Logo

4. Hukuk Dairesi2024/6044 E. 2024/12004 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Trafik kazasında yaralanan yolcunun, kazaya karışan araçlardan birinin işleteni ve sürücüsüne karşı açtığı sürekli iş göremezlik ve manevi tazminat davasında, mahkemenin bozma kararına uyulup uyulmadığı ve tazminat miktarının doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararına uygun hüküm kurduğu, sürekli iş göremezlik tazminatının hesabında ve manevi tazminat belirlenirken hukuka aykırılık bulunmadığı, diğer temyiz itirazlarının da reddine karar verilmesini gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/125 E., 2024/154 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesince mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... Bisküvi A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, davacının yolcu olarak bulunduğu araca asli kusurlu olarak çarpmasıyla oluşan kazada, davacının ağır biçimde yaralanıp malul kaldığını, düzenlenen raporda tüm vücut fonksiyon kaybı oranının % 20 olarak saptandığını; ancak kesin işgücü kaybı oranı tespiti için rapor alınması gerektiğini, kazadan önce işçi olarak çalışan davacının kazadan sonra çalışamaz ... geldiğini, uzun süre tedavi görüp çalışamadığını, manevi yönden de zarar gördüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 24.12.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle, toplam maddi tazminat taleplerini 92.643,09 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... Bisküvi A.Ş. vekili, alacakların zamanaşımına uğradığını belirtip kusura itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ..., davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 08.04.2014 tarihli ve 2010/242 Esas, 2014/255 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile 51.826,10 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... Bisküvi A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 13.03.2017 tarih 2014/19964-20172633 sayılı kararı ile; ''1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Davacı taraf, davacının davaya konu kazadaki yaralanması nedeniyle maluliyete uğradığı, ayrıca 2 yıl süren tedavi nedeniyle çalışamadığını iddia ederek tazminat isteminde bulunmuş; mahkeme ise, dava dilekçesinde geçici işgöremezlik tazminatı istemi bulunmadığı gerekçesiyle, bilirkişi raporunda hesaplanan geçici işgöremezlik tazminatını hüküm altına almamıştır.

Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 46/1. maddesinde "Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmağa muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir" denilmek suretiyle, cismani zarar halinde, zarar görenin talep edebileceği zarar türleri belirlenmiş olup geçici işgöremezlik (maluliyet) hali de zarar türleri arasında kabul edilmiştir.

Davacının kazadaki yaralanması nedeniyle oluşan maluliyet durumunun tespiti bakımından alınan, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Dairesi'nin 28.09.2012 tarihli raporunda, davacının yaralanması nedeniyle iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği belirtilmek suretiyle, geçici işgöremezlik süresi belirlenmiş olup, esas alınan hesap raporunda da bu dönem için tazminatın 2.226,66 TL. olduğu saptanmıştır.

Bu durum karşısında, dava dilekçesinde yer alan, davacının 2 yıllık tedavi sürecinde çalışamayıp gelir kaybına uğradığına ilişkin ifadenin, geçici işgöremezlik tazminatı istemine ilişkin olduğu gözetilerek, davacının geçici işgöremezlik tazminatı talebinin de hüküm altına alınması gerekirken; hatalı gerekçe ve yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

2-Davacı taraf, birden çok aracın karıştığı kazada, araçlardan biri içinde yolcu olarak bulunan davacının uğradığı maluliyet nedeniyle tazminat isteminde bulunmaktadır.

Karayolları Trafik Kanunu'nun 85. maddesinde "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar" düzenlemesine; aynı yasanın 88. maddesinde ise "Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur" düzenlemesine yer verilmiş olup; motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, ayrıca birden fazla kişinin zararı tazmin ile yükümlü olması durumunda, zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.

Yine 6098 sayılı TBK'nun 61. maddesinde "Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır" demekle birden çok kişinin zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır (818 sayılı BK'nun 50. ve 51. maddelerinde de paralel düzenleme mevcuttur). Bu durum, iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğü şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. İşte bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacaktır.

Müteselsil sorumluluk, kanundan doğan bir sorumluluk türüdür. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, araç içinde yolcu olarak bulunan davacı kazada kusursuz olduğuna göre, zararın tamamını, isterse sorumluların tamamından, isterse bir kısmından isteyebilir. Davacı, açıkça davalıların kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemediğine göre, dava dışı kişinin de kusurunun bulunması davalıların müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.

Somut olayda; davacı taraf, kazaya karışan ve davacının yaralanmasına neden olan araçlardan birinin işleteni ve sürücüsüne karşı dava açmış ve zararının davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş olup; davacı kazaya karışan araçlardan birinde yolcu olarak bulunmaktadır. Kazada, davalı ... Bisküvi A.Ş'ye ait araç sürücüsü % 75- davacının yolcu olarak bulunduğu aracın sürücüsü % 25 kusurlu bulunmuştur.

Davacının maluliyetine ilişkin tazminattan, zarar sorumlularının müteselsil sorumlu tutulmasının talep edilmiş olmasına, ayrıca davacının kazaya karışan araçlardan birinde yolcu olarak bulunması ve kazada kusuru olmamasına göre; davacının maluliyet tazminatının hesaplanmasında kusur indirimi yapılmaması gerekirken; sadece davalı ... Bisküvi A.Ş'ye ait araç sürücüsünün % 75 kusuru üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre, eksik incelemeyle ve KTK'nun 88. maddesi ile TBK'nun 61. maddesine aykırı olarak hüküm tesisi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.

3-Davacı vekili, dava konusu kaza sonucu davacının ağır şekilde yaralanmasından duyulan üzüntü nedeniyle, manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece, talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarda manevi tazminata karar verilmiştir.

6098 sayılı TBK'nun 56. maddesi (818 sayılı BK. 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.

O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu, davacının cismani zarara uğraması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının kazada hiçbir kusurunun bulunmaması, davalı sürücünün kazada ağır kusurlu olması, davacının kaza sonucu %33,2 oranında kalıcı maluliyete uğraması, oluşan zararın ağırlığı hususları gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.

4-Yargılama sürecinde davacı tarafça yapılan yargılama giderleri hesaplanırken, davacının yatırdığı 1.308,90 TL Islah tamamlama harcının hesaba dahil edilmeyip davacı lehine eksik yargılama giderine hükmedilmesi de doğru değildir.

5-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi heyeti raporundaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; aynı zamanda suç teşkil eden haksız fiil yönünden, zarardan sorumlu olan tüm ilgililer bakımından ceza zamanaşımı süresinin uygulanması mümkün olduğundan, olayda zamanaşımının gerçekleşmediğinin kabulünde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı ... Bisküvi ve Gıda San. A.Ş. vekilinin, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

6-Davacı tarafın maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen reddine karar verilmesi nedeniyle, davada vekille temsil olunan davalı lehine vekalet ücretine hükmedilirken, hüküm altına alınan vekalet ücretlerinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine hükmedilmiş olması da hatalı olmuştur.'' gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan mahkemece davanın kısmen kabulü ile 83.229,95 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı, süresi içinde davalı ... Bisküvi A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 27.01.2020 tarih 2018/4571-2020/33 sayılı kararı ile; ''Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle işgücü kaybı tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Davalı temyiz dilekçesinde, davacının kazaya karışan araçların trafik sigortacıları aleyhine de dava açıp tazminat aldığını belirtmiştir. UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada; davacının yolcu olduğu aracın trafik sigortacısı olan Güneş Sigorta A.Ş. ile kazaya karışan karşı aracın trafik sigortacısı olan Hür Sigorta A.Ş. aleyhine, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/509 Esas- 2015/966 Karar sayılı dosyasında, eldeki davaya konu edilen maddi tazminat alacağı için dava açtığı; anılan davada da davacı lehine toplam 114.083,00 TL tazminatın hüküm altına alındığı görülmüştür.

Kazaya karışan araçların trafik sigortacıları ile eldeki davanın davalısı olan araç maliki ve sürücüsü, davacının zararından müteselsilen sorumludur. Aynı zarar için müteselsilen sorumlu olanlardan herhangi birinin yapacağı ödemenin, diğer tüm müteselsil sorumluları da borçtan kurtaracağı; davacının iki ayrı mahkemede müteselsil sorumlular aleyhine dava açtığı ve aynı alacak için mükerrer ödemeye yol açacak tarzda iki ayrı hüküm elde ettiği dikkate alınarak (davacının sebepsiz zenginleşmesini de önleyecek biçimde), İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen karar da gözetilmek suretiyle davalıların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.'' gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kısmen kabulüne, 83.229,95 TL maddi tazminatın (İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/368 Esas sayılı dosyasında verilen hükmün tahsilde tekerrür olmamak şartıyla) 20.04.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, manevi tazminat hususu bozma sebebi sayılmadığından yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı ... Bisküvi A.Ş. vekili temyiz dilekçesinde; mahkemece bozma kararına uyulduğu halde gizli (pasif) direnme yapılarak karar verildiğini, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesindeki davanın sonucunun beklenilmesi gerektiğini, o dosyada tahsilat yapıldıktan sonra bakiye tazminat kalır ise bu dosyadan tahsili, kalmaz ise davanın reddi gerektiğini, mahkemenin 2024 yılı asgari ücret verilerine göre hesap yaptırmasının usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı olduğunu, hatır taşıması ve müterafilk kusur indirimi yapılması gerektiğini, yine aktüer hesabının hatalı olduğunu, ikinci kez ıslah yapılamayacağını, geçici iş göremezlik tazminatından SGK'nın sorumlu olduğunu belirtmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, davalı şirketin işleteni, diğer davalının sürücüsü olduğu aracın yaptığı trafik kazası sonucu yaralanan davacı yolcunun uğradığı sürekli iş göremezlik tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkindir.

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, bozma üzerine alınan maluliyet raporunun mevzuata uygun olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... Bisküvi A.Ş. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan mahkeme kararının ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı ... Bisküvi A.Ş.'ye yükletilmesine

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,02.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.