Logo

4. Hukuk Dairesi2024/6544 E. 2024/8215 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Trafik kazası sonucu yaralanan davacının, sigorta şirketine yaptığı sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin, daha önce açtığı ancak açılmamış sayılan dava nedeniyle usulden reddedilmesine ilişkin itirazın değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından sunulan maluliyet raporu ile daha önceki dava dosyasındaki rapor arasında çelişki bulunması nedeniyle, İtiraz Hakem Heyeti'nin çelişkiyi gidermeden hüküm kurmasının hatalı olduğu, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeni bir rapor alınması gerektiği gözetilerek İtiraz Hakem Heyeti kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2022/257 D.İş, 2022/316 K.

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEM HEYETİ

SAYISI : 2022/İHK-9879

DAVA TARİHİ : 14.07.2021

HÜKÜM/KARAR : Davacı itirazının reddi/Davanın reddi

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ

SAYISI : K-2021/178803

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda, Uyuşmazlık Hakem Heyetince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Karara davacı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmiştir.

İtiraz Hakem Heyeti kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; 09.07.2016 tarihinde davacının yolcu olduğu davalı ...'ne zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı araç ile davalı ...Ş.'ye zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı trafik kazası sonucunda davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 40.300,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 300,00 TL rapor ücretinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; hesaplamanın aktüer bilirkişi tarafından yeni Genel Şartlar uyarınca TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1.8 teknik faize göre yapılması gerektiğini, tahkim başvurusu öncesinde davacıya yapılan ödeme ile sorumluluklarının kalmadığını, 28.06.2016 tarihinde yapılan 2.927,22 TL ödemenin güncellenerek tazminattan mahsubu gerektiğini, zorunlu evraklar ile başvuru yapılmadığını, maluliyet raporunu kabul etmediklerini, kask takılı olmadığından müterafik kusur indirimi uygulanması gerektiğini, temerrüde düşmediklerinden faiz başlangıcının dava tarihi olabileceğini, faizin yasal faiz olabileceğini, başvuran lehine vekâlet ücretinin 1/5 oranında hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Davalı ...Ş. vekili cevap dilekçesinde; hesaplamanın aktüer bilirkişi tarafından yeni Genel Şartlar uyarınca TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1.8 teknik faize göre yapılması gerektiğini, zorunlu evraklar ile başvuru yapılmadığını, maluliyet raporunu ve kusur oranını kabul etmediklerini, hatır indirimi ve müterafik kusur indirimi uygulanması gerektiğini, rapor ücreti talebinin reddi gerektiğini, uzamış ceza zamanaşımının trafik sigortacısı hakkında uygulanamayacağını, faiz başlangıcının eksik evrakların tamamlandığı tarih olduğunu, faizin yasal faiz olabileceğini, başvuran lehine vekâlet ücretinin 1/5 oranında hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada mübrez 09.07.2016 tarihli kaza sebepli maluliyet talepli dosyada başvuranın 15.02.2021 tarihli Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Adli Kurul raporunu sunduğu, raporda daha önce yargılamaya konu İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde alınan Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu'nun 04.12.2019 tarihli maluliyet raporundaki başvuru sahibinde kalıcı sakatlık olmadığı tespitine yer verilmediği, ilk aleyhe rapordan bahsedilmeksizin böyle bir rapor yokmuş gibi hareket ederek alınan yeni rapor ve daha önce yapılan yargılama sürecinden bahsedilmeksizin yapılan yeni başvuruya ilişkin olarak usulüne uygun başvurudan bahsedilemeyeceği gerekçesiyle başvurunun usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ

A. İtiraz Yoluna Başvuranlar

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.

B. İtiraz Sebepleri

Davacı vekili itiraz dilekçesinde; dosyada mübrez maluliyet raporu ile hüküm kurulması gerektiğini, hukuken geçerli ve karara esas alınması gereken bir rapor mevcut iken hükme esas alınmamasının usul ve hakkaniyete aykırı olduğunu, maluliyet raporu uyarınca dosyanın aktüer bilirkişisine sevkine karar verilmesi gerektiğini belirterek Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "...Dosyaya başvuru sahibi ve Anadolu Anonim Sigorta Şirketi tarafından sunulan iki ayrı Sağlık Kurulu Raporu ibraz edildiği görülmektedir.İlgili sigorta şirketince sunulan başvuran vekili tarafından daha önce İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2016/1309 Esas sayılı dosya ile dava açıldığı, mahkemenin maluliyet tespiti için Adli Tıp Kurumunu görevlendirmesi sonucu, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun 04.12.2019 tarihli Adli Tıp Raporunda ilgili muayene raporları ve dosyaya ekli grafilerin incelenmesi neticesinde ...’ın 09.07.2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında Yönetmeliği dikkate alındığında kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 olarak belirlendiği görülmektedir. Başvuru sahibi tarafından Komisyon’a başvuru evrakları arasında sunulu 15.02.2021 tarihli Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Uygulama Hastenesi Adli Tıp Anabilim Dalı Kurul Raporunda ...’ın 09.07.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle oluşan bedeni hasarının tespiti için Aksihar Mustafa Kirazoğlu Devlet Hastanesine ait 09.07.2016- 15.07.2016 tarihlerini kapsayan epikrizin incelendiği ve kişinin muayenesi sonucunda 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ekindeki ölçütler kapsamında kişinin tüm vücut fonksiyon kaybının %20 olduğu belirlenmiştir. Heyetimizce her iki rapor birlikte değerlendirildiğinde her iki raporda da “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” uyarınca tespit yapıldığı ancak ilgili asliye ticaret mahkemesi tarafından gönderilen Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu’nun 04.12.2019 tarihli raporunda Aksihar Mustafa Kirazoğlu Devlet Hastanesine ait 09.07.2016- 15.07.2016 tarihlerini kapsayan adli muayene raporlarının yanı sıra Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 14.08.2018 ve 02.10.2018 tarihli raporlarının da incelendiği ve kişide kaza ile bağlantılı engellilik halinin mevcut olmadığının belirlendiği; ancak başvuru sahibinin tek taraflı talebi üzerine tanzim edilen 15.02.2021 tarhli Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Uygulama Hastenesi Adli Tıp Anabilim Dalı Kurul Raporunda, ilgili Adli Tıp Kurul raporundan ve Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen sağlık raporlarına değinilmediği, kazaya bağlı tüm vücut fonksiyon kaybının %20 olarak belirlendiği görülmektedir. İki rapor arasındaki çelişkinin göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılması gerektiği açıktır. Sigortacılık Kanunun 30/15 madde hükmü uyarınca“Hakemler, sadece kendilerine verilen evrak üzerinden karar verir.” düzenlenmektedir. İtiraz Hakem Heyetimizce yapılan değerlendirme neticesinde, başvuru sahibinin tüm sağlık raporları ve ilgili ATK raporunun incelenmesi ile fiziki muayenesi yapılmak suretiyle vücudunda 09.07.2016 tarihli trafik kazasına bağlı bir fonkisyon kaybı mevcut olup olmadığını ispat etmesi ve belgelemesi gerekirken sunduğu maluliyet raporunun yeterli inceleme ve araştırmaya dayanmadığı anlaşılmış; Uyuşmazlık Hakem Heyetince usulüne uygun başvurudan bahsedilemeyeceği ve başvurunun usulden reddine dair kararına iştirak edilmesine karar verilmiştir." gerekçesiyle davacının itirazının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dosyada mübrez maluliyet raporu ile hüküm kurulması gerektiğini, hukuken geçerli ve karara esas alınması gereken bir rapor mevcut iken hükme esas alınmamasının usul ve hakkaniyete aykırı olduğunu, maluliyet raporu uyarınca dosyanın aktüer bilirkişisine sevkine karar verilmesi gerektiğini belirterek İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe:

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davalı ... şirketleri tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Poliçesi ile teminat altına alınan araçların karıştığı trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı yolcunun yaralanması nedeniyle uğradığı zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı ile rapor ücreti talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 54 üncü maddesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 85, 89, 90, 91 ve 97 nci maddeleri, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik.

3. Değerlendirme

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 97 inci maddesi ile, zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, başvurunun yapıldığı; ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksikliğin tamamlanabileceği açıktır.

Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafından ibraz edilen 15.02.2021 tarihli Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Uygulama Hastenesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen kurul raporunda davacı ...’ın 09.07.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle oluşan bedeni hasarının tespiti için Aksihar Mustafa Kirazoğlu Devlet Hastanesine ait 09.07.2016- 15.07.2016 tarihlerini kapsayan epikrizin incelendiği ve kişinin muayenesi sonucunda Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ekindeki ölçütler kapsamında kişinin tüm vücut fonksiyon kaybının %20, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esaslarına göre ise %18.2 olduğu tespitinin yapıldığı; daha önce aynı taraflar arasında görülen açılmamış sayılmasına karar verilerek 20.10.2020 tarihinde kesinleşen İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1309 Esas sayılı dosyasından alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu’nun 11.03.2019 ve 23.09.2019 tarihli raporlarında kişide kaza ile bağlantılı engellilik halinin mevcut olmadığının belirlendiği anlaşılmaktadır. Eldeki dosyaya sunulu 15.02.2021 tarihli maluliyet raporu ile İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1309 Esas sayılı dosyasından alınan raporlar arasında çelişki bulunduğu sabittir.

Ancak, İtiraz Hakem Heyetince anılan raporlardan İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1309 Esas sayılı dosyasından alınan rapora itibar olunarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Yargılama makamlarınca raporlar arasında çelişkinin bulunduğu hallerde çelişkiyi gideren başka bir rapor alınması gerektiği açık olup İtiraz Hakem Heyetince davacı tarafın sunduğu maluliyet raporunun yeterli inceleme ve araştırmaya dayanmadığı ve usulüne uygun başvurudan bahsedilemeyeceği gerekçesi ile Uyuşmazlık Hakem Heyetinin başvurunun usulden reddine dair kararına iştirak edilmesine karar verilmesi yerinde olmamıştır.

Şu durumda İtiraz Hakem Heyetince, davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerinden olay tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak dosyada mevcut her üç rapordaki tespitler de irdelenmek suretiyle maluliyete ilişkin çelişkiyi giderecek ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli yeni bir rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

VI. KARAR

Değerlendirme bölümünde açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacıya iadesine,Dosyanın İtiraz Hakem Heyetine iletilmek üzere mahkemeye gönderilmesine,26.09.2024 tarihinde Üye ...'un karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Başvuran şahıslar tarafından İstanbul 3. Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1309 Esas sayılı dosyasında aynı konu ve aynı taleple ilgili olarak aynı davalıya karşı dava açılmış, yargılama sırasında davacının maluliyetinin bulunmadığı tespit edilmiş, bu dava davacı tarafça takip edilmemiş mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30 uncu maddesinin 14 üncü fıkrası uyarınca "Mahkemeye ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca Tüketici Sorunları Hakem Heyetine intikal etmiş uyuşmazlıklar ile ilgili olarak komisyona başvuru yapılamaz." Anılan hüküm uyarınca Mahkemeye intikal etmiş uyuşmazlıklarla ilgili olarak Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuruda bulunulamayacağı emredici olarak düzenlenmiştir. Yasal düzenlemede, Mahkeme ya da Tüketici Sorunları Hakem Heyetine bir başvurunun yapılmış olması, uyuşmazlığın mahkemeye intikal etmiş olması engel olarak getirilmekte, yapılan başvurunun derdest olup olmadığı şartı aranmamaktadır.

Sigorta Tahkim Komisyonu başvurusunu "seçimlik hukuk yolu" olarak düzenleyen yasa koyucunun, bu hükmü düzenlerken iki başvuru yolu arasında derdest bir durum olup olmadığını araştırma amacı gütmediği açıktır.

5684 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin 23 üncü fıkrası uyarınca "Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun hükümleri, sigortacılıktaki tahkim hakkında dakıyasen uygulanır."

HMK madde 114/2 "Diğer kanunlarda yer alan şartlarına ilişkin hükümler saklıdır." anlamında getirilmiş, bir "dava şartı" niteliğindedir ve HMK madde 115/1 gereği "Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler."

HMK madde 115/ (2) "Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir."

Şu durumda az yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gereğince talebin reddine karar verilmesi gerekirken İtiraz Hakem Heyeti kararının bu nedenle bozulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle sayın çoğunluğun görüşüne iştirak etmiyorum.