"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/324 D.İş-217 K.
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEM HEYETİ
SAYISI : 2021/İHK- 9192
HÜKÜM/KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında görülen sigorta tahkim davası sonucunda verilen İtiraz Hakem Heyeti kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortalı araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada davacının yaralandığını ve malul kaldığını, geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri zararı bulunduğunu açıklayıp fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 30,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini artırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; sigortalının kusuru oranında ve poliçe teminat limitiyle sınırlı oranda sorumlu olduklarını savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince; toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiş, karara süresi içinde davalı vekili itiraz başvurusunda bulunmuş, İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı vekilinin itirazının kısmen kabulüne, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulüne, 54.517,07 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 8.036,84 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 1.066,50 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 63.620,41 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, itiraz hakem heyeti kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarara dayalı maddi tazminat talebine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihi ile 01.06.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihi ile 20.02.2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda, karara esas alınan maluliyet raporunun Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği anlaşılmaktadır. Varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Kaza tarihi 26.07.2017 olup kaza tarihi itibari ile Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlüktedir.
İtiraz Hakem Heyetince davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerinden davacının güncel muayenesi yapılarak olay tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun rapor alınarak, davacının kaza nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
3.Davacıda oluşan zararın belirlenmesi amacı ile alınan raporda geçici iş göremezlik süresi için davacının geçici iş göremezlik zararının 8.036,84 TL olduğu belirlenmiş, mahkemece tazminat raporu esas alınarak davacı yararına geçici iş göremezlik tazminatına karar verilmiştir.
Eksik inceleme ile karar verilemez.
Dosya kapsamındaki ücret bordrolarından davacının işveren nezdinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacının çalışamadığı, geçici iş göremezlik döneminde maaşını almaya devam edip etmediği araştırılmaksızın davacı lehine geçici iş göremezlik tazminatına karar verilmesi doğru değildir.
Bu durumda, davacının geçici iş göremezlik süresi içerisinde maaşını almaya devam edip etmediği, maaşı eksik ödenmiş ise buna ilişkin fark bedeli ve varsa bu süre için mahrum kaldığı ek ödemeler, döner sermaye gelirleri gibi ek gelirleri araştırılarak çalışmadığı dönem hesabında (varsa) bu gelirler esas alınmak suretiyle, geçici iş göremezlik süresi için davacının işvereni veya Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise ne kadar süre için yapıldığı ve ne zaman tekrar çalışmaya başladığı da araştırılarak, hesaplama yapılması için ek aktüerya raporu alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde, eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4.Davacı vekili, davacının iyileşme döneminde bakıcıya ihtiyaç duyduğunu belirterek geçici bakıcı gideri talebinde bulunmuştur.
Maliyete ilişkin sunulan raporda davacının 21 gün süreyle bakıma muhtaç olduğu belirtilmiş olup hakem heyetince bir aylık süre için hesaplanan geçici bakıcı giderine karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
5.5684 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü ve AAÜT’nin 17/2 nci maddeleri bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla; İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak anılan mevzuat uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2), (3), (4) ve (5) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,
dosyanın mahkemeye gönderilmesine, 02.05.2024 gününde oy birliğiyle karar verildi.