Logo

4. Hukuk Dairesi2024/13747 E. 2025/200 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşverenin, trafik kazası sonucu çalışanının ölümü nedeniyle ödediği tazminatı, kazaya karışan aracın sigorta şirketinden rücuen talep etmesi üzerine, sigorta şirketinin sorumluluğunun belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Rücu talebinin dayanağı olan iş mahkemesi kararının kesinleşmemiş olması ve bu kararın sigorta şirketinin sorumluluğunun belirlenmesinde bekletici mesele niteliğinde olması gözetilerek, İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/461-2021/573

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEM HEYETİ

SAYISI : 2021/İHK-18523

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ

SAYISI : K-2021/8952

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda, Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince davalının itirazının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İtiraz Hakem Heyeti kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; zarar görenler tarafından müvekkili aleyhine ikame edilen Bakırköy 21. İş Mahkemesi’nin 2017 / 492 Esas sayılı dosyasının aleyhine başvurulan sigorta şirketine de ihbar edildiğini, bu dava sonucunda müvekkili aleyhine hükmedilen tazminatın ödendiğini, kazaya sebebiyet veren 34 AN 3925 plakalı aracın davalı nezdinde sigortalı olduğunu, kazanın 17.12.2015 tarihli olduğunu, mahkeme kararı uyarınca yapılan bir protokolle hak sahiplerine toplam 358.354,81 TL ödendiğini, sigortalı aracın %70 kusuru oranında bu tazminatın tahsili için sigorta şirketine başvurulduğunu ancak ödeme yapılmadığını beyan ederek fazlaya dair hakları saklı olmak üzere 5.000,00 TL’nin ödeme tarihi olan 09.07.2020’den itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, talebini ıslah dilekçesiyle 207.452,90 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zarar görenlere 02.06.2016 tarihinde 71.723,00 TL ödeme yapıldığını, bu nedenle zarar görenlerin zararı karşılandığından başvurunun reddi gerektiğini, başvuru sahibinin ödediği tazminattan müvekkilinin sorumlu olmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kazanın gerçekleşmesinde kusurlu olmadığını, zarar görenlere SGK tarafından ödeme yapılmışsa hesaplanacak tazminattan düşülmesi gerektiğini, tazminat hesabının aktüer bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini, yasal faizden sorumlu olduklarını beyanla başvurunun reddini talep etmiştir.

III. UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; trafik iş kazası sonucu vefat eden kişinin hak sahipleri tarafından başvuru sahibi işverenine ikame edilmiş olan dava sonucunda tesis edilen mahkeme kararına dayanılarak yapılan ödemenin, KTK’nın 85 ve 90. maddeleri uyarınca işletenin tehlike sorumluluğu esaslarına göre ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve limit ve şartları dahilinde müşterek ve müteselsil sorumlu olan aleyhine başvurulan sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiği, bilirkişi tarafından usulüne uygun olarak düzenlenen ek rapor sonrasında taraflarca da itiraz görmeyen hesaplama sonucuna göre ve dava öncesi yapılan ödemeden kalan limit dahilinde olan ve ıslah ile yükseltilen talep miktarı olan 207.452,90 TL üzerinden kabulüne, bu miktarın 09.07.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte aleyhine başvurulan sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine ödenmesine karar vermiştir.

IV. İTİRAZ

A. İtiraz Yoluna Başvuranlar

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına süresi içinde davalı vekili itiraz etmiştir.

B. İtiraz Sebepleri

Davalı vekili itiraz dilekçesinde; rücu dayanağı olan Bakırköy 21. İş Mahkemesinin 2017/492 E. sayılı dosyasından verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği hususu araştırılmadan hüküm verildiği, müteveffanın eşi tarafından müvekkili şirkete başvuru yapılmış olup, müvekkili şirkete yapılan başvuru sonucunda müvekkili şirket tarafından 02.06.2016 tarihinde mirasçı eşe toplam 71.723,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi yapıldığı, bu ödemeye istinaden mirasçı eş ile imzalanan ibraname gereğince müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun kalmadığı, eğer tazminata hükmedilecek ise, ödenen bu tutarın güncellenmiş halinin mahsup edilmesi gerektiği, muris belediye işçisi olup, SGK tarafından mirasçılara ödenen peşin sermaye değerinin tamamının tazminat hesaplamasından düşülmesini, ancak yapılan yargılamada SGK tarafından mirasçılara ödenen peşin sermaye değeri tazminat tutarından düşülmediğini, müteveffanın anne babasının hayatta olup olmadığının araştırılmadığını, bu nedenle eksik inceleme yapıldığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı düzenlendiğini, davalı tarafından yapılan ödemenin güncellenerek tenzil edilmesi gerektiğini, raporda kusura göre vekalet ücretinin de paylaştırılmasını, raporda faizin yanlış hesaplandığını, davanın ihbar edildiği tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, ayrıca icra vekalet ücretinin de yanlış hesaplandığını, 2021 yılı esas alınarak hesaplama yapıldığını, raporun hükme esas alınmaması gerektiğini, 09.07.2020 temerrüt tarihinden itibaren yasal faize hükmedildiği oysa başvuranın rücu talebi 11.08.2020 tarihinde müvekkili şirkete tebliğ edildiğini, faizin başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, karşı taraf lehine 1/5 oranında karşı vekalet ücreti takdir edilebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı vekilinin itirazlarının kısmen kabulüne, "...kararın a.bendinde faizin başlangıç tarihi olarak belirlenen 09.07.2020 tarihinin 22.08.2020 tarihi olarak düzeltilmesine, diğer hükümlerinin aynen uygulanmasına" karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; rücu dayanağı Bakırköy 21. İş Mahkemesinin 017/492 E. sayılı dosyasından verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği hususunun araştırılmadığını, ibraname dolayısıyla başvuranın talep ve dava hakkı bulunmadığını, muris belediye işçisi olup, SGK tarafından mirasçılara ödenen peşin sermaye değerinin tamamının, tazminat hesaplamasından düşülmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı tespitlere dayandığını, hakem kararlarına esas alınan bilirkişi raporunda, hukuk yargılamasında verilen karar esas alınarak sigortalı aracın %70 kusuruna göre tazminat tutarı belirlenmesinin hatalı olduğunu, vekalet ücreti yönünden de kusur dağılımı yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin yaptığı ödeme tarihinden davacının ödeme yaptığı tarihe kadar faiz hesabı yapılmasını, müteveffanın anne ve babasının hayatta olup olmadığının araştırılmadığını, davacı lehine tam vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

Uyuşmazlık; davalı ... tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk

Sigortası (ZMSS) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle davacının ödediği tutarın davalıdan rücuen tahsili talebine ilişkindir.

1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 165 inci maddesinin (1) inci fıkrası; “Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.” şeklindedir. Bir davadaki asıl sorun hakkında karar verilebilmesi için daha önce çözülmesi gereken bir sorunun başka bir mahkeme tarafından başka bir davada karara bağlanması gereken hallerde bekletici mesele söz konusu olur. Derdest olan bir davanın sonuçlanmasının başka bir davada bekletici sorun yapılabilmesi için bekletici mesele yapılacak davanın başka bir mahkemede görülmekte olması ve iki dava arasında bağlantı bulunması gerekir.

Dosya incelendiğinde; davacı olan işveren şirket aleyhine Bakırköy 21. İş Mahkemesinin 2017/492 Esas sayılı dosyası kapsamında alınan 19.01.2019 tarihli kusur bilirkişi raporu ve 08.04.2019 tarihli hesap bilirkişi raporuyla yapılan hesaplamalar hükme esas alınarak davanın kısmen kabulü yönünde karar verildiği, davacı tarafından bu dosyaya dayalı olarak söz konusu trafik kazasının gerçekleşmesinde kusurlu olan aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesini düzenleyen davalı ... şirketinden rücuen tazminat isteminde bulunulduğu, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından, trafik iş kazası sonucu vefat eden kişinin hak sahipleri tarafından başvuru sahibi işverenine ikame edilmiş olan dava sonucunda tesis edilen mahkeme kararına dayanılarak yapılan ödemenin, KTK’nin 85 ve 90. maddeleri uyarınca işletenin tehlike sorumluluğu esaslarına göre ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve limit ve şartları dahilinde müşterek ve müteselsil sorumlu olan aleyhine başvurulan sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiği gerekçesiyle bilirkişi tarafından usulüne uygun olarak yapılan, ek rapor sonrasında taraflarca da itiraz görmeyen hesaplama sonucuna göre ve dava öncesi yapılan ödemeden kalan limit dahilinde olan 207.452,90 TL üzerinden başvurunun ıslah ile yükseltilen talep miktarı olan 207.452,90 TL üzerinden kabulüne, bu miktarın 09.07.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte aleyhine başvurulan sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine ödenmesine karar verildiği, davalının itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince; davalı vekilinin itirazlarının kısmen kabulüne, kararın faizin başlangıç tarihi açısından düzeltilmesine, diğer hükümlerinin aynen uygulanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Ödemeye dayanak olarak alınan Bakırköy 21. İş Mahkemesinin 2017/492 Esas sayılı dosyası kapsamında yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü yönünde karar verildiği, kararın davacılar vekili ve davalı Başakşehir Belediyesi vekili tarafından istinaf edildiği ve bölge adliye mahkemesince, istinaf istemlerinin esastan reddine karar verildiği, verilen kararın davalı Başakşehir Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edildiği ve dosyanın incelenmek üzere Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2024/7907 Esası ile arşivde bulunduğu anlaşılmıştır.

Uyuşmazlığa konu olayın özelliği nedeniyle, Bakırköy 21. İş Mahkemesinin 2017/492 Esas sayılı dosyası kapsamında verilecek kararın, davalının sorumluluğunun tespiti bakımından eldeki davayı etkileyeceği açıktır. Bu nedenle dava sonucunun kesinleşmesi beklenerek davalının sorumluluğu belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir.

2. Bozma ilamının kapsam ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeple davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA,

2. Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer oladığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,

08.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.