"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/244 Değişik İş, 2021/243 Karar
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEM HEYETİ
SAYISI : İHK-2021/9150
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ
SAYISI : K-2021/19620
İtiraz Hakem Heyeti kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 30.03.2018 tarihinde davacının yolcu olduğu ve davalı ... tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası yapılan motosikletin çift taraflı trafik kazasına karışması neticesi davacının yaralandığını ve malul kaldığını, sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak sigorta şirketince başvuruya olumlu yanıt verilmediğini iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 2.501,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 2.500,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 5.001,00 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 06.02.2021 tarihinde sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 222.763,46 TL’ye, geçici iş göremezlik tazminatı talebini 9.981,74 TL’ye ıslah etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından sunulan raporun hangi yönetmeliğe göre düzenlendiğinin anlaşılamadığını, davacı bizzat muayene edilmeden düzenlendiğini, geçerlilik süresinin raporda belirtilmediğini, yönetmelikte belirtilen uzmanların heyette bulunmadığını, dava şartı yokluğundan talebin reddi gerektiğini, talebin zamanaşımına uğradığını, ceza yargılamasına ilişkin evraklar sunulmadığından uyuşmazlığın tahkime elverişli olmadığını, ticari avans faizi talep edilemeyeceğini, kusurun şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerektiğini, müterafık kusur indiriminin uygulanması gerektiğini, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, kask takmadığından müterafık kusur bulunduğunu, İnönü Üniversitesinden alınan raporda maluliyet %2 iken, davacının başvuru ekinde sunduğu Dokuz Eylül Üniversitesi raporunda maluliyetin %19’ a çıktığını, bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, başvuran tarafa 01.10.2020 tarihinde 40.687,90 TL ödeme yapıldığını, ibra alındığını, talebin belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, tazminat hesabına dair yeni bir evrak sunulması halinde bu tarihten itibaren yasal faiz talep edilebileceğini, vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT)’ne göre belirlenecek rakamın 1/5' i oranında hesaplanması gerektiğini savunarak talebin reddini istemiştir.
III. UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne, 172.528,84 TL bakiye tazminatın 17.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İTİRAZ
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince itiraz edilmesi üzerine; İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin itirazlarının reddine, davalı vekilinin itirazlarının ise vekalet ücreti yönünden kabulüne, vekalet ücretinin 1/5 olarak düzeltilmesine, diğer itirazların reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; vekalet ücretinin AAÜT’ ne göre bulunan rakamın 1/5'i olarak düzeltilmesinin hatalı olduğunu, hesaplamanın TRH-2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faiz ile yapılmasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda PMF-1931 tablosu ve progresif ranta göre yapılan hesaplamaya itibarla hüküm kurulması gerektiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; kusur oranına yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını, %100 kusur atfının yerinde olmadığını, usulüne uygun rapor alınmadan başvuru yapıldığından dava şartı yokluğundan talebin usulden reddi gerektiğini, maluliyet raporunun hatalı yönetmeliğe göre düzenlendiğini, bu raporun hükme esas alınamayacağını, davacının sunduğu iki rapor arasında büyük fark bulunduğunu bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, usulüne uygun yönetmeliğe göre düzenlenmiş maluliyet raporu ile başvuru yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe teminatı dışında olduğunu, yapılan ödemenin mahsup edilmediğini, müterafık kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacının kask takmadığını, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirterek kararı temyiz etmektedir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık; davalı ... tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanan ve malul kalan yolcunun sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, kusur raporunun oluşa uygun ve denetime elverişli olmasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Trafik kazası sonucu bedensel zarara uğrayan ve buna dayalı olarak iş gücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir tespit olduğundan gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu nedenle yapılan bilimsel çalışmalar sonucu “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi ve yargı mercileri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından Dairemizce de tazminata esas bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam Tablosu’nun kullanılmasının uygun olacağına karar verilmiştir.
Öte yandan Anayasa Mahkemesi'nin 17.07.2020 tarihli ve 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90 ıncı maddesindeki Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Genel Şartlar’a yapılan atıf hükmü iptal edilmiştir. Söz konusu iptal kararı sonrası, ZMSS Genel Şartlar ve ekindeki cetvellerle getirilen ve iş gücü kaybı tazminatının hesaplanmasında uygulama alanı bulan %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülünün uygulanması artık mümkün değildir. Tazminatın, % 1,8 teknik faiz uygulanmadan, Yargıtayın yerleşik uygulamaları ile kabul edilen progresif rant formülü kullanılarak hesaplanması gerekir.
Somut olayda; davacının hak kazanabileceği iş gücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından karara esas kabul edilen aktüer raporunda; TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre ve %1,8 teknik faiz uygulanarak tazminat hesabı yapıldığı; hakem heyetince de bu hesaba göre karar verildiği ve İtiraz Hakem Heyetinin davacının hesaplamanın PMF-1931 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemine göre yapılması gerektiği yönündeki itirazlarını reddettiği anlaşılmaktadır. Dairemizin yerleşik uygulamaları gereği, hesaplamada TRH-2010 Yaşam Tablosu’nun kullanılması yerinde olmakla birlikte %1,8 teknik faiz ve işleyecek devre bakımından “devre başı ödemeli belirli süreli rant” yöntemi kullanılması doğru olmamıştır. Ancak davacının Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı, PMF-1931 Yaşam Tablosu' na göre yapılan hesaplamaya itibarla karar verilmesi gerektiği yönünde itiraz ettiği ve bu itirazının reddini temyize getirdiği, bu şekilde itiraz ve temyiz dilekçesinde PMF-1931 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemi ile hesap yapılmasını kabullendiği anlaşılmakla, PMF-1931 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemi ile hesap yapılması için karar bozulması gereklidir.
3. Davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davacının sigorta şirketine sunduğu ve ödemeye esas alınan İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı' nın 29.07.2019 tarihli maluliyet raporu kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine uygun düzenlenmiş ve kaza nedeniyle oluşan sol omuz çıkığı nedeniyle maluliyet oranını %2 olarak belirlemiştir. Davacının iş bu başvuruya ekli Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı' nın 10.07.2020 tarihli ve kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan maluliyet yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmiş maluliyet raporunda ise kaza nedeniyle oluşan travma sonrası stres bozukluğu, omuz fleksiyon-ekstansiyon kısıtlılığı, omuz abduksiyon-adduksiyon kısıtlılığı nedeniyle maluliyet oranı %19 olarak belirlenmiştir. Bu iki rapor arasında maluliyet oranı bakımından çelişki bulunmaktadır ve çelişki giderilmeden karar verilmesi hatalıdır.
Çelişkinin giderilmesi için alınacak maluliyet raporunun, davacının maluliyetinin bir nedeninin de travma sonrası stres bozukluğundan kaynaklandığı dikkate alınarak, davacının fiziksel bulgularının yanında psikiyatrik tedavisine ilişkin tüm tedavi evrakı temin edilerek, özellikle kazadan sonra oluştuğu belirtilen “travma sonrası stres bozukluğu” olarak nitelendirilen rahatsızlık nedeniyle davacıda sürekli iş göremezliğin oluşup oluşmadığı veya bu bulgunun, sürekli iş göremezlik oranını artırıp artırmadığı, kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığı, ömür boyu sürüp sürmeyeceği, sürekli değilse ne kadar devam edeceği hususlarına yer verilerek düzenlenmesi gereklidir. Davacı bizzat muayene edilmeli ve içerisinde psikiyatri uzmanı bulunan yetkili sağlık kurulundan gerekçeli ve denetime elverişli maluliyet raporu alınmalıdır. Kararın bu nedenle de bozulması gerekir.
4. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 87 nci maddesinin birinci fıkrası yollamasıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 51 inci maddesi uyarınca hatır için karşılıksız yolcu taşıma veya aracı kullandırmada genel hükümlere göre tazminattan uygun bir indirim yapılması, doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiştir.
Hatır için yolcu taşıma veya aracı kullandırmadan söz edebilmek için, ölen veya yaralananın bir menfaat karşılığı olmaksızın taşınması veya aracın kullanılması, diğer bir deyişle taşıma veya kullanmada ölen veya yaralananın menfaatinin bulunması gerekir. Bu nedenle taşıma veya kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir menfaatinin bulunması hâlinde hatır taşımasından söz edilemez. Bu bakımdan hatır ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma veya kullanmanın kimin menfaatine olduğunun belirlenmesi önemlidir. Taşıma veya kullandırma, ekonomik yarar için olabileceği gibi ortak toplumsal değerler nedeniyle de olabilir. Ancak yakın akrabaların ve eşin taşınmasında bir menfaatten söz edilemeyeceği için hatır için taşımadan da bahsedilemez. Hâkim, gerekçesini kararında tartışmak ve nedenlerini göstermek koşuluyla tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda da değildir.
Somut olayda; davalı vekilince başvuruya cevap ve itiraz dilekçelerinde hatır için taşıma def’inde bulunulmuştur. Kaza nedeniyle yürütülen soruşturma aşamasında davacı, sürücü ile arkadaş olduklarını beyan etmiştir. Davacının, davalı şirkete sigortalı araçta yolcu olarak bulunduğu ve sürücü ile arkadaş oldukları sabit olup davacının taşıma için arkadaşına ücret ödemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu kabul edilmelidir. Bu durumun aksi ispat edilemediğinden davalı ... şirketinin süresinde yapılan hatır için taşıma savunmasına itibar edilerek TBK’nın 51 inci maddesi gereğince Dairemizin yerleşik uygulamasına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle davalının sorumlu olduğu tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
VI. KARAR
1. Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekili ile davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İtiraz Hakem Heyeti kararının davacı yararına, (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle de davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İtiraz Hakem Heyeti kararının davalı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacıya ve davalıya iadesine,Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.