"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2023/513 D.İş, 2023/542 K.
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEM HEYETİ
SAYISI : İHK-2023/1030
DAVA TARİHİ : 24.02.2020
HÜKÜM/KARAR : Davanın kabulüne
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ
SAYISI : K-2020/38016
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 29.09.2017 tarihinde davalının trafik sigortacısı olduğu araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin karıştığı tek taraflı trafik kazası neticesinde yaralandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL tedavi gideri, 100,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL bakıcı gideri, 40.700,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
Sigorta Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; başvurunun usulden reddine karar verilmiş; karara davacı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
İtiraz Hakem Heyeti tarafından itirazın reddine dair karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairenin 21.02.2022 tarih ve 2021/10851 E., 2022/2962 K. sayılı ilamında; "...Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Necmettin Erbakan Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 30.05.2019 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti post travmatik stres bozukluğu (tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen) arızasına bağlı hâlihazırda % 23 oranında tüm vücut fonksiyon kaybına neden olduğu belirtilmiştir. Söz konusu rapor her ne kadar kaza tarihi itibari ile yürürlükteki 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmiş ise de raporda davacının maluliyet oranının halihazırda %23 olduğu ifade edilmiş, davacıda maluliyete neden olan arazın kalıcı olup olmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır... Bu durumda İtiraz Hakem heyeti tarafından; kazayla ilgili eksik kalan tedavi evrak temin edildikten sonra, davacıda meydana gelen psikolojik rahatsızlık ile illiyeti ve kalıcı maluliyete neden olup olmadığı,bakiye ömrü boyunca aynı oranda devam edip etmeyeceği hususlarının açıklığa kavuşturulması amacıyla yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında ve olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 30.03.2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ölçülerine göre, Adli Tıp Kurumundan veya üniversite hastanesi adli tıp ana bilim dalı başkanlıklarından, davacının kaza nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken başvurunun usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir." şeklinde İtiraz Hakem Heyeti kararı bozulmuştur.
Bozma sonrası İtiraz Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; başvuranın talebi ile bağlı kalınarak, talebin kabulüne karar verilmiş, davalı vekili kararı temyiz etmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklı cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2. İtiraz Hakem Heyetince bozma ilamına uyulmakla, Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 04.04.2023 tarihli maluliyet raporunda davacının maluliyetinin (travma sonrası stres bozukluğu) % 30 olduğu tespit edilmiştir. Davacının sürekli iş göremezliğinin dava konusu kaza sonucu oluştuğunun, yani haksız eylem ile illiyet bağı bulunduğunun belirlenmesi sorumluluk açısından zorunludur. Dosya içerisindeki sağlık kurulu raporu hüküm kurmaya elverişli olmayıp eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda, davacının psikiyatrik tedavisine ilişkin tüm tedavi evrakı temin edildikten sonra, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak yetkili sağlık kurulundan; özellikle kazadan sonra oluştuğu belirtilen “travma sonrası stres bozukluğu” olarak nitelendirilen rahatsızlık nedeniyle davacıda sürekli iş göremezliğin oluşup oluşmadığı veya bu bulgunun, sürekli iş göremezlik oranını artırıp artırmadığı, kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığı, ömür boyu sürüp sürmeyeceği, sürekli değilse ne kadar devam edeceği hususlarına yer verilerek ve psikiyatri uzmanı bulunan İstanbul Adli Tıp Kurumundan gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
3. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 87 nci maddesinin birinci fıkrası yollamasıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 51 inci maddesi uyarınca hatır için karşılıksız yolcu taşıma veya aracı kullandırmada genel hükümlere göre tazminattan uygun bir indirim yapılması, doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiştir.
Hatır için yolcu taşıma veya aracı kullandırmadan söz edebilmek için, ölen veya yaralananın bir menfaat karşılığı olmaksızın taşınması veya aracın kullanılması, diğer bir deyişle taşıma veya kullanmada ölen veya yaralananın menfaatinin bulunması gerekir. Bu nedenle taşıma veya kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir menfaatinin bulunması hâlinde hatır taşımasından söz edilemez. Bu bakımdan hatır ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma veya kullanmanın kimin menfaatine olduğunun belirlenmesi önemlidir. Taşıma veya kullandırma, ekonomik yarar için olabileceği gibi ortak toplumsal değerler nedeniyle de olabilir. Ancak yakın akrabaların ve eşin taşınmasında bir menfaatten söz edilemeyeceği için hatır için taşımadan da bahsedilemez. Hâkim, gerekçesini kararında tartışmak ve nedenlerini göstermek koşuluyla tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda da değildir.
Somut olayda; davalı vekilince başvuruya cevap dilekçesinde hatır için taşıma def’inde bulunulmuştur. İtiraz Hakem Heyetince, olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Dosyadaki tutanaklarda; dava dışı sürücü ile davacının arkadaşı olduğu beyan edilmiştir. Davalı vekilinin hatır taşıması savunması yönünden bir değerlendirme yapılması gerekirken değerlendirme yapılmadan karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, dosyanın mahkemeye gönderilmesine, 20.05.2024 gününde oy birliğiyle karar verildi.