"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2024/943 D.İş-980
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEM HEYETİ
SAYISI : 2024/KIT-1584
İtiraz Hakem Heyetince verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İtiraz Hakem Heyetince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İtiraz Hakem Heyeti kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün kusurlu hareketiyle gerçekleşen kazada davacının yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 41.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında talebini arttırmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davadan önce usulüne uygun başvuru şartının yerine getirilmediğini, sunulan maluliyet raporunun hatalı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
III. BOZMADAN ÖNCEKİ UYUŞMAZLIK ve İTİRAZ HAKEM HEYETİ KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetince hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılamak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara davalı vekili tarafından itiraz edilmiş, İtiraz Hakem Heyetince davalının itirazlarının reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 11.05.2023 tarihli ve 2021/26458 Esas, 2023/6322 Karar sayılı ilamı ile, davalının diğer temyiz itirazları reddedilerek, karara esas alınan maluliyet raporunun usulüne uygun olmadığı, usulüne uygun maluliyet raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
B. İtiraz Hakem Heyetince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonunda davalının itirazlarının kısmen kabulüne, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, bozma ilamından önce davacının maluliyet oranının %43 olarak belirlendiği ve bu oran üzerinden tazminat hesabı yapılarak karar verildiği, bozma ilamından sonra alınan raporda davacının maluliyet oranının %34 olarak tespit edildiği, yeni maluliyet oranı üzerine yeni bir aktüer raporu alınmayarak %43 maluliyet oranına göre hesaplanan tazminatın %34 oranına revize edildiğinde davacının talep edebileceği zararının 354.132,69 TL olduğu, hesaplanan bu miktardan %20 müterafik kusur indirildiğinde davacının zararının 283.305,89 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle 283.305,89 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 100,00 TL geçici bakıcı giderinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; hesaplanan tazminattan müterafik kusurun indirilmesinin hatalı olduğunu, müterafik kusurun şartlarının oluşmadığını belirterek İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasını istemiştir.
Davalı vekili, davadan önce usulüne uygun başvuru şartının yerine getirilmediğini, karara esas alınan maluliyet raporunun hatalı olduğunu, kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, hesaplamanın hatalı olduğunu, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderlerinden sorumlu olmadıklarını, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini belirterek İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
Uyuşmazlık; davalıya Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk sigortalı aracın karıştığı trafik kazası nedeni ile bedensel zarara dayalı tazminat talebine ilişkindir.
Bozma sonrası İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın bozmaya uygun olması, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaması, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmamasına göre; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda dökümü yazılı temyiz harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Aşağıda dökümü yazılı peşin alınan harcın onama harcına mahsubuna,
Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,
14.11.2024 tarihinde Üye ...'ın karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.
(Karşı Oy)
KARŞI OY
Davacı sürekli maluliyetinin bulunduğu gerekçesi ile tazminat talebinde bulunmuştur. Uyuşmazlık Hakem Heyeti başvurunun kısmen kabulüne karar vermiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına davalı vekili itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti itirazınreddinekarar vermiştir.
İtiraz Hakem Heyeti Kararını davalı vekili temyiz etmesi üzerine Daire,kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine uygun şekilde denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi amacıyla, yeni bir rapor alınıp (usulü kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesi hükmün bozulmasına karar vermiştir.
İtiraz Hakem Heyetince bozma sonrası olay tarihinde yürürlükte olan Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet raporu almış ancak yeniden hesap raporu almadan bozmadan önce bozma konusu yapılan maluliyet raporuna göre yapılmış hesap raporunu esas alarak bozmadan sonra belirlenen maluliyet oranına tazminatı oranlayarak kendisinin belirlediği tazminatı hüküm altına almıştır.
Türk Borçlar Kanunu 51. maddesine göre;“Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.”hükmüne göre tazminatın kapsamını belirleme görevi hakime verilmiştir. Hakim haksız fiile dayalı tazminatın kapsamını belirlerken TBK’nun 55. maddesine göre Türk Borçlar Kanunu ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre belirleyecektir. Bu nedenle hakim tazminatın kapsamını belirlerken Yargıtay’ın öteden beri yerleşik içtihatları doğrultusunda kaza tarihindeki yönetmeliğe uygun olarak davacının maluliyet oranını belirler rapor alması gerekir. Uyuşmazlık hakeminin kanunun kendisine verdiği görevi yapmayarak olay tarihinde yürürlükte olmayan yönetmeliğe göre maluliyet oranını belirler rapor aldırması zarar gören davacının kusuru olarak kabul edilemez. Bu nedenle bozmadan sonra İtiraz Hakem Heyetinin doğru yönetmeliğe göre aldırdığı maluliyet raporuna göre belirlenen maluliyetini esas alarak usulü müktesep haklar korunarak yeniden tazminat hesabı yaptırması gerekir. Zira tazminatın hesaplanmasına etki eden unsurlardan birinin doğru uygulanmaması nedeniyle kararın bozulması durumunda tazminat hesabının davacının bilinen son gelirlerine göre yapılması Yargıtayca kabul edilmiş “Bilinen gelir varken varsayıma dayalı hesap yapılamaz.” ilkesine uygun olacaktır. Tazminat hesabı yapılırken zarar görenin tazminata esas geliri rapor tarihindeki bilinen son gelir esas alınır. Bozma kararından sonra tazminat hesabı yapılırken zarar görenin kaza tarihine göre farklı olan yeni gelirinin ne kadar olduğubilinmektedir. Bu nedenle rapor tarihinden önceki gelirler bilindiği için bilinen dönem, rapor tarihinden sonraki dönem gelirinin ne olacağı bilinmediğinden “Bilinmeyen dönem” olarak progresif rant formülü ile bilinen son gelirine göre %10 artırma ve %10 eksiltmeye göre hesaplanır.
Dairenin bozma kararından sonra hakemce doğru yönetmeliğe göre maluliyeti belirledikten sonra ilk rapor tarihine göre asgari ücretteki artışı hakem bilmektedir. Bu nedenle hakem bilinen asgari ücrete göre tazminat hesabı yaptırması gerekir. Zira bilinmeyen dönem hesabı yaparken en son bilinen geliri üzerinden yapılması zorunludur. Bilinen gelir varken varsayıma dayalı bilinmeyen dönem hesabı yapılamaz.
Diğer taraftan kaza tarihinde yürürlükte olan doğru yönetmeliğe göre yeniden maluliyet oranı belirlendiğine göre bu rapora göre tazminat hesabının yapılması HMK 266 ve devamı maddelerine göre uzmanlık isteyen bir husustur. Uzmanlık isteyen bir konuda hakimin/hakemin kendiliğinden oranlama yaparak tazminatı belirlemesi usul ve yasalarımıza uygun değildir.
Ayrıca hakemin oranlama yaparak belirlediği tazminat hesabı hükümle birlikte taraflara tebliğ olunduğu için tarafların bu hesabı HMK 281. maddesine göre kendilerine tebliğ ile itiraz etmeleri için iki haftalık süre verilmediği bir başka ifade ile kanunda verilen itiraz hakkı tanınmadığı anlaşıldığından bu yönden de verilen karar usul ve yasaya uygun değildir.
Tüm bu gerekçelerle kararın bozulması gerekirken Sayın Çoğunluğun onama yönündeki kararına katılmıyorum.