Logo

3. Hukuk Dairesi2024/911 E. 2025/341 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılan bir personelden, ayrılış tarihini takip eden kanun değişiklikleriyle getirilen ek eğitim masraflarının tahsil edilip edilemeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan mecburi hizmet süresinin 10 yıl olduğu, davalı hakkında lehe olan bu hükmün uygulanması gerektiği, ayrıca uçuş eğitimlerine ilişkin masrafların davalının ilişiğinin kesilmesinden sonra yürürlüğe giren yönetmelikle düzenlendiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/263 E., 2023/431 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalının hava kuvvetleri komutanlığında görev yapmakta iken mecburi hizmet süresi dolmadan görevinden 2008 yılında ayrıldığını, kalan hizmet süresi oranında eğitim ve öğretim masraflarının davalıdan tahsili gerektiğini ileri sürerek; 343.647,00 TL'nin davalıdan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 20.05.2015 tarihli dilekçesi ile davalıya ait öğrenim masraflarının yeniden hesaplandığını, ödenmesi gereken tutar olan 191.189,62 TL'nin görevden ayrılma tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davalı ...'in vefat ettiğini, ölü kişi aleyhine dava açılmasının hukuken mümkün olmayıp kamu düzenine aykırı olduğunu, davalı ...'in sorumluluğunun Hava Harp Okulundaki eğitimin devamı sürecinde olup davalı ...'in muvazzaf asker olarak atanması ile yüklenme senedindeki sorumluluğunun son bulduğunu savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 02.02.2016 tarihli kararıyla; davalı ... davadan önce öldüğünden bu davalıya karşı açılan davanın reddine, davalı ... hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile 68.707,94 TL ana para ve 62.325,63 TL faiz üzerinden davanın kısmen kabulüne, ana paraya dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1. Mahkemenin 02.02.2016 tarihli kararının süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 18.10.2017 tarihli ilamla; davacının ıslah dilekçesi ile talebinin 191.189,69 TL olduğunu belirttiği, davacının buradaki talebinin bir usul işlemi olmayıp maddi hukuka taalluk eden kısmi feragat olduğu, Mahkemece feragat edilen kısımla ilgili olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu gerekçesiyle, tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmeksizin kararın bozulmasına karar verilmiştir.

2. Bozmaya uyan Mahkemenin 17.05.2018 tarihli kararıyla; davalı ... davadan önce ölmüş olduğundan bu davalıya ilişkin davanın reddine, davalı ... yönünden davanın 152.457,38 TL'lik kısmından feragat edildiğinden bu miktara ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine, kalan kısım yönünden davalı ... bakımından davanın kısmen kabulüne, 68.707,94 TL asıl alacak ve 62.325,63 TL yasal faiz miktarının asıl alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalı ...'ten alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

3. Mahkemenin 17.05.2018 tarihli kararının onanması üzerine taraf vekilleri karar düzeltme yoluna başvurmuş, Dairemizin 07.10.2021 tarihli ilamıyla; davacı tarafın karar düzeltme isteminin reddine, davalının karar düzeltme istemi yönünden somut olayda Mahkemece, davacının davalının yükümlü olduğu masrafları ispatının davacı da olduğu gözetilerek karar verilerek bozulması gerekirken zuhulen onandığı gerekçesiyle, davalının karar düzeltme talebinin kabulü ile onama ilamının kaldırılarak kararın bozulmasına hükmedilmiştir.

4. Bozmaya uyan Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 25.05.2023 tarihli hesap bilirkisinin hesaplamaları hükme esas alınmak suretiyle, davalı ... davadan önce vefat etmiş olduğundan bu davalıya ilişkin davanın reddine, davalı ... yönünden davacı vekilinin açmış olduğu davanın 152.457,38 TL'lik kısmından feragat ettiğinden bu miktara ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine, kalan kısım yönünden davalı ... bakımından davanın kısmen kabulüne, 38.675,70 TL asıl alacak, 42.259,73 TL yasal faizin asıl alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalı ...'ten alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; karara karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; davanın ıslah edilmesine rağmen kısmen feragat edilmiş gibi hüküm kurulmasının ve feragat sonucu karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davada talep edilen rakamdan kısmen feragat söz konusu olmadığını, Yönetmelikte değişiklik yapıldığı için davalı ...'e ait öğrenim masraflarının yeniden hesaplanmak zorunda kalındığını, ıslah edilerek düşülen talep konusu miktar yönünden Yönetmelikte yapılan değişiklik uyarınca konusuz kalması sebebi ile bu kısım yönünden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerektiğini, yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulduğunu savunarak kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili; müvekkilinin 16.05.2008 tarihinde ilişiğinin kesildiğinin ispat olunduğunu, 2008 tarihinde yürürlükte olan zorunlu hizmet süresinin hesaplamasının nasıl yapılacağına ilişkin 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun (926 sayılı Kanun) 113. maddesine göre TSK Personellerinin zorunlu hizmet süresinin arttırılmasına neden olan hâllerin tahdidi olarak sayıldığını, bunlar arasında davacı tarafından tazminatı istenilen pilotaj eğitim süresinin yer almadığını, 16.05.2008 tarihinde ilişiği kesilen müvekkilinin personel sıfatını yitirdiğini, personel sıfatını yitiren bir kimseye ilişiğinin kesildiği tarihten sonra yürürlüğe giren kanunların tatbik edilemeyeceğini ancak hükme esas bilirkişi raporunda zorunlu hizmet süresinin 15 yıl olduğu değerlendirilerek hesap yapıldığını, davacı yanın tek taraflı düzenlediği çizelgeyi yapılan masrafları gösterir belgelermiş gibi sunduğunu, masrafların gerçekten yapıldığına dair muhasebeye esas belgelerin ibrazı gerektiğini, faiz hesabının temerrüt olgusunun gerçekleşmesine göre değil de masrafların yapıldığı yıl esas alınarak yapılmasının hatalı olduğunu, başlangıç uçuş eğitimi, temel uçuş eğitimi, tekamül uçuş eğitimi adı altında yapılan yağ ve yakıt giderlerinin hesaba katıldığını, pilotaj kursundan dolayı sarf olunan yağ ve akaryakıt giderlerinin kursiyerden tahsil edileceği hususunun sonraki tarihli yönetmelikle getirildiğini, bu masrafların 2008 yılında ordudan ayrılan müvekkilinden talep edilemeyeceğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, 926 sayılı Kanundan kaynaklanan eğitim ve öğretim alacağının tahsili istemine ilişkindir.

1.Bozma ilamlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılamayacak olduğu anlaşılmakla; davacı kurum vekilinin tüm davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2. 6318 sayılı Kanunun 47. maddesi ile 926 sayılı Kanunun 112. maddesinin 1. fıkrasında muvazzaf subay ve astsubaylar, subay ve astsubay nasbedildikleri tarihten itibaren 15 yıl hizmet etmedikçe istifa edemeyecekleri ile ilgili düzenlemede yer alan 15 yıl ibaresi, 22.05.2012 tarihinde 10 yıl olarak değiştirilmiş, 02.01.2017 tarihli ve 681 sayılı KHK’nın 29. maddesiyle bu maddenin 1. fıkrasında yer alan 10 yıl ibaresi tekrar 15 yıl olarak değiştirilmiş ise de; dava açılmadan önce yürürlüğe giren ve tamamlanmamış hukuki durumlar nedeniyle değişen ve lehe olan sonraki kanun hükümleri davalı hakkında uygulanmalıdır. Buna göre, davanın açıldığı 03.11.2014 tarihinde mecburi hizmet süresi 10 yıl olduğundan, Mahkemece bu husus göz ardı edilerek yanılgılı şekilde 15 yıl üzerinden hesaplama yapılan bilirkişi raporuna göre hüküm kurularak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

3. Türk Silahlı Kuvvetleri Personelinin Öğrenim, Eğitim ve Yetiştirme Masraflarının Tespitine Dair Yönetmelik'te helikopter ve uçuş masraflarına ilişkin herhangi bir masraf kalemine yer verilmediği, aynı zamanda söz konusu Yönetmelik'te 11.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle Maliyet Hesabı başlıklı 5. maddesinin (e) bendinde; Uçuş (pilotaj) eğitim merkezlerinde veya uçuş birliklerinde verilen başlangıç, temel, tekamül uçuş (pilotaj) eğitimlerinde, uçuşta sarf edilen yağ, yakıt ve oksijen giderleri, (f) bendinde; Uçuş (pilotaj) eğitim merkezlerinde hizmet alımı yoluyla tedarik edilen başlangıç, temel, tekamül uçuş (pilotaj) eğitim masraflarının hesaplanmasında bu maddenin birinci fıkrasının (a),(b),(c),(d) ve (e) bentlerinin dikkate alınacağının belirtildiği, söz konusu uçuş eğitimlerine ilişkin değişikliğin davacının görevden ayrıldığı tarihten sonra yürürlüğe girdiğinin anlaşılmaktadır. Bu halde, Mahkemece; davacı Kurumun bu masraflara ilişkin talebinin Türk Silahlı Kuvvetleri Personelinin Öğrenim, Eğitim ve Yetiştirme Masraflarının Tespitine Dair Yönetmelik hükümlerine göre haklı olmadığı gözetilerek, bu yöne ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek söz konusu masraf kalemlerini hesaplamada dikkate alan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

20.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.