"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/781 D. İş, 2021/803 K.
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEM HEYETİ
SAYISI : İHK-2021/29195
DAVA TARİHİ : 04.03.2021
HÜKÜM/KARAR : Davalı Vekilinin İtirazının Reddi/ Davanın Kabulü
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ
SAYISI : K-2021/103844
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda, Uyuşmazlık Hakem Heyetince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.
İtiraz Hakem Heyeti kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ... tarafından Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı olan belediye otobüsü sürücüsünün otobüste yolcu olan davacının inmesini beklemeden hareket etmesi sonucu meydana gelen kazada davacının yaralandığını ve % 17.2 oranında malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107 nci maddesi uyarınca 5.100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 100,00 TL geçici bakıcı gideri olmak üzere toplam 5.300,00 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; yargılama sırasında bedel artırım dilekçesi ile sürekli iş göremezlik talebini 41.362,17 TL, geçici iş göremezlik talebini 7.316,08 TL ve geçici bakıcı gideri talebini 5.116,80 TL olmak üzere toplam talebini 53.795,05 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından dosyaya sunulan maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmediğini, bu nedenle davalı kuruma usulüne uygun başvuru yapıldığından bahsedilemeyeceğini, davalı şirketin geçici iş göremezlik tazminatı ve geçici bakıcı giderinden sorumluluğunun bulunmadığını, davalı şirketin sorumluluğundan bahsedebilmek için öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, müterafik kusur nedeniyle tazminat tutarından indirim yapılması gerektiğini, davalı ... şirketine usulüne uygun başvurudan bahsedilmeyeceğinden davalının temerrüdünün söz konusu olmadığını, avans faizi talebinin yerinde olmadığını ve davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde belirlenen vekalet ücretinin 1/5'i kadar olması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyaya sunulan maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri uyarınca hazırlandığı, kaza tespit tutanağında davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun tespit edildiği, aktüer bilirkişi raporunda davalıya sigortalı araç sürücüsünün % 100 kusuru, davacının % 17.2 maluliyet oranı, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemi ile davacının sürekli iş göremezlik tazminatının 41.362,17 TL, geçici iş göremezlik tazminatının 7.316,08 TL ve geçici bakıcı giderinin 5.116,80 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile toplam 53.795,05 TL maddi tazminatın 04.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına süresi içinde davalı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.
B. İtiraz Sebepleri
Davalı vekili itiraz dilekçesinde; dosyada mevcut maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine uygun olarak hazırlanmadığını, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini, tazminat hesabının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve % 1,8 teknik faiz esas alınarak yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı ile geçici bakıcı gideri talebinin sağlık gideri teminatı kapsamında olmadığını, sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumu'na ait olduğunu ve davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin asliye hukuk mahkemeleri için hesaplanacak vekâlet ücretinin 1/5'i oranında olması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından dosyaya sunulan maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine uygun olarak hazırlandığı, kaza tespit tutanağı ile sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusurlu olduğunun sabit olduğu, davacının yolcu konumunda olduğu, kazanın oluşumunda ve zararın artmasında kusurunun bulunmadığı, Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarihli kararı gereğince davacının zararının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemine göre belirlenmesinin yerinde olduğu, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderine ilişkin talebin teminat kapsamında olduğu ve davacı için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin itirazlarının reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerle İtiraz Hakem Heyeti kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı ... tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı kazada davacı yolcunun yaralanması nedeniyle geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile geçici bakıcı gideri talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 54 üncü maddesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 85 inci, 91 inci, 97 nci ve 99 uncu maddeleri, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30 uncu maddesinin on yedinci fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16 ncı maddesinin on üçüncü fıkrası, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 17 nci maddesi, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması hâlinde, zararın kapsamının tespiti açısından geçici iş göremezlik süresi ile sürekli iş göremezlik oranının doğru bir şekilde belirlenmesi zorunludur. Söz konusu belirlemenin, bağlı oldukları mevzuat uyarınca sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastaneler veya sağlık kuruluşları tarafından çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetince kaza tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılması gerekir.
Davaya konu kazanın meydana geldiği 05.02.2019 tarihinde Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükte olup bu Yönetmelik’in ekinde yer alan “Özür Oranları Cetveli”nin “alt ekstremiteye ait sorunlarda özürlülük oranları” başlıklı 3 üncü maddesinde, “...özürlülük hastanın mevcut durumuna göre belirlenmeli, kişi özrünün zaman içerisinde değişebilme ihtimali varsa rapor süreli olarak verilmelidir. Devamlı özürlülük raporu verilmeden önce, hastada iyileşmenin durduğu, son bir senedir herhangi bir düzelmenin olmadığı tespit edilmelidir. Alt ekstremitenin sürekli bozukluklarının değerlendirilmesinde anatomik, tanısal ve fonksiyonel yöntemler kullanılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; yaralanma alt ekstremiteye ilişkin olup kazanın meydana geldiği tarih ile hükme esas alınan sağlık kurulu raporunun düzenlendiği tarih arasında bir yıllık süre geçmemiştir. Bu nedenle hastada iyileşmenin durduğu son bir senedir herhangi bir düzelmenin olmadığı tespit edilmeden alınan rapora itibar edilerek karar verilmesi doğru değildir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının yeniden muayenesi yapılarak kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi amacıyla kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Yönetmelik hükümlerine ve ekindeki Özür Oranları Cetveli’ne göre yukarıda açıklandığı şekilde yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266 ve devamı maddeleri gereğince, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir.
Somut olayda, kazaya ilişkin kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun belirlendiği, davalı vekili tarafından tarafların kusur oranlarının belirlenmesinin istendiği, Uyuşmazlık Hakem Heyetince trafik kazasında tarafların kusur oranları belirlenmeden davacının kusursuz, sigortalı araç sürücüsünün ise tam kusurlu olduğu kabul edilerek yapılan hesaplamaya itibar edildiği anlaşılmaktadır.
Şu durumda, İtiraz Hakem Heyetince dava konusu trafik kazasına ilişkin varsa ceza soruşturma dosyası da dosya arasına alınarak tüm deliller değerlendirilmek suretiyle tarafların olaydaki kusur oranlarının tespiti için üniversite öğretim üyelerinden veya Karayolları Genel Müdürlüğünde görevli fen heyetinden seçilecek uzman bilirkişilerden denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
4. 5684 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü ve AAÜT’nin 17/2 nci maddeleri bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla; İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak anılan mevzuat uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
VI. KARAR
1- Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Değerlendirme bölümünün (2), (3) ve (4) numaralı bentlerinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine,
Dosyanın, mahkemeye gönderilmesine,
11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.