Logo

4. Hukuk Dairesi2024/5456 E. 2024/6870 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Trafik kazasında ölenin yakınlarının maddi ve manevi tazminat talepleri ile yaralanan sürücünün maddi ve manevi tazminat taleplerinin miktarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarının az olduğu ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1098 E., 2023/1117 K.

DAVA TARİHİ : 09.05.2014

HÜKÜM/KARAR : İstinaf Başvurularının Esastan Reddine

Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; ek kararın kaldırılmasına, davacılar vekili ve davalılar ... ile ... vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar Veli ve ... vekili ve davalılar ... ile ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacılar Veli ve ...’nın oğlu ...’nun 20.11.2013 tarihli kaza sonucu hayatını kaybettiğini, aynı kazada ...’nun yaralandığını, 20.11.2013 günü Çamardı Niğde karayolunda sürücü ...’nun kullandığı araç ile sürücü ...'ın kullandığı hidromek marka kepçe ile çarpıştığını, kepçenin emniyet şeridini ihlal ettiğini, ayrıca herhangi koruyucu bir reflektöründe takılı olmadığını, kepçenin yolu kapatmış bir halde ve kepçesi açık bir vaziyette eskort olmadan seyrederek kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğini, ...’ın sevk ve idaresindeki araç ile seyir halindeyken aracının teknik özelliklerini yol ve hava durumuna göre ayarlaması gerekirken bu hususlara riayet etmediğini, arka çalışma alanını aydınlatan tepe lambası ile trafikte seyre çıktığını ve olayda kusurlu bulunduğunu, KTK'nun koyduğu kurallara uyulmasının zorunlu olduğunu, ancak bu kuralların her türlü ihlalinin sürücünün kasta yakın bir kusuru olduğunu gösterdiğini, olayın maddi boyutunun bu olduğunu, ...'nun kaza sonucu hayatını kaybettiğini, müvekkili ...’nun kaza nedeniyle yaralandığını belirterek müvekkilleri için davalılardan müştereken ve müteselsilen maddi ve manevi tazminatın alınmasını, davalılar üzerine kayıtlı motorlu taşıtlar, gayrimenkuller üzerine tedbir konulmasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile ... için 1.000,00 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ve 30.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, ... ... için 1.000,00 TL maddi tazminat haksız fiil tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, ... için 1.000,00 TL maddi tazminat ile 30.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, manevi tazminat yönünden ise sigorta şirketi hariç diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davacılar vekili 23.05.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini; müvekkili ... için 37.794,45 TL artırarak 38.794,45 TL, müvekkili ... ... için 45.123,70 TL artırarak 46.123,70 TL, müvekkili ... için 22.495,04 TL artırarak 23.495,04 TL maddi tazminatın (toplam 108.412,93 TL) ve manevi tazminatın ayrı ayrı hüküm altına alınarak kaza tarihinden tarihinden itibaren bankalarca mevduatlara uygulanan en yüksek faizin esas alınmasını talep etmiştir

II. CEVAP

Davalılar vekilleri haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 19.07.2017 tarihli ve 2014/47 Esas 2017/74 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, davalı Ziraat Sigorta yönünde davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacı anne ... ... için 14.03.2017 tarihli aktüerya bilirkişisinin raporunda hesaplanan 46.123,70 TL'nin % 20'si olan 9.224,74 TL maddi tazminatın 1.000,00 TL'sinin dava tarihinden (09.05.2014), 8.224,74 TL'sinin ıslah tarihinden (23.05.2017) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ... ...'ya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı baba ... için 14.03.2017 tarihli aktüerya bilirkişisinin raporunda hesaplanan 38.794,45 TL'nin % 20'si olan 7.758,89 TL maddi tazminatın 1.000,00 TL'sinin dava tarihinden (09.05.2014), 3.499,008 TL'sinin ıslah tarihinden (23.05.2017) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ... ...'ya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı ... ... için dosya arasında bulunan 14.03.2017 tarihli aktüerya bilirkişisinin raporunda hesaplanan 22.495,04 TL'nin % 20'si olan 4.499,008 TL maddi tazminatın 1.000,00 TL sinin dava tarihinden (09.05.2014), 3.499,008 TL'sinin ıslah tarihinden (23.05.2017) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ... ...'ya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı anne ... ... ve davacı baba ... için takdir edilen 8.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ... ...'ya verilmesine, davacı ... ... için takdir edilen 4.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ... ...'ya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı ... ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 19.10.2021 tarihli ve 2019/49 Esas 2021/1628 Karar sayılı kararıyla; mahkemece, yargılamanın HMK'da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olması, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmaması, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olması ve özellikle davacılar vekilinin ek karara yönelik istinaf istemine ilişkin olarak gerekçeli kararı tebliğ eden ve istinaf değerlendirme ek kararının tebellüğ edenin aynı kişi olması, bu hususta başvuru ile birlikte herhangi bir delil ortaya konulmamış olması, mahkemece kusur yönünden yapılan değerlendirmenin somut olayın özelliklerine uygun olması ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmaması gerekçeleriyle davacılar vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... ile ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 02.11.2022 tarihli ve 2022/1877 Esas, 2022/13715 Karar sayılı ilâmı ile

"...

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesine göre “(1) İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır.”

Kanun’un “katılma yolu ile başvurma” başlıklı 348. maddesinde ise “(1) İstinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, vereceği cevap dilekçesi ile istinaf yoluna başvurabilir. İstinaf yoluna asıl başvuran taraf, buna karşı iki hafta içinde cevap verebilir. (2) İstinaf yoluna başvuran, bu talebinden feragat eder veya talebi bölge adliye mahkemesi tarafından esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile başvuranın talebi de reddedilir.” hükmü düzenlenmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; mahkeme gerekçeli kararının davacı vekiline 07.08.2017 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf başvuru süresinin son gününün 07.09.2017 gününe rastladığı, davacılar vekilinin ise 15.09.2017 gününde istinaf dilekçesi sunduğu, mahkemenin süresinde olmadığından davacılar vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar verdiği; ancak davalılar vekilinin, 17.08.2017 tarihinde, süresi içinde verdiği istinaf başvuru dilekçesinin davacılar vekiline 13.09.2017 tarihinde tebliğ edildiği gözetildiğinde, davalılar vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin tebliğ tarihi itibariyle davacılar vekilinin katılma yolu ile istinaf başvurusunda bulunduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle, davacılar vekilinin istinaf talebinin incelenmemiş olması ve ek karara yönelik istinaf başvurusunun reddedilmiş olması usule aykırı olup bu husus bozmayı gerektirmiştir." gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda; Davacılar vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile Çamardı Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.09.2017 tarihli, 2014/47 Esas, 2017/74 Karar sayılı ek kararının kaldırılmasına, davacılar vekilinin Çamardı Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.07.2017 tarihli, 2014/47 Esas, 2017/74 Karar sayılı esas karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ... ile Veli vekili ve davalı ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar ... ile Veli vekili temyiz dilekçesinde; kusur raporları arasında çelişki olduğunu, çelişki gerilmeden karar verilemeyeceğini, kusur konusunda çelişki giderilmeden hesap raporu alınmasının hatalı olduğunu, hesap raporunu kabul etmediklerini, davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat tutarlarının çok az olduğunu belirterek, mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.

Davalı ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde; kusur raporunun hatalı olduğunu, kusur ve tazminat tutarlarını kabul etmediklerini, sigorta şirketi hakkında ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu belirterek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı sürücünün uğradığı sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı ve aynı kazada gerçekleşen ölüm nedeniyle ölenin desteğinden yoksun kalanların destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2 maddesi atfıyla uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı HUMK'un 427 vd. maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 54 ve 56 ncı maddesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 85, 89, 90, 91 inci maddeleri. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı ... ile ... vekilinin tüm, davacılar ... ve Veli vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Olay tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı TBK’nın 56 ncı maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 tarihli ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.

Yukarıda belirtilen hususlar ışığında somut olayın özellikleri dikkate alındığında manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.

VII. KARAR

1-Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı ... ile ... vekilinin tüm, davacılar ... ve Veli vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2-Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davacılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Aşağıda dökümü yazılı onama harcının temyiz eden davalı ... ve ...'den alınmasına,Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacılar ... ve ...'ya iadesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.