhsat nolu alana ilişkin sözleşmede belirtilen ruhsat bilgileri çerçevesinde devir işleminin yapılması hususunda anlaşmaya varıldığını, davacı şirketin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen davalı tarafın haklı bir sebep olmaksızın devir almaktan ve gerekli işlemleri yaparak faaliyete geçmekten kaçındığını, taraflar arasında imzalanan 23.03.2018 tarihli sözleşmenin 7. maddesinde satın alan ya da devir yapan firmanın sözleşme hükümlerinden herhangi birine uymaması veya yükümlülüklerini kısmen veya tamamen yerine getirmemesi veya her iki taraftan birinin devir işleminden vazgeçmesi halinde vazgeçen tarafın karşı tarafa 500.000,00 TL ceza bedeli ile birlikte tüm zarar masraf ve gelir kayıplarını ödemesinin kararlaştırıldığını, davacının sözleşme tarihinden itibaren alanı kullanamadığını ve söz konusu ruhsat ile ilgili maddi beklentilerinin karşılanmadığını ileri sürerek; 23.03.2018 tarihli sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedeli olarak şimdilik 10.000,00 TL ile taraflar arasında imzalanan sözleşmeler nedeniyle davalının yükümlülüklerini yerine getirmemesiyle davacının uğradığı zarar için şimdilik 10.000,00 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak ticari faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; maden haklarının devrinin kanunda özel şekle bağlandığını, sözleşmenin Maden İşleri Genel Müdürlüğünde yetkili memurun önünde düzenlenmesinin geçerlilik şartı olduğunu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin bu şekle uyulmadan hazırlanması nedeniyle geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak talepte bulunulamayacağını, davacı şirketin 23.03.2018 tarihli satış sözleşmesindeki edimlerini yerine getirmeden, maliki olduğu ve devrini gerçekleştireceği maden sahasını kullanıma hazır hale getirmeden davalı şirketten edimlerini yerine getirmesini beklediğini, devir işleminin tamamlanmamasına davacı şirketin sebebiyet verdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi raporu doğrultusunda tarafların edimlerinin yerine getirilmesi hususunda taraflara atfedilecek bir kusurunun bulunamadığı, başka bir ifadeyle davacının davalının kusurlu olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 05.07.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında 23.03.2018 tarihli sözleşme ile belirtilen ruhsat bilgileri çerçevesinde devir işleminin yapılması hususunda cezai şart içeren adi yazılı sözleşme akdedildiği, maden ruhsatının devrinin yetkili memur huzurunda resmi şekilde düzenlenmesi gerektiği, resmi şekil geçerlilik şartı olup aksi halde yapılan sözleşmenin geçersiz olduğu, geçersiz sözleşme nedeniyle tarafların ancak verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebileceği, geçersiz sözleşmelerde kararlaştırılan tazminat ve cezai şart hükümlerinin de geçersiz olduğu, bu kapsamda davacının sözleşmede yazılı cezai şart alacağını talep etmesinin mümkün olmadığı, dosya kapsamı uyarınca davacının menfi ve müspet zarar talebinin de ispat edilemediği, İlk Derece Mahkemesince açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle; istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; Yargıtay kararlarına göre tarafların serbest iradelerini yansıtarak kararlaştırdığı cezai şartların geçerli olduğunu, davalı tarafın devirden vazgeçtiği ve kusurlu olduğu hususunun dosya kapsamı ve dava öncesindeki ihtarnameler ile sabit olduğunu, zira Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün 21.01.2020 tarihli yazısında ruhsatın 21.01.2020 tarihi itibariyle devrine engel hukuki bir durum bulunmamakla birlikte söz konusu ruhsat 09.11.2020 itibariyle iptal edildiğinden halihazırda ruhsatın herhangi bir devir işlemine konu edilmesinin mümkün olmadığının belirtildiğini, sözleşme konusu maden işletme ruhsatının devrinin gerçekleşmesine yönelik hukuki sürecin usulüne uygun bir şekilde müvekkili şirket tarafından başlatılmış olduğunu ve devire hazır hale getirildiğini, ancak davalı şirketin üzerine düşen edimleri haklı bir neden olmaksızın yerine getirmekten kaçındığını, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Konya İl Müdürlüğünün 28.12.2021 tarihli yazısında "ÇED Gerekli Değildir" kararının bulunduğunu, kaldı ki taraflar arasındaki sözleşme gereği müvekkilinin ÇED raporu veya GSM ruhsatı alma gibi bir ediminin de bulunmadığını, davalının ÇED raporu alınmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı gibi ruhsatın devrine engel teşkil eden davaların olduğu iddialarının da doğru olmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, maden ruhsatının devrine ilişkin satış sözleşmelerine dayalı cezai şart ve tazminat istemine ilişkindir.

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeye ve özellikle resmi şekil şartına uygun olmayan maden ruhsatı devrine ilişkin sözleşmenin ve dolayısıyla sözleşmede yer alan cezai şarta ilişkin hükmün geçersiz olmasına, taraflar arasında düzenlenen ikinci sözleşmenin de ruhsat devir işleminin gerçekleşmesine bağlı olduğunun ve davacının zararını ispat edemediğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi