Logo

4. Hukuk Dairesi2024/5447 E. 2024/12624 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kurum zararı nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalı doktorun haksız fiili nedeniyle Kuruma zarar verdiğini ispatlayamaması ve dosyadaki bilirkişi raporunda da davalının kusurunun bulunmadığının belirtilmesi gözetilerek, mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/893 E., 2023/851 K.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Kurum tarafından Odabaşı Eczanesi hakkında yapılan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından başlatılan soruşturma neticesinde düzenlenen 14.12.2011 tarihli ve 02 sayılı soruşturma raporu ile davalı doktorun hasta olmayan sigortalılar adına reçete düzenlenmesinden dolayı müvekkili kurumun uğramış olduğu zararın davalıdan yazı ile istenildiğini, zararın ödenmemesi üzerine Konya 1. İcra Müdürlüğünün 2013/15 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek icra takibine yapılan itirazın iptaline ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı Kurum tarafından müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, takibe konu alacağın müvekkilinin hastalarına yazdığı reçetedeki ilaçların bedeli olduğunu, muayeneye gelen hastaların kimlik kontrolleri ile kayıtlarını yapma görevinin hasta kabul servisine ait olup müvekkilinin hastayı muayene ettikten sonra reçete yazdığını, bu nedenle açılan davayı kabul etmediğini, ayrıca konuyla ilgili olarak Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, Selçuklu Kaymakamlığının 2012/20 sayılı kararı ile de soruşturma izni verilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 12.04.2016 tarihli ve 2015/798 Esas, 2016/301 Karar sayılı kararı ile; bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, davalının dava konusu olayda davacı ... zarara uğratıcı kast ve ihmâlinin bulunmadığı, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının da olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 26.10.2017 tarihli ve 2017/3111 Esas, 2017/6467 Karar sayılı ilamıyla ile; “…Bilindiği üzere hukuki yarar; davacının sübjektif hakkına hukukî koruma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmasıdır.

Somut olayda; Konya 1. İcra Müdürlüğünün 2013/15 esas sayılı takip dosyasında, alacaklının davacı ..., borçlunun ise davalı doktor ... olduğu, kurum müfettişlerince düzenlenen 14/12/2011 tarih ve 02 sayılı soruşturma raporunda belirlenen ... Eczanesi- ... ile birlikte yapılan usulsüz faaliyetler sonucu kurumun uğradığı iddia edilen zararının tahsili amacıyla icra takibi yapılmış, davalının borca itirazı nedeniyle de eldeki işbu itirazın iptali davası açılmıştır. Borcun asıl kaynağını davalının haksız fiili ile kurumun uğradığı zarar oluşturduğuna göre, davacının İİK. hükümlerine göre icra takibi yapmakta hukuki yararı vardır. Mahkemece davanın esastan incelenerek varılacak sonuca göre karar verilmesi yerine belirtilen gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir …” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Verilen Direnme Kararı

Mahkemenin 29.05.2018 tarihli ve 2018/117 Esas, 2018/317 Karar sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesi genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

C .Daire Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 18.02.2018 tarihli ve 2018/5301 Esas, 2019/762 Karar sayılı ilamıyla, bozma ilamında düzeltilecek bir husus bulunmadığı ve ilk derece mahkemesi direnme kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

D. Hukuk Genel Kurulu Kararı

Hukuk Genel Kurulunun 22.09.2022 tarihli ve 2019/4-232 Esas, 2022/1148 Karar sayılı ilamıyla, "...davacı Kurumun müfettişlerince düzenlenen 14.12.2011 tarihli ve 02 sayılı soruşturma raporunda belirlenen “... Eczanesi...” ile birlikte yapılan usulsüz faaliyetler sonucu Kurumun uğradığı iddia edilen zararının tahsili amacıyla Konya 1. İcra Müdürlüğünün 2013/15 E. sayılı icra dosyasıyla icra takibi yapıldığı, alacaklının davacı ..., borçlunun ise davalı doktor ... olduğu, davalının borca itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğu ve davacı tarafından eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Borcun kaynağını davalının haksız fiili ile Kurumun uğradığı zarar oluşturduğuna göre, davacının İİK hükümlerine göre icra takibi yapmakta ve itirazın iptali davasını açmakta hukukî yararı olduğu açıktır.

Bu durumda, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın hukukî yarar yokluğundan reddine karar verilmesi doğru değildir.

Hâl böyle olunca; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki delillere, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır ..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

E. Mahkemece Hukuk Genel Kurulu Bozmasına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda verilen kararıyla, her ne kadar davacı tarafça hasta olmayan sigortalılara reçete düzenlenmesi nedeni ile oluşan kurum zararının tahsilini istemiş ise de, dava konusu olay nedeni ile Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca 2012/3338 soruşturma sayılı dosyasından soruşturma izninin verilmemesi nedeni ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, davacı kurum tarafından hazırlanan raporun ise, davacı kurum tarafından düzenlendiğinden nazara alınamayacağı, tanık beyanlarına olay tarihinden uzunca bir zaman geçtiğinden itibar edilemeyeceği, davacı tarafın davanın sübuta erdiğine dair başkaca da somut bir delil sunmadığı gerekçesiyle sübuta ermeyen davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalı tarafın kusurunun teftiş raporu ve dosya kapsamı ile sabit olduğunu, tanıkların mahkemedeki ifadelerinde olayı hatırlamadıklarını söylemelerine rağmen kurumca alınan beyanlarında bahsedilen ilaçları kullanmadıklarını belirttiklerini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, kurum zararı nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere dosyada alınan bilirkişi raporunda da hasta kabul işleminin doktorlar tarafından değil hastane tarafından yapıldığından müteveffa davalının olayda kasıt ya da ihmali bulunmadığının belirtilmiş olması ve davacının iddiasını ispat edememiş olmasına göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,11.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.