"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/287 E., 2024/89 K.
HÜKÜM/KARAR : Red
Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tasarrufun iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde;borçlu ... ve arkadaşları hakkında yapılan takibin sonuçsuz kaldığını, dava konusu taşınmazını 06.10.2015 tarihinde mal kaçırma amacı ile diğer davalı ...'e devrettiğini belirterek, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davanın görülmesi için gerekli aciz belgesinin sunulmadığını, davacı bankanın alacağının ipotekle teminat altına alındığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
2.Davalı ... vekili cevap dileksinde, satışın gerçek olduğunu müvekkilinin taşınmazı kredi çekerek satın aldığını savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.02.2020 tarihli ve 2019/51 Esas 2020/66 Karar sayılı kararıyla, "...somut Olayda ; davalı asıl Borçlu ...'ın krediye kefil olmadan 5 ay kadar evvel taşınmazı devraldığı, kredi işlemleri yapıldıktan ve taşınmazı devraldıktan 5 ay sonra da yeniden diğer davalı ...'e devrettiği görülmektedir. Taşınmazın borcun doğumundan sonra ve 5 ay gibi kısa bir süre içerisinde 3 ayrı el değiştirdiği, davalı asıl borçlu Selim'in kredi çekmeden evvel devraldığı taşınmazı kredi işlemlerinden 5 ay kadar sonra diğer davalı ...'e devrettiği açıktır. Bununla birlikte davalılar akrabadır ve ayrıca taşınmaz üzerinde ikinci satış tarihinde tapu kaydında ipotek de bulunduğundan son malik olan davalı ...'in önceki taşınmaz maliki davalı ... 'ın kredi borcundan haberi olduğu da açıktır. Bu çerçevede davaya konu taşınmazın mal kaçırma saikiyle davalılar arasında devredildiği, davalı ...'in (ve dava dışı ilk malik ...'in) diğer davalı borçlu ...'in akrabası oluşu ve taşınmazın kısa sürede birden fazla kez el değiştirdiği da dikkate alındığında mal kaçırma kastından haberdar olduğu kanaat edilmiştir. Bu noktada davalı ..., taşınmazın kira sözleşmelerinin kendi ile yapıldığını taşınmazın vergileri de kendisinin ödediğini kaldı ki taşınmazın keşfen belirlenen değeri ile tapuda bildirilen değerinin cüzi bir kısım dışında farklı oldmadığını savunmakta ise de; yukarıda izah edilen çerçevede davalı ...'in mal kaçırma kastını bilebilecek durumda olduğu kanaatimizce sabittir. Nitekim davalı ...'in edinim tarihi 06.10.2015 iken, taşınmaz üzerinde davacı banka lehine ipotek tarihi 11.05.2015 olduğundan davalı ..., kendisinden evvel yalnızca 5 aylığına malik olan diğer davalı ...'in banka borcundan 'ipotek' vesilesiyle zaten haberdardır. Zira taşınmazı ipotekli vaziyette satın almıştır. Şu halde asıl borçlu ile akrabalık bağı da bulunan davalı ...'in iyiniyetli 3. Kişi olduğu kabul edilememiştir..." gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.10.2020 tarihli ve 2020/1201 Esas 2020/1500 Karar sayılı kararıyla, istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 06.06.2023 tarihli ve 2021/1606 Esas, 2023/7533 Karar sayılı ilâmı ile;
"..Somut olayda, davacının alacağı 13.04.2015 tarihli sözleşmeden kaynaklanmış, iptali istenilen tasarruf 06.10.2015 tarihinde borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş, dava 13.02.2019 tarihinde 5 yıllık hak düşürücü sürede açılmış ve 09.03.2019 tarihli haczin İİK'nın 105.maddesi kapsamında aciz belgesi niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. İİK'nın 278/2/1 maddesindeki hacizden geriye doğru 2 yıllık süre geçtiğinden, ivazlar arasında önemli oransızlık olduğu gerekçesi ile iptali mümkün olmadığı gibi ile böyle bir oransızlık da söz konusu değildir. Davalı borçlu ile üçüncü kişi arasındaki tasarrufun iptalini gerektiren bir akrabalıkta bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın bulunduğu arsa, malikler ... ve ... tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile müteahhit ...'e verilmiştir. Satışının iptali istenilen 3 nolu bağımsız bölümde bu sözleşme gereği müteahhide verilmiştir. Borçlu taşınmazı, borcun doğumundan sonra 11.05.2015 tarihinde, dava dışı Ziraat Bankası Aş kredisi kullanarak, arsa sahibi . ...'den satın almıştır. Bu halde satış müteahhide vekaleten yapılmış bir satıştır. Davalı üçüncü kişinin uzun yıllardır taşınmazın ve borçlunun bulunduğu yer dışında İstanbul'da yaşadığı, arsa sahibi ...'in kardeşi olması dışında davalı borçlu ile üçüncü kişi arasında yakınlık tanışıklık olduğu, birbirlerinin mali durumu bildiği yönünde somut bir delil olmadığı gibi bu husus davacı tarafından da ispatlanmamıştır. (İİK'nın280/1) Dava konusu taşınmaz üzerinde davacı alacaklının dışında bir başka alacaklı tarafından konulmuş ipotek, borçlunun mali durumunun kötü olduğunu gösteren bir karine olmayıp taşınmazın tapudaki satış değerine eklenecek alıcının artı yükümlülüğü olarak görülmelidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur... " gerekçesi ile kararın bozularak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın ispatlanmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde ; satışın mal kaçırma amacı ile yapıldığını, arsa sahibi ... ile ...'in akraba olduğunu belirterek, mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre uyuşmazlık, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun'un 277 ve devamı maddeleri
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı, anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda dökümü yazılı temyiz peşin harcının onama harcına mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.