"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/89 E., 2023/295 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı ...’ın ... (TMO) Giresun Şube Müdürlüğüne bağlı ... Ekip Şefliğinde 2008-2009 yılı fındık alım kampanyasında ekip şefi, diğer davalıların ise kuruma fındık teslim eden ve fındık teslimine aracılık eden üretici ve tacirler olduklarını, fındık alımlarında usulsüzlük yapıldığı şüphesiyle yapılan incelemede satın alma şartlarına ve fındık kalite standartlarına uymayan nitelikte fındık alımı yapılıp, fazla bedel ödenmesi suretiyle kurumun zarara uğratıldığının tespit edildiğini, davalılar hakkında Giresun Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/102 Esas sayılı dava dosyası ile rüşvet almak ve vermek, kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık suçlarından dava açıldığını, kurumun toplam 118.071,00 TL zarara uğratıldığını ileri sürerek, 118.000,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 118.161 TL'ye artırmıştır.
II. CEVAP
Davalılar, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece; kurumun zarara uğramasında sorumlulukları bulunmadığından davalılar ... ve ... hakkında açılan davanın reddine, zararının oluşmasında suçları sabit olan davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... bakımından davanın kabulü ile 118.161,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair verilen karar davacı ve davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkemenin 11.06.2015 tarihli kararının süresi içinde davacı ve davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 19.12.2018 tarihli ve 2018/1211 E., 2018/12391 K. sayılı ilamıyla; kurum ile davalılar arasında fındık satışına ilişkin sözleşme ilişkisi bulunduğu, bu nedenle her bir davalının sözleşme ilişkisi çerçevesinde oluşan zarardan sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi gerektiği, buna göre mahkemece, gerekirse yeniden bilirkişi raporu alınarak her bir davalının sorumlu olduğu miktar belirlenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, müteselsil sorumluluk esasına göre karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuş, bozma nedenine göre davacı ve davalıların sair temyiz itirazları incelenmemiştir.
2. Bozmaya uyan mahkemece; alınan bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile 181,75 TL kurum zararının davalılar ... ve ...’dan, 231,82 TL kurum zararının davalılar ... ve ...’dan, 117.531,36 TL kurum zararının davalı ...’dan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsiline, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
3. Dairenin 07.12.2022 tarihli, 2022/7008 E., 2022/9278 K. sayılı ilamıyla Mahkemece davalılardan ... ve ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden ise davanın kabulüne dair verilen karar, davacı ve davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiş, böylece temyiz etmeyen diğer davalıların imzaladıkları sözleşmeler nedeniyle oluşan zarardan sorumlu oldukları hususunun kesinleştiği, hükmü temyiz etmeyen davalıların oluşan zarardan imzalamış oldukları sözleşmeler nedeniyle sorumlu oldukları gözetilerek, her bir davalının sorumlu olduğu miktar TBK m. 50/2 hükmü de gözetilmek suretiyle belirlenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonrasında yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğu, davalılar ..., ..., ..., ... ve ...'in karar başlığında taraf olarak gösterilmemesi ve bu doğrultuda gerekçede de bir açıklamaya yer verilmemesi, davaya taraf olmadığı gibi vefat etmiş olan ...'ın davalı olarak gösterilip hakkında hüküm kurulması nedeniyle karar bozulmuş, bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
4. Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyada eksik olan gider avansını tamamlaması için HMK madde 115/2 gereği verilen kesin süreye rağmen gider avansının yatırılmaması sebebiyle dava usulden reddedilmiştir. Karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; mahkemece usulüne uygun ihtaratta bulunulmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davacı kurumun zarara uğraması nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
1.Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye, bozma kapsamı dışında kalan hususların kesinleşmiş olmasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2. Dava 30.12.2009 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda gider avansı alınmasına yönelik bir düzenleme mevcut değildir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 114/g maddesinde ise, gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir. HMK’nun harç ve avans ödenmesi başlıklı 120/2. maddesinde avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın delil ikamesi için avans başlıklı 324 maddesinde ise, taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorunda olduğu, verilen kesin sürede yatırılmadığı takdirde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK'nın 448.maddesine göre: “Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.” düzenlemesi yer verilmiş olup, anılan düzenlemeye göre, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal yürürlüğe girecektir.
3. Somut olayda, davanın 1086 sayılı HUMK zamanında açılmış bulunması ve olayda dilekçelerin teati aşamasının geçilip, tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada, sadece HMK’nın 324 maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği gözden kaçırılarak, yazılı şekilde gider avansı yatırılması istenerek, verilen kesin süre içerisinde de belirtilen eksikliklerin giderilmediğinden bahisle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi hatalıdır. Kaldı ki, Mahkemece bir haftalık kesin süre verilmek suretiyle yapılan ihtar da usulüne uygun değildir. Mahkemece, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
1086 sayılı Kanun'un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
08.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.