"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/77 E., 2018/7 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş; Mahkemece, davalı vekilinin dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Ek karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü;
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3. maddesi, " 1- Bölge adliye mahkemelerinin, 26/09/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici, 2 nci maddesi uyarınca Resmi Gazete'de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki uygulanmasına devam olunur.
2- Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar Bölge Adliye Mahkemelerine gönderilemez.
3- Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır." şeklinde düzenlenmiştir.
1086 sayılı Hukuk Usula Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 432. maddesine göre, asliye mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresi onbeş gündür. Bu süre, usulen taraflardan herbirine tebliğ ile başlar.
Yine anılan Kanun'un, kararın kapsadığı hususları düzenleyen 388/4 maddesi ile aynı yönde düzenleme getiren 6100 sayılı Kanun'un 297/1-ç maddesinde, "....varsa kanun yolları ve süresini" demek suretiyle, hakime kanun yolu ve süresini taraflara bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
Açıklanan olgular ve anılan yasal düzenlemelere göre; temyiz incelemesinde 1086 sayılı Kanun'un uygulanması gerektiği, asliye mahkemesi kararlarının temyiz süresinin tebliğden itibaren onbeş gün olduğu açıktır.
Bu itibarla Mahkemece; 1086 sayılı HUMK hükümlerine göre temyiz süresinin 15 gün olarak belirtilmesi gerekirken temyiz süresinin kısa karar ve gerekçeli kararda 6100 sayılı HMK hükümlerine göre iki hafta olarak gösterilmesinin hatalı olduğu tebliğin 15.02.2018, temyiz tarihinin ise 02.03.2018 olup süresinde olduğu anlaşılmakla Mahkemenin 06.03.2018 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Davalı ... mirasçıları vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; dava konusu taşınmazın, öncesinde müvekkilinin murislerine ait olduğunu, murisi ile davalı arasında yarıcılık sözleşmesi düzenlendiğini, davalının gelirin yarısını vermeyerek bağın kendisine ait olduğunu iddia ettiğini, daha önce bu konuda açılan 2004/30 E. sayılı davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini ileri sürerek; taraflar arasındaki yarıcılık sözleşmesinin feshine, 10 yıldır elde edilen gelire karşılık şimdilik 8.500,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar, davanın reddini istemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece verilen 15.01.2015 tarihli kararla; yarıcılık ilişkisi hasılat kirası olup, 6100 sayılı Kanun'un 4/a maddesi gereğine Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Dairece verilen 23.05.2017 tarihli kararla; "...Dava, 6100 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce açılmıştır. Bu nedenle, Mahkemenin görevi 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 8. maddesi uyarınca, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine verilmiştir. Bu durumda görevli Mahkeme 1086 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesi olup Mahkemece bu gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, 6100 sayılı Kanun'un 4/a maddesi gereğince görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir. Bundan ayrı, 6100 sayılı Kanun'un 331/2 ve 323/ğ maddesine aykırı olarak, davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir. " gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
2. Bozmaya uyan Mahkemece ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 1086 sayılı Kanun'un 8/2 maddesi gereğince görevsizlik karar verilmiş; karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı ... mirasçıları vekili; yargılama sırasında müvekkili Hasan vefat ettiği halde eksik taraf teşkili ile karar verildiğini, mirasçılarının davaya dahil edilmediğini, taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığını, adi ortaklık bulunduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Gerekçe ve Değerlendirme
Uyuşmazlık, kira ilişkisine dayalı alacak ve sözleşmenin feshi istemine ilişkindir.
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Mahkemenin 06.03.2018 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA,
2. Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,26.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.