Logo

4. Hukuk Dairesi2024/10612 E. 2024/11214 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın karıştığı trafik kazasında yaralanan motosiklet sürücüsünün, sürekli iş göremezlik tazminatı talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından sunulan sağlık kurulu raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan mevzuata uygun düzenlenmemiş olması, temerrüt faizinin davacının talebinin aksine daha erken bir tarihten başlatılmış olması ve davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin mevzuata aykırı şekilde tam olarak belirlenmiş olması gözetilerek, İtiraz Hakem Heyeti kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2022/233 E., 2022/233 K.

İtiraz Hakem Heyeti kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; 22.11.2017 tarihinde davacının kullandığı motosiklet ile sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın karıştığı trafik kazasında davacının yaralandığını ve malul kaldığını, aracın plakası ve sürücüsü tespit edilemediğinden zararın giderilmesi için davalı ... Hesabına başvurulduğunu ancak bu başvuruya olumlu yanıt verilmediğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 09.09.2021 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte ve 1.500,00 TL rapor ücretinin davalı sigorta şirketinden tahsilini talep etmiş, sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 09.12.2021 tarihinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 38.400,00 TL' ye ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; kazanın oluş şekli hakkında kanaat edilemediğinden tazminat talebinin karşılanmasının mümkün olmadığını, kaza tespit tutanağının davacının beyanı doğrultusunda düzenlendiğini, bu beyan dışında kazanın oluşumuna ilişkin hiçbir delil bulunmadığını, maluliyet raporu sarf ücretinden sigorta şirketinin sorumlu tutulamayacağını, rapor ücretinin aynı kazaya ilişkin yapılan 2021.E.135065 sayılı başvuruda da istendiğini, aynı kazaya ilişkin Sigorta Tahkim Komisyonuna farklı başvuru yapılmış olduğunu, usul ekonomisi bakımından 2021.E.135065 sayılı dosyanın huzurdaki başvuru ile birleştirilmesi gerektiğini, maluliyet oranının ve malul kaldığının hastane raporu ile ispat edilmesi gerektiğini, raporun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan maluliyet yönetmeliğine uygun düzenlenmesi gerektiğini, maluliyet raporunun ikametgaha en yakın üniversite hastanesinden alınmadığını, kusur oranının uzman bilirkişi marifeti ile belirlenmesi gerektiğini, davacının kask takıp takmadığının araştırılması gerektiğini, bu araştırma sonucunda kask takmadığının anlaşılması karşısında bu ve davacının yeterli sürücü ehliyeti bulunmadığı dikkate alınarak müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, zararın miktarının da uzman bilirkişi tarafından belirlenmesi gerektiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından ödenen bir tazminat olup olmadığının araştırılması gerektiğini, ...' nın sorumluluğunun limit ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, avans faizi talep edilemeyeceğini, TRH-2010 Yaşam Tablosu ve teknik faiz kullanılarak hesap yapılması gerektiğini, ...'nın temerrüde düşmediğini, davalının aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi halinde bu vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT)' ne göre belirlenen rakamın 1/5' i oranında olması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre davanın kabulüne, ıslah dikkate alınarak 38.500,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 25.06.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 1.500,00 TL rapor ücretinin de yargılama giderleri arasında kabulüne karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine; İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kaza tespit tutanağı, ifade tutanağı, muayene raporunun davacının maluliyetinin trafik kazasından kaynaklandığı iddiasını ispat için yeterli olduğunu, derdestliğin söz konusu olmadığını, davacının bu hususta cevap dilekçesindeki beyanları ile itiraz dilekçesindeki beyanlarının çelişkili olduğunu, sunulan maluliyet raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğunu, kusur raporunun da oluşa uygun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunduğunu, progresif rant yöntemi ile hesap yapılmasında hata bulunmadığını, rapor ücretinin yargılama giderleri arasında kabulünde hata bulunmadığını, müterafik kusur indirimi yapılmamasının yerinde olduğunu, temerrüdün doğru belirlendiğini, vekalet ücretinde hata bulunmadığını belirterek itirazın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; başvuru konusu trafik kazasının oluş şekli hakkında başvuru sahibinin beyanına göre düzenlenmiş trafik kazası tespit tutanağı dışında belge bulunmadığını, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın olay hakkında daimi arama kararı olmadığını, olayın ve zararın plakası tespit edilemeyen araçtan kaynaklandığının ispat edilemediğini, başvuru sahibinin aynı konuda daha önce 2021.E.13506 sayılı başvurusu olduğundan işbu buşvurunun derdestlik nedeniyle reddi gerektiğini, davacının sürekli maluliyet oranının yürürlükteki yönetmeliğe göre düzenlenmediğini, ikametgaha en yakın hastaneden alınmadığını, kusur raporunun sırf başvuru sahibinin beyanına göre düzenlendiği için hükme esas alınamayacağı, tazminat hesabının TRH-2010 Yaşam Tablosu ve %1,65 teknik faiz ile yapılması gerektiğini, ıslahın kötüniyetle temyiz yoluna başvuru engellemek için 40.000,00 TL'lik sınırın altında tutulduğunu, sağlık kurulu raporu ücretinin sigorta kuruluşundan talep edilemeyeceğini, başvuru sahibinin yaralanma şeklinden motosiklet kullanırken koruyucu ekipman kullanmadığının anlaşıldığını yine başvuru sahibinin motosiklet kullanmak için yeterli sürücü belgesi bulunmadığı için tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, temerrüt tarihinin ancak Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvuru tarihinden başlatılabileceğini, başvuru sahibi lehine 1/5 oranında vekalet ücreti yerine tam vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararı temyiz etmektedir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık; plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın karıştığı trafik kazasında yaralanıp malul kalan davacı sürücünün sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve hesaplama yönteminde hata bulunmamasına ve müterafik kusur indirimi yapılmamasının yerinde olmasına göre kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması hâlinde, zararın kapsamının tespiti açısından geçici iş göremezlik süresi ile sürekli iş göremezlik oranının doğru bir şekilde belirlenmesi zorunludur. Söz konusu belirlemenin, bağlı oldukları mevzuat uyarınca sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastaneler veya sağlık kuruluşları tarafından çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılması gerekir.

11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ilâ 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ilâ 01.06.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 ilâ 20.02.2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik ve 20.02.2019 tarihinden sonra ise Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik yürürlükte olduğundan kaza tarihinde geçerli mevzuat uyarınca sağlık kurulu raporu düzenlenmelidir. Eldeki davada kaza, 22.11.2017 tarihinde meydana gelmiştir.

Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince; davacı tarafından kararın temyiz edilmediği göz önüne alındığında davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek davacının kazaya ilişkin tüm tedavi evrakı eklenip (eksik varsa temini ile) dosyada bulunan sağlık kurulu raporları da irdelenmek ve bizzat muayene edilmek suretiyle kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak ve yukarıda açıklandığı şekilde yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

3. 6100 sayılı HMK’nın "Taleple bağlılık ilkesi" başlıklı 26 ncı maddesinin 1 inci fıkrası "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." şeklindedir.

Dosyanın incelenmesinde; davacı vekilinin dava dilekçesinde 09.09.2021 tarihinden itibaren temerrüt faizinin işletilmesini talep ettiği, ıslah dilekçesinde aynı talebini yinelediği, İtiraz Hakem Heyetince ise davacının talebi aşılmak suretiyle 25.06.2021 tarihinden itibaren işleyecek faize karar verildiği anlaşılmaktadır.

Şu durumda İtiraz Hakem Heyetince, 6100 sayılı HMK’nın 26 ncı maddesinin 1 inci fıkrasındaki hüküm gözetilmek suretiyle davacı vekilinin talebiyle bağlı kalınarak 09.09.2021 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.

4.5684 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü ve AAÜT’nin 17/2 nci maddeleri bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği anlaşılmaktadır.

Bu itibarla; İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak anılan mevzuat uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.

VI. KARAR

1-Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2-Yukarıda (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.